15 Temmuz’un gizli kahramanları

17-25 Aralık darbe girişiminde başarısız olan Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) TSK içerisinde çöreklenen cuntacılar üzerinden gerçekleştirdiği 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin ayrıntıları gelmeye devam ediyor. FETÖ’nün darbe girişiminde bertaraf edilmesinde büyük yararlılık gösteren gizli kahramanlar da gün yüzüne çıkıyor. FETÖ’nün ihanetine girişimiyle ilgili ilk soruşturmanın Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Ömer Faruk Aydıner tarafından başlatıldığı ortaya çıktı.

Darbe sonra hazırlanan ve AK Parti Genel Merkeze gönderilen bilgi notları arasında yer alan bir pusula var ki, yargı mensuplarının cuntaya boyun eğmemek için neleri göze aldığını ortaya koydu. Yargının darbe gecesi pozisyonunu gözlemlemek için hazırlanan çalışmada, FETÖ darbesi ile ilgili İstanbul’da ilk refleksi gösteren savcının Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Ömer Faruk Aydıner olduğu belirtildi.

HEMEN HAREKETE GEÇTİ

Raporda şu ifadelere yer verildi: “Başsavcıvekili Ömer Faruk Aydıner, Boğaziçi Köprüsü’nün işgali ve Ankara’da jetlerin alçak uçuş yapması üzerine direnişte görev almak için silahlanmış, görev yeri olan Bakırköy Adliyesi’ne gitmek üzere harekete geçmiştir. ‘Zamandan kazanmak ve bir an önce cuntacılarla ilgili adli işlem başlatabilmek adına’ yakındaki Çatalca Adliyesi’ne yönelmiş, 23.00 sıralarında Çatalca Başsavcısına da bilgi vererek adliye İdari İşler Müdürü Turgay Narin’i evinden çağırtıp cuntacıların tamamın görüldükleri yerde gözaltına alınması maksadıyla talimat yazdırmıştır.”

EMNİYETE YAZI GEÇİLDİ

Aydıner imzası taşıyan ve İstanbul Emniyetine 23.00 sularında fakslanan yazıda, “15/07/2016 tarihinde saat 21.00 sıralarında haber bültenlerinde silahlı kuvvetler içerisinde bir kısım cuntacının, Türk Silahlı Kuvvetleri dahil olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti kurumlarını ele geçirmeye, demokratik seçimlerle gelen hükümeti düşürmek teşebbüs ettikleri anlaşılmakta, Türk Milletine karşı harekete geçen cuntacıların gözaltına alınması rica olunur. Ömer Faruk Aydıner Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili” ifadelerine yer verilmiştir.

DESTANSI MÜCADELE VERDİ

Başsavcıvekili Aydıner’in o dönemdeki İstanbul Kaçakçılık Şube Müdürü Feramuz Çetin’e ulaştığı, kendisinin gönderdiği faks numarasına darbecilerin derdest edilmesi amacıyla yazdığı ıslak imzalı talimatı gönderdiği, ayrıca telefonunda kayıtlı olan kolluk kuvveti unsurlarının tamamına da kararın bir örneğini yolladığı belirlenmiştir.

Çatalca Emniyet Müdürlüğü’nden temin ettiği polis aracıyla yoluna devam eden Başsavcıvekili Aydıner’in o gece verdiği destansı mücadeleye dikkat çekilen raporda, “Sefaköy’e kadar ulaşabilmiş, trafiğin durması üzerine araçtan silahı ile inerek Bakırköy Adliyesi’ne yürümüş talimatlarını buradan vermiştir. Adliyeye vardığında ise sayın Cumhurbaşkanımızın geleceği Atatürk Havalimanı’nı işgal eden cuntacıların yakalanması ile ilgili çalışma başlatmış, kuleyi işgal eden albay ve ekibinin gözaltına alınması sonrası süratle sorgularını yapmış, cuntacıların kümelendiği Hava Harp Okulu Komutanlığı’na baskın yapılması talimatını vermiştir. İstanbul’daki hakim ve savcılarımız darbe esnasında gereken refleksi göstermiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası için canlarını siper etmiştir” denildi.

GÖZALTI KARARI ÇIKARDI

15 Temmuz darbe teşebbüsünde yargı mensuplarının ne yaptığını kapsayan çalışmada, bir başka isim daha dikkat çekti. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın da ‘darbeye teşebbüs edenler’ hakkında gözaltı kararı çıkardığı belirtildi. Cumhuriyet Başsavcısı Ali Doğan tarafından İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne gönderilen yazıda, şöyle denildi: “...Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Hükümeti ve Anayasal düzeni bu şekilde yıkmaya teşebbüs ettikleri anlaşıldığından adı geçen darbeye teşebbüs edenlerin görüldüğü yerlerde yakalanmasına ve mevcutlu olarak Cumhuriyet Başsavcılığımıza hazır edilmesine karar verilmiştir.”

BAŞSAVCI VEKİLİ AYDINER O GECEYİ ANLATTI

“Darbe gecesi saat 21.00’da Çatalca'ya vardım . Çatalca eski görev yerimdi. Hafta sonu için gitmiştim. Eşim çocuklarım Ataköy’deydi. Tankları görünce, eski dostum istihbaratçı Mehmet Ali Bal’ın yanına gittim.
Silah olup olmadığını sordum . Birlikte silahlandık . Saat 23.00 gibi en yakın adliye olan Çatalca Adliyesi’nin İdari İşler Müdürü Turgay'ı da çağırdım - bu sırada Beylikdüzü'nde oturan Çatalca Başsavcısı’nı da bilgilendirdim - gözaltı talimatını yazdım.
O dönem İstanbul Emniyet Kaçakçılık Şube Müdürü olan Feramuz Çetin'i aradım. İstanbul Emniyeti’nde bulunan Feramuz beye gözaltı talimatını faksla gönderdim. Ayrıca WhatsApp’tan da gönderdim . Polisler birbirlerine WhatsApp’tan gönderdiler. Fakstan sonra Çatalca Emniyeti’nden temin ettiğim polis aracı ile doğrudan arkadaşım Mehmet Ali Bal ile Bakırköy Adliyesi’ne hareket ettim .
Eşimi çocuklarımı arayıp eve uğrayamayacağımı söyledim. Araç ile Sefaköy'e kadar gelebildik . Oradan sonra insanların dışarıya çıkması nedeniyle trafik kapalıydı. Sefaköy'den bir saat yürüyerek adliyeye ulaştık . O gece ilk olarak havalimanı kuleyi ele geçiren albayı gözaltı yaptık ve hızlıca sorguladım . Sabah Hava Harp Okulu’nda aramaya başladık”

(Yeni Akit)