Gündem Dokuz Eylül Üniversitesi'nde karışmasın diye hastalara künye

Dokuz Eylül Üniversitesi'nde karışmasın diye hastalara künye

31.07.2008 - 17:05 | Son Güncellenme:

.

Dokuz Eylül Üniversitesinde karışmasın diye hastalara künye

İZMİR Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Rektörü Emin Alıcı, Tıp Fakültesi Hastanesi'nde bir hastanın katarak ameliyatı yerine rahminin alınması olayından sonra yeni önlemler aldıklarını, ameliyat olacak hastalara bundan sonra künye takacaklarını açıkladı. Alıcı, “Boyunlarındaki künyelerde adı, soyadı, servisi yazacak. Bir yanlışın olmaması için her şeyi tekrar tekrar kontrol edeceğiz. Eğer bunu ben yapmış olsaydım kendi kendimi cezalandırırdım. Gider dağbaşında bir kulübede günlerce tek başıma kalır kendime gelemezdim” dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ndeki yaşanan sağlık skandalı hastanenin yeni önlemler almasına neden oldu. Gözünden katarakt ameliyatı olmak için ameliyathaneye alınan 55 yaşındaki Saadet K. aynı yaşlarda bir kadın hastayla karıştırılınca rahmi alınmıştı. Olayın ardından DEÜ Rektörlüğü olaya el koyarak ameliyatı yapan doktoru ve ekibinin açığa alındığını açıklamıştı.

Haberin Devamı

Görev süresi dolan ve bu nedenle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na veda ziyaretinde bulunan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Emin Alıcı, DEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yapılan yanlış ameliyatla ilgili açılamalarda bulundu. Yaşanan olaydan duyduğu üzüntüyü dile getiren Alıcı, her türlü tedbirin alınmasına karşın böyle bir olayın yaşanmasının insanı çileden çıkardığını vurguladı. İnsanın olduğu her yerde yanlışlıkların olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Alıcı, klinikte çalışan bir asistanın acelece hastayı ameliyat salonuna almasıyla yanlışlığın meydana geldiğini kaydetti.

Prof. Dr. Alıcı, “Şükür ki ameliyat olan hastamız önemli şeyler kaybetmedi. Yanlış ameliyat edilen hasta genç hasta olsaydı çok önemli şeyler kaybederdi. Çünkü bildiğiniz gibi rahim ve yumurtalık kanseri kadınlarda çok sık görülüyor. 50- 55 yaşlarındaki bayanlar hiçbir sıkıntısı olmamasına rağmen hastanemize kendi istekleri ile ameliyat oluyorlar. Ama bu hastamız böyle bir talebi olmadan bir asistan arkadaşımızın ve 2 uzman arkadaşımızın dikkatsiz davranışı ile böyle bir talihsizlik yaşandı. Anestezi doktoru hastaya kadın doğum ameliyatı olacak diğer hastanın ismi ile hitap ediyor. Bunlar kayıtlı. Diğer hastanın ismi ile hitap etmesine rağmen hasta cevap veriyor. İsmi o olmadığı halde cevap veriyor. Böyle bir yanlışın olması affedilir türden değil. Bu arkadaşlarımız bu hatalarının bedelini mislisi ile ödeyecekler” dedi.

Haberin Devamı

Bundan sonra hastaların ameliyata alınmadan önce daha dikkatli bir kontrolden geçirileceğini açıklayan Rektör Prof. Dr. Alıcı, hastaların ameliyata alınmadan önce boynunlarına künye takılacağını söyledi. Alıcı, “Bundan böyle ameliyat olacak hastalara askeriyede olduğu gibi ilave olarak künye takacağız. Boyunlarına takılan künyelerde hastanın adı, soyadı ve servisi yazacak. Böyle bir yanlışın olmaması için her şeyi tekrar tekrar kontrol edeceğiz” diye konuştu.
Prof. Dr. Alıcı sözlerine şöyle devam etti:
“Her şey aklıma gelirdi bu hastanede böyle bir şeyin olabileceği aklıma gelmezdi. Bu hastane Türkiye'nin teknolojide en yüksek verimliliği olan bir hastane. Sağlık Bakanlığı verilerine göre 12 parametrenin 8'inde 6 yıl boyunca üst üste birinci olduk. Türkiye'nin en verimli hastanesi düzeni en gelişmiş, uluslararası akredite almış bir hastane. Ama böyle bir yanlışlık olmaz. Biz yanlışlığın üstünü hiçbir zaman kapatma yoluna gitmedik. Hemen basın açıklaması düzenledik. Bizi arayanlara ‘böyle bir şey var kişiler hakkında soruşturma başlamıştır görevden el çektirilmiştir’ diye açıkladık.”
Prof. Dr. Alıcı, bu tür haberlerde hastanın adı ve soyadının açık bir şekilde yazılmaması gerektiğini bunun etik açısından doğru olmayacağını söyledi. Alıcı, medya kuruluşlarının bu konuda hassas davranmasını istedi.

