ABD’de Türkiye’ye karşı kirli ittifak

Washington’da, 2015 yılında kurulan Turkish Heritage Organization oldukça ilginç bir kuruluş. Dikkatimi çeken en büyük özellikleri, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimini anlatmak için ABD’ye davet ettikleri konuklar. Geçen sene kumpas davalarında hapis yatan emekli askeri hakim Ahmet Zeki Üçok, emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin ve gazeteci Nedim Şener’i davet ettiklerinde ABD’nin derin gazetesi Wall Street Journal’ın da dikkatini çektiler, hatta konuklar ağır bir yazının da hedefi oldu. Buna rağmen vazgeçmediler ve kumpasların mağdurlarına gerçekleri anlattırmaya devam ettiler. Eğitim amaçlı kurulmuş, kâr amacı gütmeyen bu sivil toplum kuruluşunun başkanı olan Ali Çınar oldukça girişken bir isim. Son olarak, dar bir grubu kabul eden ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile görüşen ve çantasında da Türk-Amerikan ilişkilerine dair oldukça çarpıcı başlıklarla Türkiye’ye gelen Ali Çınar’ı İstanbul’da yakaladım ve Türk-Amerikan ilişkilerinin kısa vadede ne olacağını konuştuk.

‘Rahip bırakılsın’

- Ali Bey önce Başkan Yardımcısı Pence ile yaptığınız görüşmeyle başlayalım. Türkiye deyince, ABD’nin 2 numaralı adamı ne söylüyor:

- Türkiye’nin önemli bir müttefik olduğunu söylüyor elbette. Ancak ikinci cümlesi, aynı kiliseye üye olduğu Rahip Brunson’ın acilen serbest bırakılması gerektiği. Aslında bu konu ABD’de giderek daha fazla gündem haline gelmeye hatta milli bir dava gibi algılanmaya başladı. Bazı senatörler üst üste kampanyalar düzenliyorlar. Bu iş Senato’nun, Rahip Brunson’ı suçlayan ve yargılayan kişilerin Amerika’ya girişine yasak getirilmesine kadar gidebilir.

- Peki son dönem dolar kurundaki artış ve Türkiye’ye yönelik ekonomik bir kuşatma fikri ne kadar gerçeğe uygun bir senaryo? Washington’da alıcısı var mı bu senaryonun?

-Genel olarak baktığımızda, Washington’da, Türkiye’de bir ekonomik krizin hükümet değişikliğine yol açacağı beklentisinde olan çok grup var. Bu beklenti sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef almıyor aynı zamanda başta enerji yatırımları olmak üzere bölgede yükselen bir Türkiye’yi hedef alıyor.

- Peki, kim bu gruplar ve gerçekten bu kadar etkililer mi?

- Bu gruplar içerisinde neo-con dediğimiz Cumhuriyetçi Parti’nin aşırı muhafazakâr kesimleri, İsrail lobisinin bazı kesimleri, Ermeni lobisi, Yunan lobisi ve elbette FETÖ grubu var. Çok acı ama Ermeni ve PKK’lılarla çalışan Türkleri ilk kez görüyoruz. Mesela bir Kongre üyesini ziyaret ediyoruz, kongre üyesi diyor ki: “Yarım saat önce diğer Türk grubu geldi Türkiye aleyhine çok farklı şeyler söylediler, siz farklı söylüyorsunuz.”

YPG, taksi ve Uber

- Peki Ali Bey, Türkiye’nin Suriye’deki hassasiyetleri, PKK’nın Suriye kolu YPG’ye verilen destek, silah ve bunların Ankara’da yarattığı rahatsızlık, Washington’da kimse umursamıyor mu bunu?

