Gündem 15 Temmuz’u nasıl hatırlıyoruz?

15 Temmuz’u nasıl hatırlıyoruz?

08.04.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

“15 Temmuz’u hatırlamak” adlı devam eden çalışmasına ilişkin olarak ilk bulguları paylaşan Yard. Doç. Dr. Reyyan Bilge, 15 Temmuz’a dair insanların aklında en çok korku ve şaşkınlık hislerinin kaldığını söyledi...

15 Temmuz’u  nasıl hatırlıyoruz

15 Temmuz Darbe Girişimi Sonrası Uluslararası Çocuk ve Travma Sempozyumu’na katılan Yard. Doç. Dr. Reyyan Bilge Milliyet’in sorularını yanıtladı.
15 Temmuz’u neden ve nasıl hatırladığımıza dair araştırma yapma fikri nasıl doğdu?
15 Temmuz günlük hayat akışının çok dışında, fazlasıyla şaşırtıcı ve herkesi derinden etkilemiş ve hâlâ da etkilemekte olan oldukça travmatik bir olay. İlk duyduğunuzda olayı anlamlandırmaya ve bununla koordineli bir şekilde davranmaya gayret ediyorsunuz. Kimimiz refleksif olarak sokağa çıktık, kimimiz korkudan donduk kaldık, kimimiz diğerleri gibi anlamlandırmadığı için veya bir kaçış vesilesi olarak yatıp uyumayı tercih ettik. 16 Temmuz sabah vakitlerinde kriz hali bir nebze atlatılınca, yani asıl şoku üzerimden attıktan sonra kendi zihnimde yaşadıklarımı sürekli çevirdiğimi fark ettim. Enteresan olanı bugün sorsanız dün ne yaptınız diye, atlanabilecek bir çok nokta varken, 15 Temmuz’u takip eden günlerde konuştuğum insanların olayın nasıl olduğunu, o sırada nerede ve kimlerle olduklarını, neler hissettiklerini, akabinde ne yaptıklarını birbirine anlattığını ve anılarının tıpkı benimkiler gibi oldukça canlı bir şekilde durduğunu gözlemledim. Ki bu da bellek çalışmalarında flaş anılar (flashbulbmemory) denen olgu. Ben insanın bir şeyi nasıl algıladığını, zihninde bu nesneyi, insanı, olayı, vb. tutabilmek için nasıl kodladığını ve ihtiyacı olduğunda neyi, nasıl hatırladığını sistematik olarak gözlemleyerek araştırıyorum.
Bu tip toplumsal olaylarda hepimiz yaşananları farklı mı hatırlarız?
Bir kere herkesin sadece toplumsal olayları değil herhangi bir olayı algılaması birbirinden çok farklı olabilir. Bir şeyi zihninizde tutabilmeniz için dikkatinizi çekmesi gerekir. Ancak dikkatimizi celbedenler hafızamıza kodlanabilir. Ve tabi üzerinde düşünmemiz, anlam yüklememiz, duyguları yoğun yaşamamış olmamız, olayların içeriği ve bağlamı bir olayı sıkıca kodlayabilmemizde etkili olan unsurlar. Ama her bir faktörün birey üzerindeki etkisi de farklı olabilir. Bu da haliyle dikkatimizi, algımızı, olaya atfettiğimiz anlamı ve onu hatırlayışımızı farklılaştırabilir.
Hatırlıyor olduklarımızın sebebi nedir?
Hatırlayabilmemiz dikkat ve algı süreçlerinden geçiyor. Belleğimizin çalışma mekanizmasında ancak ve ancak dikkat kesildiklerimizi işleyebiliyor, zihnimizde evirip çevirdiklerimizi saklamak üzere zihnimize kodlayabiliyoruz. İyi dikkat etmediğimiz, ya da o sırada dikkat ettiğimizi sandığımız ama aslında önem vermediğimiz olayların silinmesi daha kolay olur. Anlam yüklediğimiz ve zihnimizdeki diğer insan, obje, mekan, ya da olaylarla bağlantı kurduklarımız daha kuvvetli kodlanır. Duygular çok önemli bir yer tutuyor belleğin çalışmasında. Bir nevi çarkı kuvvetli döndüren yağ gibiler. Yoğun olarak yaşadığımız olaylar zihnimize nakşedilir, unutulup yitip gitmeleri de daha zordur.
Neden unutuyoruz?
Unutmamız gerektiği için, belleğin iyi ve verimli çalışabilmesi için unutuyoruz. Hatırlamak kadar unutmak da önemli ve gerekli. Hatta unutmak, belleğin normal işleyişinin bir parçası. Her bir anınızı hatırlayarak yaşayamazsınız. Bellek mekanizmasında ve normal işleyişinin içinde dikkat ve algı var ise unutma nedenlerimizden bir kısmı dikkat eksikliği, ya da farklı algılama olabilir. Muhafaza edebilmek için kodlar, anımsamak için geri çağırırız anılarımızı. Kodlamadan bahsederken çok yüzeysel anlamlandırmak, veya önem vermemiş olmak da unutmamızın nedenleri arasında olabilir. Ya da geri çağırmak istediğimiz anıyı bağlamından, ilişkilendirdiğimiz benzer konulardan koparırsak yanlış yerde aramaya çalışır ve bulamayız. Hatırlamak üzerine olduğu kadar unutma üzerine de birçok araştırma yapılıyor. Çünkü birbirlerini tamamlıyorlar.