Haberin Devamı

YOĞUNLUK ARTTI
Sağlık sisteminde yaşanan son değişikliklerle beraber üniversite hastanelerindeki yoğunluğun daha da fazla artığına dikkat çeken Prof. Dr. Alıcı, bir doktorun günde 380 hastayı muayene ettiğini vurguladı. Asistanların 36 saat çalışmak zorunda kaldığını belirten Prof. Dr. Alıcı, “Asistanlarımız ancak 8 saat evlerinde kalabiliyor. İşe yetişmek mümkün değil. Halkın bazı yanlış alışkanlıkları var. Bir hastamız başı ağrıyor ya da dişi ağrıyor diye acile koşuyor. Halbuki onu gündüz gidip bir sağlık kuruluşunda yaptırabilir. Biz hiçbir yerde olmayan bir şey yapıyoruz acilde. Hastaları sıraya diziyoruz. Böyle bir şey olmaz, dünyanın hiçbir yerinde de olmaz. Ama bir acil servisin kapasitesi 100 kişi ise oraya bin kişi geliyorsa oradaki insanların artık yapabilecekleri bir şey kalmıyor” dedi.

Haberin Devamı

İNSANİ KOŞULLARA UYMUYOR
Prof. Dr. Alıcı, çalışma koşullarının hiçbir insani koşula uymadığını belirterek, hastanelerde insanı yok eden, ezen, törpüleyen koşulların olduğunu savundu. Asistanların neler çektiğini kendisinin çok iyi bildiğini dile getiren Prof. Dr. Alıcı, şunları söyledi:
“Bir gün bir annenin bana yazdığı mektup vardı. Evlerine gidemediği için aylarca değil yıllarca çocuk sahibi olamayan doktorlar var. Annesini babasını göremeyen arkadaşlar var. Bu insani biri ortam değil ama dünyanın her yerinde sağlıkçılar koşullar ne olursa olsun son güçlerine kadar çalışmak zorundalar. Bu vicdani bir sorumluluk. Mesela ben de gençlik dönemlerimde işlerin sıkışık olduğu zamanlarda pazartesiden çalışmaya başlar gece gündüz çalışarak Cuma günü çalışmamı bitirirdim. Pazartesi sabahı çalışmaya başlar non stop gece gündüz çalışarak Cuma günü 2’de çalışmamı bitirirdim. Böyle bir şey olabilir mi? Olamaz ama iş varsa ve sizden başka o işi yapacak yoksa o işi yapmak zorundasınız. Eğer bunu ben yapmış olsaydım kendi kendimi cezalandırırdım. Gider dağ başında bir kulübede günlerce tek başıma kalır kendime gelemezdim. Böyle bir şeyi bir daha yaşamamak için elimizden gelen her şeyi yapacağız.”

HASTA AMELİYATA NASIL ALINIYOR? DEÜ Rektörü Prof. Dr. Emin Alıcı, hastaların ameliyata nasıl götürüldüklerini şöyle anlattı:
“Hasta servisten eğitilmiş kişiler tarafından alınıyor. Ameliyathanedeki salona getiriliyor. O salona anestezi doktoru gelip, daha önce tanıştığı hasta ile konuşuyor. Doktor “Biraz sonra salona alınacağını” söylüyor. Damarından iğne yapılacaksa yapıyor. Daha sonra ameliyatı yapacak, onu tanıyan diğer ekip geliyor. Ameliyat salonuna götürüyorlar. Ameliyat salonunda hasta ile konuşularak bilgiler doğrulanıyor. Ondan sonra hastaya tekrar ne ameliyatı yapılacağı ve süresi anlatılıyor. Bu konuşmalardan sonra hasta ameliyat ediliyor”