Gündem ‘Demir atlar’la Batı Karadeniz rotası

‘Demir atlar’la Batı Karadeniz rotası

05.08.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

İki teker tutkunu maceraperestlerin kurduğu Motobahriye Kulubü’nden Serkan Çakmakçı Burak Güren ve Nida Şan ile oluşturduğumuz dört motosikletlik konvoyla İstanbul’dan başlayan keyifli Batı Karadeniz turumuz, en kuzeydeki ‘sakin şehir’ Sinop’ta noktalandı.

‘Demir atlar’la Batı Karadeniz rotası

Yılın her dönemi yeşil bitki örtüsü, serin havası ve mavi deniziyle Karadeniz bölgesi, alternatif tatil arayanların yeni gözdesi. Sırt çantalı otostopçular, bisikletli gezginler ve motosiklet tutkunlarının tercih ettiği rotalardan Batı Karadeniz, gürül gürül akan dereleri, geniş yapraklı ormanları, tam keşfedilmemiş mağaraları, yüksekten dökülen şelaleleri ve uzun plajlarla süslü kumsalları ile ünlü. 11 ilde bin 600 kilometrelik yol, yağmurla genelde ıslak geçerken vahşi hayvan karşılaşmalarına ev sahipliği yapacak sürprizler barındırıyor.

Haberin Devamı

‘Demir atlar’la Batı Karadeniz rotası

Yağmur, deniz, orman

Akdeniz ve Ege’ye akın eden tatilcilerin vazgeçilmez sloganı olan “deniz, kum ve güneş”, alternatif rotalarla değişmeye başladı. Akdeniz’in koyu mavi, Ege Denizi’nin turkuvaz sularında yüzdükten sonra yakıcı güneşin altında güneşlenmek yerine Anadolu’nun eşsiz doğasını keşfederken denizde serinlemeyi isteyenler Karadeniz’e yöneliyor.

Ülkemizin en çok yağmur alan coğrafyası Karadeniz’i keşfetmek isteyenlerin öncelikle yağmurla barışık olması ve gerekli önlemleri alması gerekiyor. Tüm yorgunluğa değecek doğal güzellikler barındıran Karadeniz; yağmur, deniz ve orman üçlemesi ile anılıyor. Çeşit çeşit ağaçlarla çevrili Küre Dağları mavi denize yeşil bir büyü katıyor.

İlk durağımız Acarlar

Haberin Devamı

Daha çok sırt çantalı otostopçuların, bisikletli gezginlerin ve motosikletli kaşiflerin ilgi gösterdiği batı Karadeniz için bizler de motosikleti seçtik. Daha fazla yer görmek için hızlı yol alırken araçların giremeyeceği dereleri ya da derin mağaraları keşfederken çadır kamp yapmaya olanak veren motosikletler bizi mahçup etmedi. Deniz ve motosiklet tutkunu maceraperestlerin kurduğu Motobahriye Kulubü’nden Burak Güren, Nida Şan ve Serkan Çakmakçı ile oluşturduğumuz dört motosikletlik konvoy, modern zamanların kervanlarını anımsatıyordu.

Sakarya’nın Karasu ilçesindeki dünyanın tek parça en büyük su basar ormanı Acarlar Longozu ilk günün ilk durağı oldu. İstanbul’dan 200 kilometre uzaklıktaki longoz barındırdığı eşsiz bitki çeşitliliği kadar kuş gözlemcilerinin akın ettiği bir sulak alan.

Gün ışığından en üst seviyede faydalanmak için longozdaki bir saatlik mola ve gezintinin ardından demir atları Akçakoca istikametine sürdük. Karadeniz’in büyüleyici rotasının başladığı anlarda sağ tarafta yeşil ormandan yayılan muhteşem doğa kokusu sol taratan gelen mavi denizin görüntüsüyle birleşiyor. İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan Melen Çayı’nın ardından karşımıza çıkan Düzce’nin dağ köyleri otantik köylerdeki kerpiç evlerle görsel bir şölen sunuyor.

Sanki Ege kasabası gibi

Yolculuğun ana duraklarından olan Bartın’ın Amasra ilçesini yüksek bir tepeden gördüğümüzde çöplerin verdiği üzüntü hafifliyor. Karadeniz’in geleneklerini yaşatırken modernleşen kenti Amasra halkının gezginlere, motosikletlilere ve tüm turistlere davranışı bizi Ege’nin bir tatil kasabasına götürüyor. Yardımcı olmak ve bir şeyler ikram etmek için sürekli çabalayan Amasra’da, 12 yıl önce genç yaşta kaybettiğimiz Barış Akarsu’nun annesi Hatice Akarsu ile konuşma imkanı da buluyoruz.

Haberin Devamı

Çadır kuracağımız Çakraz Koyu’na ulaştığımızda pek çok kampingin bize kapısını açması dikkat çekiyor. Motosikletlerimizi yakınımıza park edebileceğimiz yerde kurduğumuz kampın ardından geceye kumsalda ateş yakarak başlıyoruz. Müzisyen Nida Şan’ın getirdiği melodika ile söylediğimiz şarkılar bizi çadırdaki uykuya hazırlıyor.

