Gündem Çocukluk aşkıyla evlendi

Çocukluk aşkıyla evlendi

20.01.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Daha sekiz yaşındayken kardeşleriyle birlikte sokakta kaldı. Kumkapı'da bir balıkçı sepetinin içinde bulundu üç küçük kardeş. Yetimhanede birlikte büyüdüğü çocukluk aşkı Rakel ile evlendi

Çocukluk aşkıyla evlendi

Dink, çok sevdiği Türkiye'sinin Malatya ilinin Gürün ilçesinde 15 Eylül 1954'te dünyaya geldi. Babası terzi esnafı Haşim Kalfa kumar sevdalısıydı. Nitekim, bu sevgisi başına bela oldu. Malatya'dan kaçıp, İstanbul'a yerleştiler. İstanbul günleri sancılı başladı. Annesi, babasını kahvede kumar oynarken yakalayınca, evlilik de sona erdi. Daha sekiz yaşındayken kardeşleriyle birlikte sokakta kaldılar. Birkaç gün sonra da, Kumkapı'da bir balıkçı sepetinin içinde açlık ve sefalet içerisinde bulundu üç küçük kardeş. Gedikpaşa'daki Ermeni Yetimhanesi'ne yerleştirildiler. Ermenice konuşmadığı zaman cezalandırıldığı, dayak yediği zorlu yetimhane yıllarında, sol siyasetten etkilendi. Dink, Üsküdar Surp Haç Ermeni Lisesi'nde okudu, solculuktan son sınıfta okuldan atılınca Şişli Lisesi'ni bitirdi. İllegal bir örgütte siyaset yaptı. Yakalandığında örgüt ile Ermeni cemaati ilişkilendirilmesin diye ismini mahkeme kararıyla Fırat olarak değiştirdi.İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde zooloji eğitimi aldı. "Kişiliğime uymuyor" diyerek, zoolojiyi bırakıp felsefeye yöneldi ancak bu kez kavga edip okuldan ayrıldı.Bu arada, yetimhanede birlikte büyüdüğü çocukluk aşkı Rakel ile evlendi, kardeşleriyle birlikte yayınevi açtı. Ancak, şanssızlık ve yasaklar peşini bırakmıyordu. Eşi Rakel ile birlikte, kendileri gibi Anadolu'dan gelen kimsesiz ve yoksul çocukların yetiştiği Tuzla Ermeni Çocuk Kampı'nı yönetmeye başladı. Kampa devlet el koydu. Denizli Piyade Alayı'nda bütün dönem arkadaşları çavuş oldu, o hariç. İki saat ağladı kararı duyunca. Negatif ayrımcılığı da ilk kez burada hissetti. 12 Eylül döneminde gözaltına alındı, işkence gördü. Bazı cemaat gazetelerinde kitap eleştirileri ile başlayan yazı hayatı, "Ermeni toplumunun tanınması" için kurduğu Agos ile devam etti. Zaman gazetesinde yazdı. Yazılarında Türkiye'deki her etnik toplumun ortak ve barış içerisinde yaşaması gerektiğinin altını çizdi. Dink, 1915'teki olayları da "Ermeni soykırımı" olarak nitelendiriyordu. Ancak Ermeni diasporasına, 1915 olayları için soykırım kelimesini içermeyen daha yumuşak muhalefet yürütmeleri çağrısında bulundu. Ekim 2005'te, "Türklüğe hakaret"ten 6 ay hapis cezası aldı. "Dostlar bağlıyor bizi bu ülkeye" diyordu. Kavga etmeyen, türkü söylemeyen ve oynamayan insanları hiç sevmezdi. Diyaloğa ve fikir özgürlüğüne gönülden bağlı, gerçek bir aydındı. Aklıysa bir şeye ermiyordu: "Tehlike mi onu, o mu tehlikeyi seviyordu? Ama bildiği bir şey vardı; inanılmaz derecede masumdu..." Kendisinden hoşlanmayanlar sadece Türk resmi görüşünü benimseyenler olmadı, kendi cemaatinden bazılarıyla da anlaşamadı. Agos'un kendisini çabuk yaşlandırdığını düşünüyordu. 2005'in son günlerinde yapılan bir röportajında son yazgısını anlatır gibi, şöyle söylüyordu: "Ya ben tehlikeyi çok sevdim, ya tehlike beni. Ama inanılmaz derecede de masumdum." İnanılmaz derecede masumdum Adı Agos'la bütünleşti Hrant Dink'in adı Agos gazetesiyle bütünleşti. Agos gazetesinin internet sitesi, güne, Hz. Ali'nin "Haksızlık önünde eğilmeyiniz, o zaman hakkınızla birlikte onurunuzu da kaybedersiniz" sözüyle başladı. Cinayetten hemen sonra da internet yayını durdurularak, siyah zemin üzerine Hrant Dink'in bir fotoğrafı yayımlanmaya başlandı.Türkiye'deki Ermeni cemaatinin Türkçe-Ermenice haftalık gazetesi olan Agos, yayın hayatına 5 Nisan 1996'da başladı. Agos, kırsal kökenli bir Anadolu terimi olan "Sabanın toprakta açtığı ark" anlamına geliyor.Dink ile Luiz Bakar, Harutyun Şeşetyan ve Anna Turay'dan oluşan bir kurul tarafından kurulan Agos'un yaklaşık 6 bin tirajı bulunuyor. Agos'un, halen sekiz sayfası Türkçe, iki sayfası Ermenice yayımlanıyor. Gazetede, Ermeni entelektüellerin yanı sıra, Türk yazarlara da düzenli olarak yer veriliyor. Dink, demokrat bir yapısı olan Agos ile beğenilen ancak sıkça eleştirilen bir misyona da imza attı. Agos, kendi içine dönük Ermeni cemaatinin dışa açılmasında rol oynadı. Ermeniler için yayımlandı ancak cemaatin sesi olmadı. Çoğu zaman cemaatle görüş ayrılığına düştü. Politika, gündem, kültür, sanat ve cemaat haberleri dışında gündem yaratan haberlere de imza attı. Agos, her konu hakkında görüşü merak edilir ve tartışılır bir yayın organı haline geldi. Özellikle, Ermeni soykırımı iddiaları üzerine sunduğu bakış açısı ve siyasi konularda önyargılara karşı verdiği mücadeleyle dikkat çekti.Agos, 26 Şubat 2004'te protesto edildi. Gazetenin önünde bildiriler okundu, Dink'e yönelik sloganlar atıldı. Tehditlerin ardı arkası kesilmedi. Agos ve Dink, zaman zaman kendi cemaatiyle bile ters düştü. Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II'yi de eleştirdi. Patriğin, "Her dediğini dinleyen ve ona göre hareket eden, sürekli etrafında dolaşan bir müritler topluluğu" istediğini yazdı. Sadece cemaat gazetesi değildi

Yazarlar