Gündem Alparslan Aslan'a çarpraz sorguda çarpıcı açıklamalar

Alparslan Aslan'a çarpraz sorguda çarpıcı açıklamalar

20.10.2009 - 17:38 | Son Güncellenme:

.

Alparslan Aslana çarpraz sorguda çarpıcı açıklamalar

Birinci "Ergenekon" davasının tutuklu sanığı Alparslan Arslan, Danıştay baskınından sonra arabasında bulunan diğer iki tabanca ile ne yapacağı sorusuna, "Devam edeceğim, Aydın Doğan’a gideceğim.

Banka sahiplerini yakalayacağım. Ahmet Necdet Sezer gibi bir problem var. Bu adamı öldüreceğim yani" dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada çapraz sorgusu yapılan Alparslan Arslan, üye Hakim Hasan Hüseyin Özese’nin "Danıştayın türbanla ilgili verdiği kararı öğrendiğinizde ne yaptınız?" sorusuna, o dönemde Danıştay daire başkanı olan şimdiki Danıştay Başkanı Mustafa Birden’e yönelik "kesin öldürülmesi lazım. Roketle, tankla olur, bıçakla olmaz" karşılığını verdi.

Arslan, Özese’nin, "Danıştayın türban kararı mı önemli, Cumhuriyet gazetesindeki türbanlı domuz karikatürü mü?" şeklindeki sorusu üzerine de "Turhan Selçuk’u öpüp alnıma koyarım. Allah Selçuk’un hakkını versin" diye konuştu. Arslan, türban kararı nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti devletine hakaret etti.

Hakim Özese’nin ısrarla aynı yönde soru yönelterek yanıt vermesini istediği Arslan, "Ben sadece Mustafa Birden’i hedef seçtim. Bayanlar da vardı, kurşun yağdırdım" dedi.

Bu arada, tutuklu sanık Doğu Perinçek de hakimin yönlendirme şeklinde soru yönelttiğini öne sürerek, tepki gösterdi.

Alparslan’ın avukatı Oğuz Kayıran da müvekkilinin cevabını verdiğini, hakimin istediği şekilde formüle bir cevap verilmesi gerekmediğini, hakimin ısrar etmesinin uygun olmadığını iddia etti.

Hasan Hüseyin Özese de sanığı yönlendirmediğini belirterek, "Olayların nasıl olduğunun, maddi gerçeğin ortaya çıkması, adaletin tecellisi için çalışıyoruz. Bütün gayemiz budur" dedi.

Arslan, Özese’nin "Danıştaya yapılan saldırı, türbanla ilgili hukuk kararını nasıl etkileyecekti? Sen hukukçusun, bu saldırının türban kararına etkisi olacak mıydı?" şeklindeki sorularına ise "Ben Müslümanım" gibi cevaplar verdi.

Sanık Arslan, bir insanın karar nedeniyle Mustafa Birden’e dava açabileceğini, kendisinin de avukat olarak dava açabileceğini ancak bu işin iman ederek çözülmesi gerektiğini kaydetti.

Arslan, sorular üzerine, kafasındaki hedefin Mustafa Birden olduğunu belirtetek, "Birden’i yalnızca öldürüp çıkacaktım. Direkt daiereye gittim.

Kalabalıktı. Sonra mermileri yağdırdım. Birden olmasaydı odadan çıkardım. Yalan söyler, ’abla ben köylüyüm’ derdim, oradan ayrılırdım" dedi.

Bir başka soru üzerine de Arslan, Danıştay binasındaki kameraların çalışıp çalışmadığının umurunda olmadığını, saklanmak isteseydi bere takabileceğini anlattı.

Danıştaya keşfe gittikten sonra Birden"in evine mi, yemek yediği restorana mı gidip gitmeme konusunu düşündüğünü, Danıştay binasında alınan güvenlik tedbirleriyle ilgili bilgisinin olmadığını ifade eden Arslan, hakim Özese’nin, "Eylemi planladınız mı?" şeklindeki sorularına ise "Plan yapmadım.

Öldürülmesi lazımdı. Tepki konulması lazımdı. Başörtüsü meselesini çözmem lazımdı. Yakalanacağım boyutunda değildim. ’Allah’ diyorum, başka boyutta yaşıyorum" şeklinde cevap verdi.

Özese’nin, "Danıştay baskınında Glock marka tabanca kullandın. Arabanda bulunan diğer 2 tabancayla ne yapacaktın, diğer silahları neden Ankara’ya da getirdin?" soruları üzerine Alparslan Arslan, şunları söyledi: "Devam edeceğim. Aydın Doğan’a gideceğim. Polisle çatışacağım düşüncesi aklıma hiç gelmedi. Doğan’ı öldürme düşüncem yoktu. Doğan’a roket... Düzelmezse 2, düzelmezse 10 rokete kadar. Banka sahiplerini yakalayacağım. Ya içinde ya dışında, uzaktan silahlarla. Silahları bulundurmamın anlamı bu. Silahları cihat için bulundurmuşum. Ahmet Necdet Sezer gibi bir problem var. Bu adamı çok severdim, tapardım. Sonra hac meselesi çıktı ortaya. Bu adamı öldüreceğim yani." Arslan, tutuklu sanık Muzaffer Tekin’in bürosuna da emekli askerlerin gidip geldiğini belirterek, "İbrahim Şahin’in büroya gelip gittiği söylendi.

