‘Gerçek dışı bir dönemde yaşıyoruz’

1992’de kurulan ve bünyesinde pek çok önemli müzisyeni barındıran UNKLE, şu sıralar triloji çalışmasının ikinci ayağı olan “The Road Part 2” albümle ile gündemde. Geçtiğimiz aylarda yayınladıkları albümle ses getiren grup 28 Eylül’de festtogether kapsamında İstanbul’da sahne alacak. Çok sayıda sivil topluk kuruluşu tarafından desteklenen, ilk ayağı geçtiğimiz hafta sonu DasDas’ta gerçekleştirilen ve dünyaca ünlü aktivist-müzisyen Bob Geldof’un sahne aldığı, sıfır atık hedefiyle yola çıkan festtogether’da müzikseverlerle buluşmaya hazırlanan UNKLE’ın kurucusu James Lavelle Milliyet’e konuştu. Grubun müzikal yolculuğunu anlatan Lavelle, bir yandan bir öz muhasebe yapıp bir yandan da gelecek kuşaklara daha temiz bir dünya bırakmanın yollarını açıklıyor.

Bu yıl yayımladığınız “The Road Part 2” albümünüzde tıpkı öncekinde olduğu gibi çok sayıda ünlü isim var. Albümün hikâyesini sizden duyabilir miyiz?

Bu aslında bir üçlemenin ikinci halkası. Şarkıların doğası gereği oldukça eklektik bir yapıya sahip. Karışık kaset gibi bir kayıt yapmak istedim. Tıpkı dinleyiciler yolda giderken radyoda dinliyormuş gibi. Sizin de dediğiniz gibi albümde yer alan isimlerin bir bölümü önceki çalışmamda olduğu gibi “The Road Part 2”de de yer alıyor.

Önemli bir kariyer ve pek çok işbirliği. Geriye dönüp baktığımızda UNKLE tarihi için ne söyleyebilirsiniz?

Sık sık geriye dönüp Francis Ford Coppola’nın ünlü filmi “Apocalypse Now” için çekilen belgesel, “Hearts of Darkness”a bakıyorum. Her düşündüğümde UNKLE buydu diyorum. Geriye dönüp baktığımda pek çok muhteşem deneyim çıkıyor karşıma; en başta da hayatın ta kendisi. Olağanüstü bir yolculuktu bu, çıkışları ve düşüşleriyle.

Zaman içinde UNKLE büyük değişimler yaşadı. Kimi zaman derin bir sessizliğe gömüldü. Ancak şimdi bir trilojinin ikinci halkasıyla karşımızda. Sonrasında neler olacak?

Bir sonraki odak noktam “Psyence Fiction Director’s Cut”ı ve devamında da “The Road: Part 2”yu bitirmek. Bu sonbaharda yeni müzikler de olacak.

Farklı video kliplere imza atıyorsunuz. Hepsi sizin fikriniz mi?

Bu videoya göre değişiyor. Bazısı bir ortak çalışmanın ürünüyken bazısı tamamen yönetmenin inisiyatifi. Bazısı da benim. Duruma göre değişiyor.

“Person of Interest” adlı soundtrack albümünüz büyük beğeni topladı. Benzeri işler olacak mı?

Gelecek sene yeni çalışmalar yapmayı umuyorum. Ama tabii bu biraz da projelerin içeriğine de bağlı bir durum olacak.

Yıllar sonra yeniden İstanbul’dasınız. Bu konuda ne demek istersiniz?

Her şeyden önce ben bu kentte çalmayı gerçekten seviyorum. İstanbul’a büyük hayranlık besliyorum ve bence bu dünya üzerindeki en güzel ve en özel kentlerden biri. Bizim tüm meselemiz insanları kendilerinden geçirtip onları spiritüel bir yolculuğa çıkarmak. Tüm hayranlarımı festtogether’da görmek istiyorum.

‘Zamanımı asgari düzeyde büyük kentlerde geçiriyorum’

festtogether demişken, çevre duyarlılığı ve sıfır atık mottosuyla yola çıkan bu festivalde yer alan isimlerden birisiniz. Sizce dünyanın bir numaralı sorunu haline gelen çevre kirliliğiyle nasıl savaşabiliriz?

Bence atılması gereken küçük ve büyük adımalar var. Her şeyden önce duyarlı ve bilinçli olmamız gerekiyor. Nasıl para harcadığımıza, nasıl yediğimize ve kalıcı savaşları sürdürmek yerine onları nasıl çözebileceğimize odaklanmalıyız. Öte yandan da hükümetler ve büyük kuruluşların bu sorunun çözümünde ortaklaşa hareket etmesi gerekiyor. Bu durum insanlığın gelecekteki varlığına dair en büyük sorun. Maalesef tarihin aşırı materyalist ve gerçek dışı bir dönemini yaşıyoruz.

Peki, kişisel olarak neler yapılabilir?

Doğayı kirletmeden, kalabalıktan uzakta ve yeşil bir coğrafyada yaşayıp, zamanımı asgari düzeyde büyük kentlerde geçirmeye çalışıyorum.