16.11.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
Gülden Öktem
Bugün saat 19.00’da sona erecek olan 33. İstanbul Kitap Fuarı, 60 bin metrekarelik bir alana kurulmuş ilköğretim okulu gibi. Hafta içi ya da hafta sonu fark etmeksizin okullardan otobüslerin kaldırıldığı fuar, çocuklar için indirimli kitap anlamına geliyor. Ancak elinde listesiyle, bavulunu alıp fuara gelen ziyaretçiler bu durumdan oldukça şikâyetçi. Fuarda konuştuğumuz bir ziyaretçi, fuarın belli saatlerde çocuklar için program yapmasının daha mantıklı olabileceği görüşünde: “Okullar 50 - 60 öğrencilik otobüs kaldırmış fuara getirmiş. Ama çocuklar o kadar bilinçsiz oradan oraya savruluyor ki çocuk kitabı standına ulaşana kadar sıkılmış ve isteksiz oluyor. Madem buraya ağırlıklı olarak ilköğretim okulları geliyor, fuar yönetimi bir program yapsa, çocukların eline bir harita tutuştursa onlar da neyin nerede olduğunu bilerek gezseler, kitap baksalar.”
Yayınevleri ise öğrencilerin fuara gelmesinden şikayetçi değil. Klasikler, Sabahattin Ali’nin “Kürk Mantolu Madonna”sı, Orhan Pamuk, Yaşar Kemal, Ayşe Kulin, Ahmet Ümit, Halid Ziya Uşaklıgil, Dostoyevski ve Gabriel Garcia Marquez’in “Yüzyıllık Yalnızlık” kitapları fuarın en çok arananlarının başında geliyor.
Sahaf bölümü sakin
Fuardaki sahafların olduğu bölüm ise daha sakin. İlköğretim öğrencileri buradaki kitaplara, plaklara vakitlerini ayırmıyor. Okurlar da bu sayede sessiz sessiz sahafına kitabını soruyor ya da tavsiye istiyor. Fuarda görüştüğümüz bir sahaf ise, geçen ay Beyoğlu’ndaki Sahaf Festivali’ne göre fuarda daha çok ilgi gördüklerini söylüyor. “Sahaf Festivali biraz bit pazarı gibi oldu. Artık oraya gelenlerin bir bölümü de sahafa gelmiş gibi değil de bit pazarına gelmiş gibi davranıyor. Ama burada, onca yolu aşıp gelen, bir de koca fuarı gezen mutlaka sahafına da vakit ayırıp kitap bakıyor” diyor.
Dijital yayın standına uğradığımızda ise, bu bölüme ilginin pek fazla olmadığını görüyoruz.
Çakır’dan ‘kitaplı imza’
Fuarda foto muhabirimiz Hüseyin Özdemir’in karşılaştığı oyuncu Deniz Çakır, kendisi ile fotoğraf çektirmek isteyenlere bir şartı olduğunu söylemiş. Çakır, kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyenlere, “Önce roman alın, sonra fotoğraf çektirelim dedim” diye anlatmış.