Gündem Bizi kurtaran bombanın ters olmasıydı

Bizi kurtaran bombanın ters olmasıydı

07.08.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Cumhuriyet savcısı olarak 36 yıl görev yaptıktan sonra emekli olup hatıralarını yazan Ahmet Ayvaz, kitabında 2003’te maruz kaldıkları terör saldırısının detaylarını ilk kez anlattı.

Bizi kurtaran bombanın ters olmasıydı

Ayvaz 3 Haziran 2003’te güvenlik sebebiyle servis aracıyla sahilden gitmeye karar verdiklerini belirterek, o günü şöyle anlattı: “Taştan Köprüsü’ne vardığımızda, bir patlama olunca ortaklık zifiri karanlık oldu ve otobüsümüzün camları kırıldı. Hava aydınlanana kadar geçen iki üç dakikalık zamanda beni kan tuttuğu için donup kaldım. Kendime geldiğimde aracımızın bombalandığını anladım. En önde oturuyordum, sol dizimde bir şarapnel parçasının kemiğe kadar nüfuz edip yara açtığını gördüm. Aracı terk esnasında kimi telaşlı, kimi sakin ve üzgün, kimi de hışımla bağırıp çağırıyordu.”

Haberin Devamı

08.15 sıralarında meydana gelen saldırının, köprünün orta ayağına yerleştirilen bombanın patlatılmasıyla gerçekleştirildiğini hatırlatan Ayvaz, şöyle devam etti: “Uzmanlar bu badirenin büyük bir şans eseri ucuz atlatıldığı kanısındaydı. Bombayı oraya yerleştiren, yakalanma korkusu içinde acele etmiş ve bombayı ters koymuştu. İşte bizi kurtaran da buydu. Bomba olması gerektiği gibi yerleştirilseydi, 23 kişilik hakim kafilesi içinde birçok ölü ve yaralı olabilirdi.”

Güler ve Cerrah’a fırça

Savcı Ayvaz, olay günü geçmiş olsuna gelen dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler ve Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’a hakim ve savcıların sert tepki gösterdiklerini, neredeyse kovduklarını da anlattı: “Vali, Başsavcı ve Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah geçmiş olsun ziyaretinde bulundular. Kimsenin sesi soluğu çıkmazken 6 no’lu DGM Üyesi Hakim Ali Tamer Targan ‘Ne yüzle gelip geçmiş olsun diyorsunuz. Başsavcı ve mahkeme başkanları hariç kimseye koruma ve araç vermediniz. Talep edildiğinde ‘polis yetersizliği’ bahanesine sığındınız. Ama bizler şunu çok iyi biliyoruz ki bizim korunmamız için eleman bulunamazken, ünlü iş adamlarına, büyük mafya liderlerine ve sanatçı bozuntularına istedikleri kadar koruma polisi veriyorsunuz’ diye haykırıyor ve sesi karşı duvarlara çarpıp yankılanıyordu.”

Haberin Devamı