Gündem Bize para kazanmak da seyahat etmek de yasak

Bize para kazanmak da seyahat etmek de yasak

28.10.2010 - 03:46 | Son Güncellenme:

İranlıların Türkiye’deki hayatı kolay değil... Aylarca burada yaşıyorlar ama çalışma izinleri yok, haftada üç gün polise yoklama veriyorlar, şehir dışına çıkmaları yasak

Bize para kazanmak da seyahat etmek de yasak

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), sığınma hakkı arayanlarla ilk görüşmeyi yaptıktan sonra vakanın ciddiyetine göre asıl görüşme için tarih veriyor. Gerçekten ciddi baskı gören ve hayatı tehlikede olan kişiler bazen birkaç hafta içinde Türkiye’den üçüncü ülkeye gidebiliyor. Ancak diğer kişilerin görüşme randevusu almaları aylar sürüyor. Bu görüşmeden sonra da bu kez BMMYK’nın kararı için bekliyorlar. Yani İran’dan Türkiye’ye kaçan bir kişi işlemlerinin tamamlanması için 8-12 ay bekliyor. Eğer ret cevabı gelirse bu kez temyiz süreci başlıyor.
- Uzun bekleme süreleri nedeniyle birçok İranlı Türkiye’de kendilerine yeni bir hayat kurmak zorunda kalıyor. Bununla ilgili zorlukların başında çalışma yasağı geliyor. Sığınma hakkı arayan kişilerin çalışma izni yok. Birçoğu kayıt dışı çalışıyor, işçilik yaparak günde 10-15 TL kazanıyorlar.
- BMMYK ile görüşmelerini bekleyen bu kişilerin hayatlarına getirilen bir takım kısıtlamalar var. Mesela yerleştirildikleri kentin dışına çıkmaları yasak. Eğer doktora ya da BMMYK randevularına gitmeleri gerekirse yabancı şube polisinden izin kağıdı almaları gerekiyor. Ayrıca haftada en az iki kez yerel polise gidip imza veriyorlar.

Altı ayda 200 dolar
- Onlar için asıl sorun her 6 ayda bir polise ödedikleri ikamet ücreti... Genelde 200 dolar civarında olan bu parayı aslında Türkiye’de yaşayan tüm yabancılar ödüyor. Ancak Harçlar Kanunu’nun 88. maddesine göre imkânı olmayan kişiler bundan muaf tutulabiliyor. Türkiye’de Mart 2010’da çıkan bir genelgede sığınma hakkı arayan kişilerin buşvuru yapmaları halinde bundan muaf tutulmasını öngörüyor. Ancak Helsinki Yurttaşlar Deneği’nden İrem Arf bu genelgenin keyfen uygulandığını söylüyor.

OKULA?GİDEMİYORLAR
- Türkiye’de yaşayan İranlıların en büyük sorunlarından biri de eğitim. Normalde 14 yaşına kadar eğitim mecburi olduğu için İranlı çocukların da okula sorunsuz gidebiliyor olması gerekiyor. Ancak birçoğu okulda dışlandıklarını, herkese dağıtılan kitapların onlara verilmediğini, okul bahçesinde, hatta bazen öğretmenler tarafından sözlü taciz edildiklerini söylüyor.

POLİS BASKISI?VAR
- Bazı kentlerde yabancı şubenin baskıcı davrandığına dair ilk elden gözlemlerimiz oldu. Mesela İranlılarla görüşmek üzere küçük bir Anadolu kentine gittiğimizde geceyarısı otelimize iki ayrı grup polis gelerek ne yaptığımızı sordu. Ertesi gün İranlılarla röportaj yaparken yanımıza gelip engellemeye çalıştılar, onlara konuşma hakları olmadığını söylediler ve gün boyu bizi takip ettiler. Ancak bu bir istisna olabilir. Bazı kentlerde polisin her vakayla tek tek ilgilendiğini, hastalandıklarında yoklama imzalarıyla ilgili kolaylık sağladığını ve genel olarak mültecilerin hayatlarını kolaylaştırmaya çalıştıklarını duyduk.

