Gündem Doğaya adanmış bir hayat sürdü

Doğaya adanmış bir hayat sürdü

21.01.2020 - 07:50 | Son Güncellenme:

Ömrünü çevreye ve toprağa adayan TEMA Vakfı Kurucu Onursal Başkanı Hayrettin Karaca, 97 yaşında yaşamını yitirdi. Karaca, tüketim çılgınlığına karşı sürekli giydiği kırmızı süveterle simgeleşmişti

Doğaya adanmış bir hayat sürdü

Ömrünü çevreye ve toprağa adayan TEMA Vakfı Kurucu Onursal Başkanı Hayrettin Karaca, 97 yaşında yaşamını yitirdi. Erozyona karşı mücadelesiyle ‘toprak dede’ olarak tanınan Hayrettin Karaca, çevrenin korunması için yaptığı çalışmalarla ‘Alternatif Nobel’in de arasında olduğu bir çok ödül kazandı. Tüketim çılgınlığına dikkat çekmek için sürekli giydiği kırmızı süveteri ile bütünleşen Karaca, Fatih Camisi’nden son yolculuğuna uğurlanacak.

Haberin Devamı

Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA)’nın onursal kurucu başkanı olan Hayrettin Karaca yaşlılığa bağlı nedenlerden dolayı 97 yaşında yaşamını yitirdi. Türkiye’de çevre üzerine çalışan ve kendini toprağa adayan Karaca, yaptığı çalışmalardan dolayı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü almış, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından da ‘Orman Kahramanı’ seçilmişti.

İsveç’in ‘Right Livehood-Doğru Yaşam Vakfı’ tarafından dağıtılan Alternatif Nobel ödüllerinin kazananlarından biri de Karaca olmuştu. Vakıf, ‘doğal yaşamın korunması için ömür boyu yorulmaksızın süren desteği ve koruma ile yöneticilik yapmasının yanı sıra etkin çevresel aktivistlik adına gösterdiği girişimlerden dolayı’ Karaca’yı ödüllendirirken, ödülün sorumluluğuna dikkat çeken Karaca şunları söylemişti;

Haberin Devamı

Doğaya adanmış bir hayat sürdü

Karaca aralarında BM Global 500 Roll of Honour Ödülü, Çevre Bakanlığı Çevre Beratı, Çevre Bakanlığı ‘Üstün Hizmet Ödülü’, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı tarafından ‘Şeref Üyeliği Beratı’ ve TBMM Onur Ödülü olmak üzere yüzlerce ödül almıştı.

Paylaşarak mutluluk

“Bunu ‘yaşanılabilir dünya için emek verdiğim için’ verdiler. Yaşamak istiyorsanız o halde yaşatacaksınız. Kimi yaşatacaksınız ‘Global ekonomi’ denen o canavar kendine hayat veren, benim de ortak olduğum doğal ekosistemi bitirinceye kadar büyümeye devam edecek. Buna çare yok, durduramazsın. Devletleri, hükümetleri ve her kurumu esir almıştır. Bunun çaresi var. Çaresi benim. Çünkü ben sebep oluyorum o tahribata. O üretiyor ben de tüketiyorum. O halde ben kendi kendimin katiliyim. O halde tüketmemek lazım. Bu Anadolu’da halen yaşayan bir kültür. ‘Olanın olmayana borcu var’ deriz. ‘Komşusu aç yatarken yiyenin yediği helal değildir’ deriz. ‘Tanrı misafiri’ deriz. İşte bu Anadolu kültürünün, dünyanın kurtuluş hareketi olduğuna inanıyorum ben. Benim aldığım ödülün temelinde bu vardır. Ben bunu yaşayıp geldim. Bu şekilde yaşadım o nedenle bunu bana layık gördüler. ‘Param var, ama hakkım yok’ diyorum ve ona göre de yaşıyorum. Gömleğimin yakasının altı delik deşiktir, çevirmişimdir. Tüketerek değil, paylaşarak mutlu olacağız dünyada.”