‘Algıladığımız doğrultuda hatırlıyoruz’

Katılımcılar 15 Temmuz Darbe girişimi gecesine dair en net neyi hatırlıyorlar?
Yine duygularına değineceğim ama bu sorduğumuz soruların hepsine net olarak cevap veriyorlar hiç duraksamadan. Bir çoğu çok korktuğunu ve şaşırdığını hatırlıyor. Bir kısmı da o sırada yaşadığı duyguyu tarif etmekte zorlanıyor. Birçok duyguyu aynı anda yaşarken tek bir kelimeyle açıklamaya çalışmak o gece yaşananları basite indirgeyecek, kifayetsiz kalacakmış gibi.
Katılımcıların sonraki görüşmelerde yaşananları his üzerinden anlatamadıklarını söylediniz. İlk anda duyulan hislerin yerini ileriki zamanda ne alıyor?
İlk anda duyulan hisler zamanla olaya atfedilen anlamla geriye dönüp tekrar irdeleniyor ve kolay hatırlanabilmek için o sırada nasıl algılıyorsak o şekilde isimlendiriliyor.

‘Kadınlar daha kaygılı’

Yaptığınız araştırmada kadınların kaygı seviyesinin daha yüksek olmasının sebebini nasıl açıklıyorsunuz?
Elimizdeki bulgular henüz kesin sonuçlar değil. Ön ve açıklayıcı analizler üzerinden değerlendirebildik sadece çünkü görüştüğümüz kişilerle 15 Temmuz 2017’de yani olayın üzerinden 1 sene geçince yine görüşüp veri toplayacağız. Ancak onları da toplayıp karşılaştırdıktan sonra çıkan sonuçlar daha sağlam olacaktır. Ama ön bulgulara göre kadınların 15 Temmuz konusunda daha kaygılı, özellikle olayın ilk haftasında daha kaygılı, olduklarını gözlemledik. Ki bu beklenebilecek bir sonuç olabilir zira kadınların kaygı seviyeleri genel olarak daha yüksek oluyor diyebiliriz.
Verilen cevapların değişmesindeki sebepleri hafızadaki detayların azalması olarak açıklıyorsunuz. Aynı zamanda duygu yoğunluğu da azalıyor olabilir mi? Bellek insanları derinden etkileyen olaylar sırasında hissedilen duyguları hafızaya almaz mı?
Bellek duygulardan bağımsız değil hatta ondan besleniyor. Duygular da hafızaya alınıyor ama doğal işleyiş içerisinde, zamanla aynı duygu yoğunluğunda yaşamıyoruz. Hayat devam ediyor, ilk andaki yoğunluk yerini farklı bir anlamlandırmaya, olayla başa çıkabilmeye dönüşüyor.