DAEŞ Bucca cezaevinde doğdu

Ankara’da geçtiğimiz hafta düzenlenen “Radikalizm ve Aşırıcılık Sempozyumu” eski terör örgütü sempatizanlarını bir araya getirdi. “Parallel Networks” adlı girişimin kurucusu ve aynı zamanda eski bir El Kaide sempatizanı olan, örgüt için insan devşiren Jesse Morton, “Amerikalı Nazi” olarak tanınan Jeffrey Stpehen Schoep ve Hollanda vatandaşı eski El-Kaide destekçisi Jason Walters, Milliyet’e dönüşüm süreçlerini anlattı.

Müslüman oldu

Hollanda vatandaşı 1985 doğumlu Jason Walters, 16 yaşında İslamiyeti benimsedi. Müslüman olduktan sonra Ebu Mücahid Amrik adını aldığını söyleyen Walters, cihat konuşmaları nedeniyle ağabeyi Jermaine Walters ile Hollanda’daki camiye girişlerinin yasaklandığını belirtti. Walters, bu olayın ardından Afganistan’a giderek terör kamplarında eğitim gördüğünü anlattı. Walters, 19 yaşındayken polise el bombası attığını ve bir suikastin planlayıcıları arasında bulunduğunu söyledi. Hollandalı siyasilere karşı suikast şüphesi bulunduğu için 15 yıl hapis cezasına çarptırılan Walters, “Abim bu süreçte DAEŞ’e katıldı. Birkaç yıl önce Suriye’ye geçerek orada aktif bir savaşçı oldu hatta örgüte yeni katılanlara ağır silahların nasıl kullanacağına yönelik eğitimler veriyordu. Yengemi ve yeğenlerimi de yanına aldı. 2015’te YPG’lilerin bombalı saldırısında öldü. Yengem ve yeğenlerim Suriye’nin kuzeyindeki DAEŞ kamplarında kalıyor” dedi.

‘Saldırıyı hapishanede organize etti’

Bir zamanlar El Kaide’nin baş Amerikan propagandacısı olan Jesse Morton da şimdilerde “barış” için propaganda yapıyor. Amerika’da doğan ve 2007’de bir arkadaş grubunun etkisiyle El-Kaide’ye katıldığını aktaran Morton, “El Kaide bağlantılı bir örgütü New York’ta 2007’de kurdum. Bir televizyon programında Hz. Muhammed ile alay eden programcıları tehdit ettiğim gerekçesiyle tutuklandım” dedi. Morton, “2015 yılında hapishaneden ayrıldığımdan beri, eski cihatçı, aşırılık yanlısı düşüncelerimin karşıtını savunuyorum. Geçen yıl, eski cihatçılar ve diğer aşırılık yanlılarını bir araya getirerek ‘Paralel Ağları’ kurduk” diye konuştu. Morton, “Şu anda Suriye’deki DAEŞ sorununun temeli, ABD’nin Irak’taki en büyük cezaevi Bucca’ya dayanır. DAEŞ burada doğdu. Öldürüldüğü açıklanan DAEŞ lideri Ebu Bekir El Bağdadi’nin Bucca’da ne kadar kaldığıysa bilinmiyor. 2006’da Samarra’nın altın kubbesine yapılan saldırının ardından Bağdadi yeniden tutuklanmış. Bağdadi’nin bu saldırıyı hapisteyken organize etmiş olduğu belirtiliyor” diye konuştu.

Walters, DAEŞ’in yakın zamanda Suriye ve Irak’ta iç karışıklılık yaratacağını savundu. Walters, “Yengemi zorla kamp reisiyle evlendirdiler. Yeğenlerim tacize uğruyor. Ancak YPG’nin YPJ kadın kolu gibi, DAEŞ’te de fanatik bir kadın kitle var. DAEŞ’li kadınlar, YPG’li kadınlara kıyasla sayıca daha fazla. Defalarca
onları örgütten uzaklaştırmaya çalıştım 2 aydır kampta telefonları toplandığı için ulaşamıyorum” ifadelerini kullandı.

‘Nazi kampıyla hayatım değişti’

Jeffrey Schoep, Amerikalı neo-Nazi ve nasyonel sosyalist hareketlerin lideri. İlkokuldayken Nazi kampına katılan Schoep, “Kamp hayatımı değiştirdi. Amerikan Nazi Partisi’ne katılarak siyasette aktif rol aldım” dedi. Schoep, 1994’te, Schoep Ulusal Sosyalist Amerikan İşçi Özgürlüğü Hareketi’ni devraldı ve Ulusal Sosyalist Hareketi olarak yeniden adlandırdı. “NSM Skinhead Division” adında beyaz kafatasçı grubu yarattı. Bu grup, ABD’deki en aktif Nazi örgütlerinden biri haline geldi. Örgüt 2000’lerin başında “Yaratıcılık Hareketi” liderlerini öldürdükleri gerekçesiyle mahkûm edildi.