27.09.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
KARTAL YUVASINDA BİR GÜN -2 / Tunca Bengin / Bünyamin Aygün
Bölücü terör örgütü ve kaçakçıların geçiş yolunu tutan Irak sınırının sıfır noktasındaki “Kartal Yuvası” tipik bir Türkiye mozaiği. Karaçalı Hudut Bölüğü’nde her ilden gelen asker var. Her birinin doğduğu, büyüdüğü yer ve hayat hikâyeleri farklı ama buluştukları bu tepede yürekleri tek ses, tek nefes olarak atıyor, canlarını ortaya koyarak aynı ideal uğruna kader birliği yapıyorlar:
“Bayrak inmez, vatan bölünmez.”
Türk bayrağını diktikleri 2030 rakamlı tepeye iki kez sızma girişimi olduğunu söyleyen Tuğgeneral Vahap Özoğlu, “İkisi de komando unsurları ya da tankla vuruldu. 5 terörist etkisiz hale getirildi” diyor.
Tuğgeneral Özoğlu’nun izniyle havan saldırılarına karşı en korunaklı yer olarak görülen iki metrelik siperlerin dibine oturarak Mehmetçikle konuşuyoruz. Hepsinin ortak düşüncesi vatan hizmetini onurla ve gururla tamamlayıp, sevdiklerine kavuşmak...
‘Her şey vatan için’
Diyarbakırlı Mehmet Emin Yalçın, vatani görevi için burada olduğunu, bitince inşaat işçiliğine döneceğini söylüyor. 7 aylık oğlu İbrahim Efe’nin fotoğrafına bakarak şafak sayan Bursalı Mehmet Ali Aybey, “Vatan toprağı her yerde görev yaparız” diyor. Muşlu Emin Cecen “Allah izin verirse eğer “ diyerek İstanbul’da yaşayan Bitlisli Osman Arslan, Balıkesirli Oğuzhan Özenç, Osmaniyeli Ferhat Çam gibi işyeri açmak hayalini anlatıyor...Ağrılı Ferhat Armağan ise noktayı koyuyor:
“Biz burada ölmeye hazırız. Her şey vatan için”
Sevdiğinden ayrı düşmek, hasret çekmek askerlikte herkes için geçerli. Ancak bu durum Karaçalı Hudut Bölüğü’ndeysen çok daha farklı ve zor. Buralara kimsenin gelip gitmesi mümkün değil, zaten yasak da. O nedenle buradaki askerler istedikleri an telefonla ana, baba ya da yavuklusunu arayabiliyorlar.
Bunun içinde 7 tane sabit hatlı (Annem, babam, amcam, yavuklum gibi) eski tip telefonları kullanıyorlar... Tabii tim komutanlarının kontrolünde. Konuştuğum askerlerin hepsi bu konuda sıkıntı olmadığını söylüyor. Aileleri rahatlatmak için tim komutanları da sık sık ana, babaları arayıp “Oğlunuz bize emanet, merak etmeyin” diyor.
Siper dibinde yemek
Yemek vakti geldiğinde siperlerin dibine matlardan yer sofrası kuruluyor. Tuğgeneral Özoğlu, diğer subaylar ve erler hep birlikte uzunlamasına yan yana bağdaş kurarak lavaş ekmek, barbunya pilakiden oluşan menüyü kaşıklıyoruz. O arada da Tuğgeneral Özoğlu sağlık önlemleri konusundaki sorumuzu yanıtlıyor:
“Sıhhiye personeli ve acil tıp teknisyenimiz var. Acil durumlarda tabur tabiplerimiz geliyor. Ya da helikopterle 15 dakikada hastaneye ulaştırılıyor. Ayrıca periyodik aralıklarla doktor gelerek muayene ediyor ve hijyenden kaynaklanabilecek sıkıntı olmasın diye kontrol ediyor.”
Burada hijyen konusu çok önemli. Çünkü jeneratörle sağlanan elektrik kesintisiz ama su konusu sıkıntılı. Daha doğrusu helikopter ya da zırhlı araçlarla sürekli takviye edilen içme suyu var ama yıkanma ya da diğer ihtiyaçlar için kullanılacak su yok.