Haberin Devamı

Cinsiyet değiştirip evlendi
Sahand ve Mariyeh’nin birkaç İranlıyla yaşadıkları evde beraber fotoğraflarını görünce “Evli misiniz” diye sorduk. Onlar “Evet” derken çevredekiler kıkırdamaya başladı. Sahand’ın geçen seneye kadar kadın olduğunu öyle öğrendik.
Sahand (34) çocukluğundan beri kendini erkek gibi hissediyor. Oyuncak bebekleri hiç olmamış, erkeklerden hiç hoşlanmamış. Sekiz yıl önce cinsiyet değiştirmeye karar verdiğinde psikolog kuzenine danışmaya karar vermiş. “Durumu aileme açıklamama yardımcı olabileceğini düşündüm. Ama o gidip kendi annesine söyledi. Teyzem o gün beni bacağımı kırana kadar dövdü sonra da evden attı” diyor.
Bir yıl sonra basketbol oynamaya gittiği bir gün voleybol takımında oynayan Mariyeh ile tanışmış. İlk andan çok iyi anlaştıklarını ve hemen aşık olduklarını söylüyor. Mariyeh’nin ilişkilerinin yapısıyla ilgili ilginç bir açıklaması var: “Biz lezbiyen değildik. Sahand’ın erkek olduğunu ilk andan anladım, öyle aşık oldum” diyor.

Ameliyat 7 bin dolar
Mariyeh çay ikram ederken Sahand kız olduğu dönemdeki fotoğraflarını gösteriyor. Sonra aşk hikâyelerini anlatmaya devam ediyor... Çıkmaya başladıklarının üçüüncü yılında Sarhand’ın ailesi kızlarını bir yıl Dubai’ye göndermiş. Sahand gülerek “Uzakta kalırsam cinsiyetimi unutacağımı zannettiler ama işe yaramadı” diyor. Dönüşte toplam 7 bin dolar ve iki ameliyattan sonra erkek olmuş. Ama bu kez Mariyeh’nin ailesi sorun çıkarmış.
O sırada artık kızının yeni kimliğini kabullenmiş olan annesi bir gün Mariyeh’nin babasının dükkânına gidip kızını istemiş. Muhafazakâr baba ortalığı ayağa kaldırınca bu evliliğin aile rızasıyla olmayacağı anlaşılmış. Sarhand “Mariyeh’nin akrabaları beni sokakta sıkıştırıp dövüyordu. O zaman kaçma vakti geldiğini anladık” diyor. Yaklaşık 4 ay önce Türkiye’ye gelen çift şimdi görüşmelerinin sonucunu bekliyor. Dosyayı yakından tanıyan isimler büyük ihtimalle mülteci statüsü alacaklarını söylüyor.

Haberin Devamı

Kardeşiyle tek başına Türkiye’de kaldı
Arzu 17 yaşında... Mükemmel Türkçe konuşuyor. Annesi onu ve erkek kardeşini uzun süre önce terk etmiş. Babası onları 4 yıl önce

Bize para kazanmak da seyahat etmek de yasak
Türkiye’ye getirmiş. Van’da yaşamışlar. Ama bugün baba ortalarda yok. “Hep psikolojik problemleri vardı. Buraya gelince daha kötü oldu. Şu anda nerede olduğunu bilmiyorum” diyor. Türkiye’de ona ve kardeşine sahip çıkan bir ailenin yanında yaşıyor. Babasının Hıristiyan olduklarını söyleyerek yaptığı mültecilik başvurusu geri çevrilmiş. Birkaç ay sonra 18 yaşına girince kendisi ve kardeşi adına tekrar başvuracak. “İran’a neden dönmüyorsun” diye sorunca “Ben dört yıldır buradayım. Burada nefes alıyorum, orada ölürüm. Ne olursa olsun geri dönmeyeceğim” diyor.

Haberin Devamı

Bize para kazanmak da seyahat etmek de yasak

‘Türk bayrağı bize güven veriyor’
Ziyaret ettiğimiz evlerden birinde duvara Türk bayrağı ve Atatürk posteri asıldığını gördük. Kimliklerini belli etmek istemeyen İranlılar altında bizim için poz verdiler. “Bunları astık çünkü Türkiye’de güvende hissediyoruz” dediler.

Bize para kazanmak da seyahat etmek de yasak

Faroukh daha önce uluslararası basına konuştu. İlk kez Milliyet’e yüzünü göstererek röportaj verdi.

