İletişim şenliği ‘COMMFest’19

‘COMMFest’19 İletişim Festivali’ Milliyet’in sponsorluğu ile Yeditepe Üniversitesi tarafından düzenlendi. Bu yıl ikincisi gerçekleştirilen etkinliğin Yeditepe Üniversitesi Festival Alanı’nda dün yapılan açılışına, Milliyet gazetesi yazarı Şebnem Burcuoğlu, Milliyet Fotoğraf Servisi Müdürü Bünyamin Aygün ile gazeteci ve yazar Kerimcan Kamal, Hürriyet Gazetesi Haftasonu Ekler Müdürü Güliz Arslan, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı Kurumsal İletişim Müdürü Canan Soysal ve kültür.limited kurucusu Emre Erbirer katıldı.

Reklam Tasarımı ve İletişimi Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Gülşah Aydın süpervizörlüğünde, üniversitenin halkla ilişkiler kulübü tarafından düzenlenen COMMFest’19 iletişimin önemli isimleriyle öğrencileri
açık havada buluşturdu.

Yazmanın sırları

‘Kocan Kadar Konuş’ adlı kitabıyla tanınan Milliyet gazetesi yazarı Şebnem Burcuoğlu konuşmasında, hep akademisyenlik hayali kurduğunu aktarıp, gençlerle birlikte olmaktan mutlu olduğunu ifade etti. 10 yıl boyunca kurumsal iletişim sektöründe çalıştığını ve hayatının farklı dönemlerinde dans, piyano ve yazıyla ilgilendiğini söyleyen Şebnem Burcuoğlu şunları anlattı: “Bundan beş yıl önce ‘Kocan Kadar Konuş’ ile kitap serüvenim başladı. O dönem büyük bir medya kuruluşunda kurumsal iletişim direktörlüğü ve köşe yazarlığı yapıyordum.

Kitabı bir ay içinde yazıp teslim ettim. Ama kitap bir yıl iki ay sonra basılabildi. Yazarken şöyle yazsam tutar mı, böyle yazsam voleyi vurabilir miyim düşüncesi olmadı. Daha saf duygularla, bir hayali gerçekleştirmek için yazdım. Bundan sonra 5 kitabım daha var. Kitapların kapağının hepsinde ben varım ama yüzüm belli olmuyor. Daha önce kurumsal iletişim yaptığım için şimdi pazarlamamı, iletişimimi, medyayla ilişkilerimi kendim hallediyorum. Belki de en çok televizyona çıkmış yazarlardan biri benimdir.”

Burcuoğlu, hayatta başarmanın en önemli yolunun istemek olduğunu vurguladı. Festival bugün devam ediyor.

Milliyet Fotoğraf Servisi Müdürü Bünyamin Aygün de “COMMFest’19 İletişim Festivali”nde deneyimlerini aktardı. 25 yıldır gazetecilik yaptığını ve 21 yıldır Milliyet gazetesinde çalıştığını anlatan Aygün, gazeteci olmak isteyen gençlere cesur olmaları ancak korkusuz olmamaları tavsiyesinde bulundu. 2013 yılında Suriye’de DAEŞ tarafından 40 gün esir tutulan gazeteci şunları söyledi: “İdlib’e tek başıma gittim. Orada sekiz DAEŞ militanı, eller, gözler bağlı olarak beni bir arabaya attılar. 40 gün esir kaldım. Tüm Türkiye seferber olmuştu. Buradan şunu çıkardım, oraya tek başına gidilmezdi. Cesur olacağız ama korkusuz olmak başka bir şey.”

Aygün, “Tekrar olsa gider miydiniz?” sorusuna ise, “Geldikten sonra çivi çiviyi söker dedim. Bir sene sonra bölgeye tekrar gittim. Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur. Yapınız buna uygun olacak, gerektiğinde hastanız olacak gidemeyeceksiniz, mesai mevhumu olmayacak. Gerekirse tatile gidemeyeceksiniz. Bunlara evet diyorsanız gazeteci olursunuz. Gazeteci doğmuşsanız, gazeteci ölüyorsunuz. Dünyada doğru iletişimin yolu tek. Bir dili, anadili gibi bilmenize gerek olmayabilir bölgede, bazı şeyleri bilseniz yeter” cevabını verdi.

Milliyet Express

Milliyet Express’ten de bahseden Aygün, “Dergilik ile iş birliği yaparak Milliyet Express’i çıkardık. Akşam 5’te yayına çıkıyor. İşte yeni medya bu. Meslek bitmez ama evriliyor. Gazetecilerin iyi ve doğru iletişimci olduğuna inanıyorum” diye konuştu.