Gündem Ağar ve Çiller haberdardı

Ağar ve Çiller haberdardı

07.06.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

1990’lardaki 4 faili meçhul cinayeti soruşturan Başsavcılığa itiraflarda bulunan eski polis Ayhan Çarkın, ifadesinde cinayetlerin nasıl işlendiğini anlattı. Çarkın, Mecit Baskın, avukat Yusuf Ekinci, avukat Faik Candan ve Namık Erdoğan cinayetleriyle ilgili bilgi verdi

Ağar ve Çiller haberdardı

21 Mart Nevruz kutlamalarına katıldıktan sonra, Susurluk dönemindeki faili meçhul cinayetlerin aydınlatılamadığı konusunda açıklamalar yapmaya başlayan, İstanbul’da ifade verdikten sonra 4 ayrı faili meçhul cinayeti soruşturan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na “etkin pişmanlık” başvurusu yaparak itiraflarda bulunan Susurluk hükümlüsü Ayhan Çarkın’ın ifadesini Milliyet ele geçirdi.
Eski Özel Harekat polisi Çarkın, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce “suç işlemek amacıyla kurulan silahlı suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde tasarlayarak, kasten birden fazla adam öldürmek” suçundan “kendi anlatım ve beyanları, yer gösterme ve otopsi tutanakları ve dosya kapsamına göre, suç işlemek için kurulan örgüt faaliyeti çerçevesinde birden çok insanın tasarlayarak öldürülmesi eylemine katıldığını gösteren olguların bulunması” gerekçesiyle tutuklandı.

Neden ifade verdim?
Çarkın’ın, kendisinin etkin pişmanlıktan yararlandırılması halinde, 3 arkadaşının daha konuşacağını anlattığı, ifadeleri şöyle: “Vicdani muhasebe sonucunda gerçeklerin açığa çıkmasını istediğimden ilgililerin cezalandırılmasını istemem nedeniyle bu ifademi veriyorum. Geçmişe ilişkin gerçeklerin üstünün örtülmesini istemiyorum. Yer göstermeyi kendi isteğimle yaptım.”

Peşimi bırakmadılar
Çarkın, ifadesine şöyle devam etti: “1985’te polis okulundan mezun oldum. İç Güvenlik Özel Harekat kursu gördüm. İlk görev yerim olan Diyarbakır’da çalıştıktan sonra 1990 yılında İstanbul Terörle Mücadele operasyon bölümünde görev aldım. İstanbul’da 3 yıl çalıştıktan sonra 1993 yılında Ankara’ya geldim. Ankara Emniyet Müdürlüğü bünyesinde Özel Harekat Daire Başkanlığı kuruldu.
Bu dairenin kuruluş amacı daha deneyimli personelin yetiştirilmesiydi. Sonra bu amacından saptırıldı. Burada 1 yıldan az çalıştım. Tayin istedim. Tekrar İstanbul’a gittim. Ancak bu sefer yine peşim bırakılmadı.”

Çatlı’dan yardım istedim
Çarkın, ifadesinde şunları belirtti: “Beni Sedat Bucak’ın koruması yaptılar. Abdullah Çatlı’yı Ankara’da çalışırken tanımıştım. O zaman kendisinden, ‘beni buradan kurtar’ diye yardım istedim ve İstanbul’a tayin oldum. 3 Kasım 1996’ya, Susurluk kazası olarak bilinen kazaya kadar polislik yaptım. Ondan sonra açığa alındım. Mahkum oldum. 29 ay cezaevinde yattım. Cezam 2003 veya 2004 yılı başlarında bitti. Daha sonra memuriyetime de son verildi. 2004’ten bu yana da memur değilim. Geçimimi şu anda çay ve neskafe satarak, sağlıyorum.
Uyuşturuculardan kokain ve esrar kullandım. İlk denemem polis olarak görev yaparken 1990 yılında olmuştu. En son 1-2 ay önce esrar kullandım.”

Yıllardır unutamadım
Çarkın, ifadesini şöyle sürdürdü: “Ankara’da benim somut olarak bildiğim bu üç eylem vardı. 1996 yılına kadar Ankara’da bulunan grubun birçok olayları olmuştur. Ben bu olayların içinde olmaktan üzgünüm. Bu oluşumların açığa çıkarılmasını istiyorum. Yıllardır bu olayları unutamadım.
Biz o zaman yetkililerden yardım istedik. ‘Bize destek olun, bu iş böyle devam etmesin’ dedim. Fakat sonra arkadaşlarımdan Oğuz Yorulmaz vuruldu, Ahmet Sakarya’ya da kanser dediler. Buna inanmıyorum. Sami Gece’nin ölümüne de kanser dediler. Mağdur oldum, üzgünüm, fakir aile çocuğuyum.”

Ağar ile Çiller haberdardı
Çarkın’ın, mahkemede verdiği ifadesinde üst düzey devlet görevlileri hakkındaki bilgiler yer almadı. Adliye kaynaklarından alınan bilgiye göre, Çarkın, savcılıkta ifade verdiği sırada Mehmet Ağar ve Tansu Çiller gibi isimlerin de olaylardan haberdar olduğu konusunda iddialarda bulundu.