Haberin Devamı

‘Burada insanlar Ahmedinecad’a bayılıyor... Deli misiniz?’
Faroukh İran’ın en tanınan gay aktivistlerinden biri. Yıllardır ne İran’da ne de Türkiye’de eşcinsel olduğunu saklamıyor. “İran’da evinizde istediğiniz gibi yaşıyorsunuz. Ama bir cafe’de gay olduğunuzu belli edemezsiniz. Bir de tabii cadı avcıları var. İnternette biriyle tanışıp buluşmaya gidiyorsunuz, polis çıkıyor” diyor. “İran’da kadın olmak mı daha zor yoksa eşcinsel mi?” sorusuna, “Kadınlar en azından sokağa çıkıp ‘Ben kadınım’ diyebiliyor. Biz onu bile diyemiyoruz” yanıtını veriyor.

Hapiste taciz
Faroukh İran’da insan hakları örgütlerine eşcinsellerin durumu ile ilgili rapor yolluyor, eşcinsel haklarını savunan bir dergi çıkarıyordu. Ama Yeşil Hareket’te de çok aktifti. 2009 olaylarında Neda ismindeki genç kızın gösteriler sırasında öldürülmesinin ardından sokağa onun posterlerini asarken yakalanınca hapse atıldı, burada taciz edildi. “Lütfen bana bu olayın detaylarını anlattırma” diyor.

İran’ı işgal ettiler
Faroukh’un annesi İran’ın en büyük bankalarından birinde (ismini vermek istemiyor) üst düzey yönetici. Kendisi ise 5 yaşında ailesinden sonra da okulda İngilizce öğrenmiş. İran’da molla rejiminin sonunun yaklaştığını anlatırken ağlayarak “Ailem çok çalıştığı için beni büyükannem büyüttü. Amcam da yıllar önce ABD’ye kaçmak zorunda kalmıştı. Beni onun yerine koyuyordu. Türkiye’ye geldikten sonra amcamın öldüğünü öğrendim. Büyükannem telefonda ağlıyordu ve ben yanında değildim. İran artık daha fazla annenin, büyükannenin üzülmesini kaldıramaz” diyor. İran İslam Cumhuriyeti’nden bahsederken “İran’ı işgal ettiler” benzetmesini yapıyor.
Faroukh’un BMMYK’ya başvuru süreci tamamlandı. ABD’ye gidiyor. ABD Başkanı Barack Obama’nın İran konusunda zayıf olduğunu, muhalefeti açık bir dille eleştirmesi gerektiğini söyleyen Faroukh, “Ben Obama’yı sevmeyen, neo-con bir eşcinselim. ABD’deki hayatım da çok kolay olmayacak” diyor. Orada aktivistliğe devam etmeyi planlıyor. Zaten halen Neda isimli internet dergisinin genel yayın yönetmenliğini yapıyor.

Türkiye yuvam
Türkiye’ye “İkinci evim” diyen Faroukh, “Buradan gidiyorum ama burası hep benim yuvalarımdan biri olacak” diyor. Sonra Türkiye için endişelendiğini anlatıyor. “Bizden ders alın. Bizim durumumuza gelmek için 30 yıl beklemenize gerek yok” diyor. Sonra Türkiye’de insanların Ahmedinecad’ı çok sevmesine ne kadar şaşırdığını anlatıyor: “Burada insanlar İranlı olduğumu duyunca baş parmaklarını kaldırıp ‘süper’ diyor. Bense onlara ‘Deli misiniz‘ diyorum. İran’da insanlar hapishanede tecavüze uğruyor, dövülüyor. Ahmedinecad’ı sevenler bunu bilmeli!”

Haberin Devamı

Bize para kazanmak da seyahat etmek de yasak

İran’da cenazesini kaldırdılar
İran’da muhalefetin ön sıralarında yer alan bir aktivist bir yıldır Türkiye’de yaşıyor. Üstelik üçüncü ülkeye gitmek değil burada kalmak istiyor. O ne ismini veriyor ne de fotoğrafını çektiriyor. Çünkü İran’dakiler onun öldüğünü düşünüyor. “Beni bulmak için 60 yaşındaki babamı kaçırıp işkence ettiler. Ailem de herkese öldüğümü söyledi, cenazemi kaldırdılar” diyor.

Teşekkür ederiz
İranlı gazeteci İman Nafisi bu yazı dizisini hazırlarken çok yardımcı oldu. Türkiye’deki İranlılara mültecilik başvurusunda da yardımcı olan İman’a teşekkür ederiz.

YARIN
Nobel ödüllü Şirin Ebadi, Milliyet için yazdı... Sakine Aştiyani’nin avukatı Muhammed Mustafai sorularımızı yanıtladı