Sempatim arttı. Korkut Eken’in gelip gitmesine sempatim artmadı. Şahin çok sevdiğim bir insan, görüşmüşlüğüm yok. Susurluk davasından dolayı medyadan tanırım" dedi.

Hakim Özese’nin, "Türkiye’de derin devlet var mı?" şeklindeki sorusunu, "Derin devlet olsa bunlar olmaz. Veli Küçük burada olmaz. Derin devlette İslam olması lazım" diye cevapladı.

Kendisinden ele geçirildiği iddia edilen "Ergenekon" belgesini nereden temin ettiği sorusu üzerine Arslan, "Fehmi Koru’yu sevmem. Taha Kıvanç olarak okuyordum. Sonra abuk subuk bir şeyler yazdı. Orhan Pamuk’u sevmiyorsan ona sahip çıkmaman lazım. Bu, Fehmi Koru’ya yakışmıyor. Türk milleti Ermenilere karşı yüzde yüz değil de yüzde 10 yanlış yaptı" dedi.

Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, sorulan soruya cevap vermesi gerektiğini söyledi.

"Bunları anlatmazsam yaşayamam" diyen Arslan da hasta olduğunu, akılsal problemlerinin bulunduğunu, nefes alamadığını ve sağlıklı olmayıp kendisine geri zekalı diyebileceğini kaydetti.

Arslan, üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu’nun "Hedefte Birden vardı, neden diğerlerine de ateş ettiniz?" sorusuna ise kızgın olduğunu, odaya girdiğinde sağ taraftakilere değil, sol taraftakilere ateş ettiğini, türban kararını verenlere karşı kızgınlığının hala devam ettiğini söyledi.

Haşıloğlu da "Cebinde Kur’an olan şahıs ölmüş" sorusuna da Arslan, Guantanamo cezaevindeki kişilerin de tuvalete Kur’an attıklarını söyledi.

-KALBEN ÖZÜR DİLEDİM-

Haberin Devamı

Haşıloğlu’nun, "Türban kararında muhalif kalan kadın üyeyi de yaralamışsınız" sözlerine karşın Arslan, "Kendisinden daha sonra kalben özür diledim" dedi.

Haşıloğlu, daha sonra Arslan’ın annesinin ifadesinde, oğlu ile ilgili beyanlarını okudu.

Arslan da bu bayan ve diğer şahıslarla ilgili bir şey duymak istemediğini ifade ederek, "İnancı için kendisini feda etmeyen insanlardan uzağım. Evladı kavga etmesin diye her türlü şeye başvuran ailelerden uzağım. Eve kilitlemenin anlamı yok. Benim annemin fakirlere karşı gözü yaşarmadı. Ben böyle bir ailede yokum. İslam inancı için gönülden fedakarlık yapmayan insanlarla yaşayamam" şeklinde konuştu.

Haşıloğlu’nun, "İnançlı bir kişi olduğunuzu söylüyorsunuz, inançlı insanları nasıl öldürdünüz?" sorusuna da Arslan, "Ben sadece öldürürüm, zulüm etmem. Elimde imkan olsa Allah rızası için buradaki insanları yaşatmam" diyerek bağırıp, küfür etti.

Haşıloğlu’nun "gladyo" nedir sorusuna da "kılıç" şeklinde cevap veren Arslan, dünyanın hiçbir yerinde gladyo olmadığını iddia etti.

Danıştay saldırısının ardından "İdris Arslan" olarak söz ettiği babasının ve bazı avukat arkadaşlarının kendisine para yatırdığını ifade eden Arslan, istihbarat örgütleri adına da çalışmadığını kaydetti.

Arslan, Türkiye’de bomba temin etmenin çok kolay olduğunu da ifade etti.

Danıştay saldırısından bir gün önce Ankara’ya gittiğinde tutuksuz sanıklardan Süleyman Esen’i aradığını belirten Arslan, "Yorgundum. Osman Yıldırım ile olan kavgayı üzerimden atamıyordum. Esen’e, geri dönmek için Ankara’dan ayrılayım mı dedim? O da güldü, konuştuk işte" dedi.

Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, "Süleyman Esen, Danıştaya saldırı yapacağını biliyor yani" sorusuna ise Arslan, "Hayır bilmiyor, yemin ederim" dedi.

Başkan Şengün’ün, Esen ile Danıştay saldırısını konuşup konuşmadığını sorması üzerine de Arslan, hasta olduğunu, konuşamayacağını kaydetti.

Duruşma, Arslan’ın çapraz sorgusuyla devam ediyor.