‘Demir atlar’la Batı Karadeniz rotası

Kuvayımilliye kenti

Demir atlar ertesi sabah İnebolu’ya doğru konvoy yapıyor. Antalya havası veren Cide’nin uzun plajı ilgimizi çekerken orman içi keskin virajlar bizi başka bir Kuvayımilliye kenti İnebolu’ya ulaştırıyor. Kentin girişindeki seyir terası ve muhtar köşkü, gezginlerin soluklandığı ilk durak. Şehri destanlaştıran İnebolu denk kayıkları. Müze şehir İnebolu, 1920’lerde milli mücadelenin en önemli lojistik merkezi olduğu kadar Atatürk’ün 1925’te şapka devrimini açıkladığı yer.

Haberin Devamı

Açıktaki gemilerden aldıkları cephaneleri karaya çıkartan denk kayıkları kadar yaşlı genç demeden gıcırdayan kağnılarla Ankara’ya ulaştıran İnebolulular, İstiklal madalyası kazanan tek ilçe olmanın gururunu yaşıyor. İnebolu Kent Müzesi’nde Kurtuluş Savaşı hatırlatılırken 90 yıl öncesinin teknolojisi ile yapılan bir denk kayığının olmaması dikkat çekiyor. Kentin tarihsel önemini anlatan diş hekimi Mustafa Fakazlı’nın eşsiz sohbeti İnebolu’nun bize başka bir sürprizi oluyor.

Türkiye’nin en kuzeyi

Sinop’a doğru yol alırken yerleşim yerlerinden uzakta bir vahşi hayvan karşılaşması şehrin bize vaat ettiklerini gösterdi. Bir tilki ağaçlık alandan asfalta indiğinde bizi gördü ve hızla yaşadığı alana döndü. Türkiye’nin en kuzeyi Sinop, modern kent yaşamını gelenekleriyle birleştirirken tüm seyyahların ilgisini çekecek güzellikler barındırıyor. Akdeniz kıyı kentlerinde görülen canlılık gece ilerleyen saatlere kadar devam ederken, Sinop Limanı’ndan çıkılarak yapılan bir tekne gezisi tüm yorgunluğa değiyor. Her yerinden denize girilebilen Sinop’un açık mavi sularında kulaç atmak çok güzel.

Haberin Devamı

Kahraman Gazi Alemdar

‘Demir atlar’la Batı Karadeniz rotası

Düzce’den Zonguldak’a ilerlerken rakımın yükselmesiyle dağların altına oyulan tüneller heyecanımızı artırıyor. Kimi zaman 1,5 kilometreyi bulan uzunluktaki dokuz tünelin her biri motosiklet konvoyumuzun ritmini yükseltiyor. Alaplı 2 Tüneli girişinde yaşadığımız küçük sorun, dört motosikletliyi de Karadeniz’in eşsiz coğrafyasından mahrum etmiyor. Zonguldak’ın demir çelik kenti Ereğli’de verdiğimiz gece molası ile rotanın devamına hazırlanıyoruz.

Yöresel tatları deneme imkanı bulduğumuz gecenin sonunda Ereğli’nin ulusal tarihindeki yerini yaşayarak öğreniyoruz. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Anadolu’nun kurtuluşu için savaşan Kuvayi Milliye hareketine Rusya’nın limanlarından silah, cephane hatta uçak kaçıran Gazi Alemdar gemisinin bire bir maketi Ereğli sahilinde tarih merakımızı gideriyor. Ereğli’deki Cehennem Ağzı Mağarası, yüz binlerce yıl önce yaşayan insanların izlerini barındırıyor.

Karadeniz’e saygısızlık

‘Demir atlar’la Batı Karadeniz rotası

Tünelli, viyadüklü geçitleri aşarak yol alırken sağda yeşil orman solda mavi denizden hiç uzaklaşmamak moral veriyor. Kozlu yakınlarında yol kenarındaki katı atıklar ve araçlardan atılan plastik şişeler doğa korumacı Motobahriye kulübünün dikkatini çekiyor. Dört motosikleti de uygun yere park edip 20 dakika içinde altı torba çöp toplarken eşsiz doğanın nasıl yok edildiğine şahit oluyoruz.

Nefes kesen şelale

‘Demir atlar’la Batı Karadeniz rotası

Tarihi 4 bin yıl öncesine kadar dayanan ve şimdilerde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca müzeye çevrilen eski Sinop Cezaevi’ni gezenler arasına girmek için sabah erken kalkmak gerekiyor. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde bahsettiği cezaevi birbirinden ilginç hikayeler barındırırken, Sabahattin Ali ve Burhan Felek gibi isimlerinde tutukluluk günlerine ev sahipliği yapmış. Doğa içinde yıllarca gizlendikten sonra 1997 yılında Erfelek Barajı ile keşfedilen Erfelek Şelalesi, Karadeniz’in bize son sürprizi oluyor. 28 şelaleden oluşan Erfelek Tatlıca Şelaleleri, doğal dokusunu koruduğu için bölgenin turizm cazibe merkezi olmuş. Yüksekten akan suyun oluşturduğu göller, fotoğraf sanatçılarının bile hayran kalacağı görüntüler oluştururken motosikletli gezginlerin de değişmez rotasına giriyor.