Gündem ‘Film işi şişeyle denize mektup atmak gibi’

‘Film işi şişeyle denize mektup atmak gibi’

15.04.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:

38. İstanbul Film Festivali’nde bu yıl ulusal yarışmanın jüri başkanlığını üstlenen yönetmen, yazar ve senarist Ümit Ünal, önceki gün Yapı Kredi Kültür Sanat’ta gerçekleştirilen bir sinema sohbetinde deneyimlerini izleyiciyle paylaştı

‘Film işi şişeyle denize mektup atmak gibi’

38. İstanbul Film Festivali’nde bu yıl ulusal yarışmanın jüri başkanlığını üstlenen yönetmen, yazar ve senarist Ümit Ünal, önceki gün Yapı Kredi Kültür Sanat’ta gerçekleştirilen bir sinema sohbetinin konuğuydu. Aralarında ‘Teyzem’in de olduğu filmlerin senaristi ve ‘9’, ‘Ara’, ‘Gölgesizler’ ve ‘Sofra Sırları’ ödüllü filmlerin yönetmeni Ünal, Yeşilçam’ın son dönemine yetişmesini bir şans olarak nitelendirdi: “İzmir’de sinema okurken, okulda bir senaryo yazmam gerekiyordu. Ben de teyzemin hayatından çok etkilenmiştim, onun hayatını senaryolaştırmaya çalıştım. İstanbul’da tanıdığım yok ama ‘İstanbul’a gideceğim ve Müjde Ar oynayacak bu filmde’ diyorum. Okulda herkes bana gülüyordu. O zaman Yeşilçam’a yazmak önemsenen bir şey değildi, sirke kaçmak gibiydi. Fakat Müjde’ye senaryo yazmak benim hayatımı değiştirdi.”

Haberin Devamı

En iyi film ödülü

Ünal, 2002 yılında İstanbul Film Festivali’nin ulusal yarışmasında En İyi Film Ödülü kazanan ve Türkiye’nin Oscar adayı olan ilk filmi ‘9’un çıkış öyküsünü ve Yeşilçam’dan öğrendiklerini de paylaştı: “35mm çekerken bir uzun metraj film 25 kutudan oluşurdu. 40 kutuya film çekebilen yönetmenler vardı. İnanılmaz ekonomik çalışma alışkanlığı vardı o dönemde. Atıf Yılmaz da böyle çalışırdı. Sadece en gerekli planları çeker, ne çekeceğini çok iyi planlardı. Ben onlardan çok şey öğrendim ve ben de böyle bir refleks ile çalışıyorum. Bir filmde en çok para harcanan şey mekân, yer değiştirirken harcanan vakit. Her gün, her saat para demek. Ben de acaba mekânı değiştirmeden bir film çekebilir miyim düşündüm, sadece bir ışığın altında. Oradan da bir cinayet hikâyesi çıkmış oldu ve ‘9’u çektim.” Ünal, yeni projesinin Büyükada’da geçen ve kısıtlı mekânda çekeceği bir film olacağını da haberini festival sohbetinde verdi. Ayrıca, anlatmak istediği hikâyeye göre nispeten büyük bütçe veya arkadaşlar arasında çekilen ekonomik bir film arasında karar verdiğini aktardı.

Haberin Devamı

Sanatçı sorumluluğu konusunda konuşan Ünal, çok sanatçı duyarlılığına inandığını söyleyen yönetmen, sanatçılarının toplumun sinir uçları olduğunu söyledi ve sanatçıların iç seslerini dinlemelerinin çok önemli olduğunu vurguladı. Her sanatçının dünyayı çoğunluktan farklı gördüğünü ekleyen Ünal bunun için “Beyinde oluşan bir çeşit kısa devre aslında bu” diye konuştu. Her sanat eserinin önce sanatçı tarafından sonra izleyici, dinleyici veya okur tarafından ikinci kez yaratıldığını ifade eden Ünal, bunu şişenin içine mektup koyarak denize atmaya benzetti ve şunları ekledi: “Herkes kendi algısıyla bir şey anlıyor olacak sizin işinize baktığında. Dolayısıyla bir noktada izleyiciyi unutmak lazım.”