Gündem Bahçelievler katliamında beraate skandal gerekçe

Bahçelievler katliamında beraate skandal gerekçe

10.02.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Ankara Bahçelievler’de 9 Ekim 1978’de yedi TİP’li öğrencinin katledildiği olay nedeniyle yedi kez idama mahkum edilen, cezası müebbete dönüştürülüp tahliyesine karar verilen Ünal Osmanağaoğlu’nu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararı uyarınca 38 yıl sonra yeniden yargılayıp 12 Ocak 2016’da beraatine karar veren mahkeme, skandal bir gerekçeli karar yazdı.

Bahçelievler katliamında beraate skandal gerekçe

Gerekçeli kararda, “Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilmesi yargılamanın yeniden yapılacağı anlamına gelmektedir.
Yenileme nedeniyle bağlantısı olmayan delilleri mahkeme araştırmaz. Buna karşılık mahkeme yenileme başvurusunda bulunan kişinin yargılamanın yenilenmesi sebebi olduğunu iddia ettiği delillerle bağlı değildir. Mahkeme başvuruda belirtilen deliller dışındaki delilleri de resen araştırabilir” denildi.
Kararda, yapılan açık duruşmada, hükümlü Osmanağaoğlu ile birlikte olayı birlikte işledikleri iddia olunan ve daha önce mahkumiyetlerine karar verilen hükümlü sanıklar Haluk Kırcı, Ahmet Ercüment Gedikli ile Duran Demirkıran’ın yeniden dinlendiği, tanık Muhsin Yazıcıoğlu vefat ettiğinden yeniden dinlenmesinin mümkün olmadığı kaydedildi.
Mahkeme, gerekçeli kararında, yargılamayı yeniden yaptığını belirtmesine karşın, TİP’lilerin avukatları Erşen Sansal ve Nezahat Gündoğmuş’un, Osmanağaoğlu’nun da olayda olduğunu söyleyen Demirkıran ve Yazıcıoğlu’nu sorgulayan polislerin tanık olarak dinlenmesi talebini ise şu gerekçeyle reddettiği kaydedildi:
Polisleri dinlemediler
“Her ne kadar katılan vekilleri, işkence iddiaları yönünden, Ünal Osmağaoğlu’nun mahkumiyetine esas alınan Duran Demirkıran ile Muhsin Yazıcıoğlu’nun soruşturma aşamasında ifadelerini alan kolluk görevlilerinin yeniden dinlenmelerini talep etmiş iseler de, dosya içinde mevcut Duran Demirkıran’a ait 30 Aralık 1978 tarihli Adli Tıp raporu içeriği, AİHM’nin ihlal gerekçeleri ile olayın cereyan tarzı itibariyle söz konusu tanıkların kendilerini ceza kovuşturmasına uğratabilecek nitelikte olan sorulara cevap vermekten çekinebilecekleri, kaldı ki somut olayın özelliği itibariyle söz konusu tanıkların daha önceki yargılamada alınan beyan içeriğini tekrarla, ‘ifade alındığı sırada baskı yapılmadığını’ belirtmelerinin dahi ikrarın içtenlikli olduğu anlamına gelmeyeceği, bu şekilde yeniden dinlenmesi talep edilen bu tanıkların dinlenmelerinin yargılamaya yeni boyut getirmesinin mümkün bulunmadığı mahkememizce değerlendirilmekle kolluk görevlilerinin yeniden dinlenmesi cihetine gidilmemiştir.”