Gündem 'Gündem yaratmakla işim olmadı'

'Gündem yaratmakla işim olmadı'

23.12.2018 - 08:15 | Son Güncellenme:

‘Gündem Yaratayım mı?’ adlı single ile sevenleriyle buluşan Emel Müftüoğlu, “Bugüne kadar gündem yaratmakla işim olmadı. Beni bu şekilde sever sayarlarsa ne mutlu” diyor

Gündem yaratmakla işim olmadı

Müzisyen Emel Müftüoğlu, 11 yıl aradan sonra ‘Gündem Yaratayım mı?’ adlı şarkıyla dinleyicilerinin karşısına çıktı. Sözü ve müziği Halil Koçak imzalı şarkının düzenlemesi Okay Barış’a ait. Beyoğlu’nun simge yapılarından Narmanlı Han’da çekilen klibiyle sunulan şarkı için buluştuğumuz Müftüoğlu’yla müziğe bakışını konuştuk.

Haberin Devamı

- 11 yıl ara vermek sizi sevenlere haksızlık değil mi?

İyi bir çalışma denk gelmemişti. Beni heyecanlandıracak bir şey bulduğumda da beklemek istemedim. Zaten kendi arkadaşlarım olsun, yolda karşılaştıklarım olsun sürekli özlediklerini ve bir şeyler yapmam gerektiğini söylüyorlardı. Ama buna hazır değildim sanırım. Sonuçta şarkı çıkarınca programlara katılmak, sahneye çıkmak gerekiyor. Ve o dönem istemiyordum.

- ‘Gündem Yaratayım mı?’ şarkısında sizi etkileyen ne oldu?

İki yıl önce Yaşar Gaga’nın albümünü yapıyorduk. Ben de prodüksiyonunu üstleniyordum. Çok geniş ve keyifli bir albüm olmuştu ve ikiye ayırmıştık. Sezen Aksu’yla Tarkan’ın yer aldığı birincisi çıktı. Bu arada albümün diğer kısmındaki Halil Koçak’ın bu şarkısı dilime dolandı. Yatıyorum, kalkıyorum sözlerini mırıldanıyorum. Dayanamadım ve Halil’le konuştum. Çok ben gibiydi, kanım kaynamıştı. İçinde benim söylediğim diğer şarkılarda olduğuna inandığım bir hava vardı. Onun söylediği hali de çıkacak.

Haberin Devamı

Gündem yaratmakla işim olmadı

‘O sihirli bir kutuydu’

- 90’lar Türk pop müziğinin altın yılları olarak anılıyor. Size göre neydi o yılların sırrı?

Öncelikle özel televizyonlar daha yeni başlamıştı. Ve herkes izliyordu, tanımama ihtimalin yoktu. O sihirli bir kutuydu. Şimdiki gençlerin şansızlığı; şarkıları bir yerde duyuyor olsak da kim söylüyor, kim yapmış çok merak edip bakmıyorsan bilmiyorsun.

- Ama bir yandan da müzikalitede bir azalma olduğunu düşünmüyor musunuz?

Hayır, sadece seçme şansımız arttı. Eskiden mesela dört yapraklı yonca vardı. Şimdi hangi birini diğeriyle kıyaslayacaksın, hepsi ayrı bir yetenek. Eskiden seçeneğin çok azdı ve onlardan birini beğenirdin.

- Oyunculuk ve televizyon programları da yaptınız. Yine bu tarz projeleriniz olur mu?

Oyunculuk için sürekli teklif geliyor ama uzun süredir dramada oynamak istediğimi söylüyorum. Eğlenceli, komik kadınlar yerine ters köşe yapmak istiyorum. Ekranı seviyorum, o açıdan program da olabilir. Ama büyük bir sıkıntım var; gözlük kullanmak zorunda olmak. İnsanlar bu konuda yanlış anlayabiliyor.

Haberin Devamı

- Neden öyle diyorsunuz?

Ben süs olsun diye gözlük takmıyorum. Büyük sıkıntım var. Bir iki ameliyat geçirdim. Göz pınarlarım görevini yapmıyor. Bu yüzden gözlerim sürekli akıyor, şişiyor ve kızarıyor. Makyaj yapamıyorum. Televizyon biraz göz göze bir iş. Instagram’da, “Çok ayıp, saygısızlık yapıyorsunuz, gözlüklerinizi çıkarın” diyorlar. Oysa benim için de çok kıymetli yüz yüze olmak. İnsan her şeyi gözleriyle anlatır. Ben de bir insanın beni sevdiğini ya da nefret ettiğini gözünden anlarım. Gözlük durumu beni çok yoruyor.

‘Sezen Hayatımın okuludur’

- Sanat camiasında dostluk olmaz derler ama sizin kalabalık bir arkadaş çevreniz var.

İnsanın illa biyolojik kardeşi olması gerekmiyor. Ayşegül Aldinç’le neredeyse 32 yıldır arkadaşız. Sezen Aksu da çok özeldir benim için. Onu ancak birkaç kitapta anlatabilirim. Benim kendimi yontmamda, eğitmemdeki etkenlerden birincisi Oğuz Müftüoğlu, ikincisi Sezen Aksu’dur. Onlar hayatımın en büyük okullarıdır.