Haberin Devamı

NAMIK ERDOĞAN CİNAYETİ:
Erdoğan’ı Oğuz Yorulmaz vurdu

Ayhan Çarkın, mahkemedeki ifadesinde, “Benim Namık Erdoğan ile ilgili öldürülme olayına ilişkin yakından herhangi bir bilgim yoktur” dedi. Alınan bilgiye göre, Çarkın, savcılıkta ise kendisinin hiçbir aşamasına katılmadığını söylediği bu cinayetle ilgili duyumlarını anlattı. Çarkın, Erdoğan’ın da aynı şekilde kaçırıldığını ve 2005’te ölen Oğuz Yorulmaz tarafından vurul- duğunu iddia etti.

MECİT BASKIN CİNAYETİ
‘Emniyete getirin’ dediler Baskın’ı infaz ettiler

Ayhan Çarkın’ın, cinayetlere ilişkin verdiği bilgiler şöyle:
“Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın’ın öldürülüp infaz edilmesi olayıyla ilgili yer gösterme ifadem doğrudur. O zaman Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin’di. Bize söylenen bu kişinin emniyete intikalini sağlamaktı. Bilgisine başvurulacağı söylendi. Oğuz Yorulmaz, Ercan Ersoy ve ben onu Altındağ Nüfus Müdürlüğü’nden emniyete davet ettik. Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap ve Ahmet Sakarya’nın olduğu araçta Baskın emniyete götürüldü. Akça’nın bulunduğu araç, Daire Başkanlığı’na gitti. Biz de bir müddet sonra daire başkanlığına gittik ama orada yoktular. Bunun üzerine İbrahim Şahin bize ‘burada ne işiniz var, gidin onlarla buluşun’ dedi. Onların Gölbaşı’nda olduklarını anladık. Yanlarına gittiğimizde Mecit Baskın’ın ölmüş olduğunu gördük. Kimin öldürdüğünü bilmiyorum.
Orada Ayhan Akça ile kavga ettik. ‘Bu ne biçim iştir’ diye söyledim. ‘Bu işi daire başkanı biliyor, sen karışma’ dedi. Biz birbirimize yumrukla girdik. Daha sonra oradan uzaklaştık. Ceset orada kaldı. Olay yerinde Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap, Ayhan Özkan, Ahmet Sakarya vardı. Biz, Oğuz Yorulmaz ve Ercan Ersoy ile birlikte aynı araçla sonradan gitmiştik. O günden sonra onlarla emniyetteki ilişkilerimiz bozuldu.”

Haberin Devamı

YUSUF EKİNCİ CİNAYETİ:
Tetiği Ayhan Akça çekti

Ayhan Çarkın, Avukat Yusuf Ekinci’nin öldürülmesini şöyle anlattı: “Ekinci, Yusuf Yüksel isimli komiserin kullandığı arabayla bürosunun önünden gündüz vakti alındı. Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Enver Ulu, Ahmet Sakarya, Ayhan Özkan, Şahin ve Sait vardı. Sivil insan da vardı. Gölbaşı’na giderken yakın bir mesafeden Ayhan Akça tarafından öldürüldü. Başkasının kurşun atıp atmadığını bilmiyorum.
Ayhan Akça, bana ‘bacanak seni göreyim al bir siftahın olsun, sen de milli ol’ diye Uzi marka silah verdi. Ben de silahı fırlatıp attım, aramızda tartışma çıktı. Daha sonra İbrahim Şahin ile aramızda sorun çıktı. Biz birbirimizle yumruklaştık.
Özel Harekat grubunun içinde bir de Siirt grubu vardı. Siirt’ten gelen terörle mücadele grubu ile İbrahim Şahin orada beraber çalıştığı için bu grup etkindi. Yusuf Ekinci’nin ne amaçla öldürüldüğünü bilmiyorum. Ben bazen sorduğumda Milli Güvenlik Kurulu ve devletin bilgisi dahilinde oluyor diye birşeyler söyleniyordu. Korkut Eken danışman olarak görev yapıyordu.”

Haberin Devamı

FAİK CANDAN CİNAYETİ:
Sakarya kendisi söyledi

Ayhan Çarkın, Avukat Faik Candan cinayetini ise şöyle anlattı:
“Avukat Faik Candan’ın bürosundan alındıktan sonra Oğuz Yorulmaz, ben ve Ercan Ersoy bizim kullandığımız araçla gittik. Biz avukatın bulunduğu aracı takiben peşpeşe 4 veya 5 araçla gittik. Gölbaşı’ndan sonra biz araçla devam ettik. Konya yolunda sol tarafta açık arazide Ahmet Sakarya’nın öldürdüğünü kendi beyanıyla duydum. Ondan sonra ben aylarca göreve gitmedim. İhraç edilmek istedim. Silahı da bıraktım, sonra peşimi bırakmadılar. Abdullah Çatlı’nın yardımıyla İstanbul’a gittik. İstanbul’da tanık olduğum olayları anlattım. Soruşturmasını İstanbul Savcılığı sürdürmektedir.