İstanbul’u selden koruyacak ortaklık

Boğaziçi Üniversitesi ile Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) bilim insanları ortaklaşa önemli bir projeye imza atacak. Proje kapsamında iklim değişikliği ve olumsuz hava koşullarının gelecekte İstanbul’un yağmur suyu altyapısı ile mevcut drenaj sistemi üzerine yapacağı etki ortaya konulacak.

İstanbul’da bölgesel yağışların ölçümü, tarihsel değişimleri ve kentsel sulak alanların analizini kapsayan araştırmalar kapsamında sel ve taşkın riskli alanlarda daha esnek altyapıların tasarlanmasına rehberlik edileceği belirtiliyor. Projede güncel ve tahmini yağış miktarları da, hem uydu verilerinden, hem de yer istasyonlarından temin edilerek karşılaştırmalar yapılacak. Böylelikle ortalama ve ekstrem yağış miktarları hatasız olarak sınıflandırılacak. Söz konusu bilimsel çalışmaların bir rapor halinde İBB ve İSKİ yetkillilerine de sunulacağı belirtilirken, projenin başında ise Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Cem Avcı bulunuyor.

Prof.Dr.Avcı, “Geçtiğimiz aylarda Antalya’daki hortum felaketi ve düzenli olarak kaydedilmeye başlanan büyük şehirlerdeki sel baskınları değişen tabiat koşulları bağlamında kendine özgü riskleri ortaya koydu. Bu riskler İstanbul için de geçerli. Proje kapsamında şehrin gelecekteki tahmini ortalama ve ekstrem yağış miktarları, yatırım bölgelerine etkisi ele alınacak. Elde edeceğimiz veriler sayesinde sel, su baskını veya taşkın riski olmayan bölgeler hayat bulacak. Diğer bir konu ise İstanbul’da sel için sulak alanların mevcut arazi kullanımı ve ekolojik koşullarla tespitinin yapılması olacak. Proje Limak Vakfı tarafından fonlanacak” dedi.

‘Her bölge risk altında’

İstanbul’un tepe noktaları dışında, belli bir rakım altında olan her bölgenin risk altında olduğunu işaret eden Prof. Dr. Avcı, “Sel baskınları İstanbul’un büyük bir alanında ekonomik riskleri, insan sağlığı riskini ve çevre kirliliği risklerini barındırıyor. Altyapı çalışmalarında yağmur suyunun geri kazanılması önemli. İstanbul devamlı büyüyen bir şehir. Aynı zamanda şehirdeki binaların üçte ikisi Marmara depreminden önce inşa edildiğinden bir dönüşüme maruz kalmak zorunda. Bu dönüşümleri optimum kapasiteler, yeni altyapılar üretmek ve yağmur suyunun geri dönüşümünün sürdürebilirliği açısından bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz. MIT ve Boğaziçi Üniversitesi’nden olan uzmanlar olarak bilimsel yaklaşımlarla yeni altyapı modellerinin tasarlanmasına katkıda bulunmak için çalışacağız. Araştırma sonuçlarımıza göre deprem riski bulunan alanlarda uygulandığı gibi sel riski için de düşük, orta, yüksek riskli bölgeler belirleyeceğiz” diye konuştu.

‘İSKİ yetkilileriyle beraber’

Projede yer alan araştırmacılardan Dr. Mehmet Emre Çamlıbel ise altyapı ve drenaj sistemlerinin afetleri önleme açısından yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini dile getirerek, “Yeni iklim rejiminin nasıl yağışlar öngördüğüne dair çıkan buluntular ile İSKİ’nin İstanbul için uyguladığı drenaj planlamasının optimum olup olmadığı karşılaştırılacak. MIT hocaları ile İSKİ yetkilileriyle beraber görüşeceğiz ve çalışma planı oluşturacağız. Sonrasında bizim MIT’e seyahatlerimiz olacak” dedi.