- Ben bir Amerikalı bir ordu mensubuyla konuştuğumda neden YPG’de ısrar ediyorsunuz diye sordum.. Bana dedi ki “Ali, beni Beyaz Saray’a götürsün diye Uber ya da taksi şoförünü çağırdığımı düşün, ben o taksi ya da Uber şoförünün nereden geldiği, etnik kimliği ya da ne yaptığıyla ilgilenmem, önemli olan beni Beyaz Saray’a götürmesidir” dedi.. Kısaca diyorlar ki biz YPG’yi kullanıyoruz ve Türkiye ile çıkarlar çatışmamız olduğu için onlarla devam edeceğiz. ABD’nin şu an YPG’den vazgeçmesi pek mümkün görünmüyor açıkçası..

- Peki hani DEAŞ ile mücadele bitince çekilecekti ABD’de Suriye’den, buna ihtimal yok değil mi?

- Şu an Suriye’de Rusya ve İran var. Amerika oradan tamamen çekilirse global gücünün zayıfladığını açıkça kabul etmiş olur. Unutmayın ki Obama’nın izlediği yanlış politikalar yüzünden Rusya Suriye’de açığı hemen kapadı. Şimdi ABD, o hataları telafi etmeye çalışıyor. Ulusal güvenlik dediğiniz anda akan sular durur ABD’de ve şu an Demokratların bir lider adayı da olmadığı için bugün seçim olsa yine Trump kazanır..

‘Suriye bölünsün’

- Peki, ya Türkiye’nin en büyük hassasiyeti Suriye’nin toprak bütünlüğü, bu konuda ne diyorlar?

- Bazı Amerikalı yetkililer Suriye’nin parçalanması konusunda oldukça açık ve net ifadeler kullanıyor. Mesela, Obama döneminden kalma bir bürokrat olan, DAEŞ’le Mücadele Komisyonu Özel Temsilcisi Brett McGurk, Suriye’den gelen bazı temsilcilerle açık açık konuşmuş bu konuyu. “Suriye’de bir fırsat var ve bunu değerlendirin” demiş.

- ABD yönetiminin resmi görüşü de Suriye’nin bölünmesi mi?

- Trump yönetiminde Suriye’nin bütünlüğünü savunup, Esad’a karşı olunması gerektiğini düşünen güçlü bir kesim var ama herkesin de ayrı bir ajandası var şu an Suriye’ye dair.

- ABD’de Beyaz Saray bir güç, Pentagon bir başka güç, Dışişleri Bakanlığı bir başka güçtü eskiden. Şimdi son sözü askerlerin söylediği bir ülke haline mi geldi ABD demokrasisi?

- Başkan Trump başa geldikten sonra tüm ipler aslında Pentagon’nun elindeydi yani asker ne diyorsa o oluyordu. Ancak yeni göreve gelen Dışişleri Bakanı Pompeo göreve çok sükseyle geldi ve bakanlığının ağırlığının artması bekleniyor. Trump iç politikayla ilgili çok sıkıntılı dönem yaşadığı için doğru dürüst ne Türkiye konusunda ne de dış politika da stratejik bir yol haritaları yok.

15 Temmuz tweet’i

- İyi de yeni Dışişleri Bakanı’nın 15 Temmuz gecesi attığı bir tweet var ki Türkiye ne kadar endişelense haklı değil mi?

- Pompeo’ya eleştiriler geldi tabii ki attığı tweet’lerden sonra. Ancak CIA Başkanı olduktan sonra ilk yurt dışı gezisini Türkiye’ye yaptı ve 6 yıl boyunca Amerikan Kongresi’nde olduğu sürece Türk dostluk grubu üyesiydi Pompeo. Türkiye’yi bilen ve bundan önceki görevinde Türkiye’yle yakın ilişkilerde olan bir isim. Bence Türkiye’nin kaybedilmemesi için çalışacak ve açık bir diyalog olacaktır.

- O zaman bir önceki Dışişleri Bakanı Tillerson döneminde kurulan çalışma gruplarından ümidi kesmeyelim mi?

- Bizim görüştüğümüz Türk ve Amerikalı resmi yetkililer, Brüksel’de Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Pompeo görüşmesinin olumlu geçtiğini ve grupların çalışmaya devam ettiğini söylediler. Yani ortada işlemeyen bir mekanizma yok şu an...