Haberin Devamı

Arboretum kurdu

Kırım göçmeni bir ailenin çocuğu olan Karaca, liseyi bitirdikten sonra babası Hocazade Halil Efendi’nin kurduğu ünlü tekstil firması Çift Geyikli Karaca’nın başına geçmiş ve Karaca markasını en başarılı sanayi kuruluşlarından biri haline getirmişti. Ama Hayrettin Karaca iş hayatındaki başarısına rağmen o dönem hissettiklerini şöyle anlatmıştı; “Ben sanayici olmak istemiyordum. İstediğim edebiyatla ilgilenip kalan zamanımı doğayla iç içe geçirmekti. Fakat o günlerde babamıza karşı çıkmak söz konusu değildi.”

Toprakla bağını hiç kaybetmeyen Karaca, ilerleyen yıllarda Türkiye’nin ilk özel arboretumunu kurdu. Yurt içinde ve yurt dışında gittiği her yerden tohumlar toplayan, botanik bahçelerini gezen Karaca, Yalova’daki Karaca Arboretumu’nda dünyanın her yerinden gelen botanikçileri ağırladı. 14 binden fazla türün bulunduğu arboretum, Türkiye’deki tehlikedeki türler için bir gen koruma merkezi olarak da çalışmalarını sürdürüyor.

Haberin Devamı

Doğaya adanmış bir hayat sürdü

Kırmızı süveterini hiç çıkarmadı

Karaca kendisiyle bütünleşen kırmızı süveterinin sırrını ise verdiği bir röportajda şöyle anlatmıştı; “Rahmetli oğlumdan kazak istemiştim. O da topladığı artık ipliklerle bu kazağı yapmış. Tüketim çılgınlığına karşı çıkmak amacıyla kırmızı süveterimle, dik duruşumla insanlara örnek olmaya çalışıyorum. Ömrüm yettikçe bu kutsal görevimi sürdürmeye devam edeceğim. Yıllardır kırmızı süveterimle vermeye çalıştığım mesajı bir kişi bile anlasa kar sayarım. Verdiğim mesajlar büyük kitleler tarafından kabul görse de görmese de yeni bir süveter almamakta kararlıyım.”

Oğlu öldürülmüştü

Karaca’nın oğlu Atay Karaca, 1993 yılında boşandığı eşi Canan Karaca tarafından öldürüldü. İlk şüpheler intihar üzerineydi. Ancak otopside uzak atışla öldürüldüğü ortaya çıktı. Eski eş kasten adam öldürmekten 24 yıl hapisle yargılandı, ancak ölüme sebebiyet vermekten 1.5 yıl ceza aldı. Kararı Yargıtay bozdu Canan Karaca 20 yıl hapse mahkum oldu. Ama o sürede kayıplara karıştı. 2001 yılında kaçak yaşadığı evde 42 yaşında beyin kanaması geçirip öldü. Karaca’nın diğer oğlu Halil Karaca, 1984 yılında diş çektirmeye gittiği hastanede narkozdan can vermişti.

Haberin Devamı

Bitmeyen dostluk

Karaca, sümerolog 104 yaşındaki Muazzez İlmiye Çığ ile de yakın arkadaştı. İkili katıldıkları televizyon programlarında bilgilerini paylaşmış birlikte çok sayıda röportaj vermişti. Aralarındaki ‘aşk’ söylentileriyle ilgili de konuşan Karaca, bir televizyon programında Muazzez İlmiye Çığ’la nişanlandıklarını açıklamış ve “Evlenmek için benden 10 kıratlık bir pırlanta yüzük istiyor. Benim emekli maaşımı bir yere koyduk her ay yarısını ayırırsam 2040’ta alabiliyorum. O zamana kadar yaşarız tabii, inat bu” demişti.

Doğaya adanmış bir hayat sürdü