Gündem ‘Kalp krizi kışın yüzde 35 artıyor’

‘Kalp krizi kışın yüzde 35 artıyor’

09.01.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Prof. Dr. Mustafa Erol, kalp hastalarının kış aylarında daha fazla hastaneye yattığını ve ölümlerin de artış gösterdiğini belirterek, “Aralık ve ocak aylarında, ağustosa kıyasla kalp krizleri yüzde 35 daha fazla” dedi

‘Kalp krizi kışın yüzde 35 artıyor’

Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol kalp-damar ve tansiyon hastalarına, “Kış aylarında soğuk hava şartlarına karşı dikkatli olun” uyarısında bulundu.

Haberin Devamı

İnsanın normal vücut ısısının 36.6-37 derece arasında sabit olduğunu, soğuk havalarda büzüşen damarların vücudun ısı kaybını minimuma indirmeye çalıştığını ifade eden Erol, damarlardaki büzüşme ile tansiyonun yükseldiğini, kalbin oksijen ihtiyacında artış meydana geldiğini, aynı zamanda soğukla birlikte kanda pıhtılaşma faktörlerinde de artış gözlemlendiğini söyledi.

Tansiyon yükselmesi

Kış aylarında kan basıncının yaz aylarına göre arttığını, bunun da kalp-damar hastalıklarına bağlı olay gelişimindeki artışla ilişkili olduğunu dile getiren Erol, “Normal sağlıklı bireylerde kalpte soğuk havalarda meydana gelen bu yük artışını rahatlıkla tolare ederler ancak koroner kalp hastalığı olan kişilerde arterlerin büzüşmesi, tansiyonun yükselmesi, kalbin hızlanması göğüs ağrısını tetikleyebilir hatta kalp krizine yol açabilir” dedi.

Haberin Devamı

Araştırmalara göre, kış aylarında kalp krizlerinin ve kalp krizine bağlı ölümlerin daha çok görüldüğünü aktaran Erol, “Soğuk havanın olumsuz etkileri yanında kalp-damar hastalığı risk faktörlerinde de kış aylarında meydana gelen olumsuzluklar, obezite, hareketsizlik buna katkı sağlar. Yapılan bir çalışma, aralık ve ocak aylarında ağustos ayına kıyasla kalp krizlerinin yüzde 35 daha fazla olduğunu göstermiştir” ifadelerini kullandı.

Rüzgâr tetikleyebilir

Erol, koroner arter hastalığına bağlı ölümlerin soğuğun derecesinden çok ortalama değerden sapma derecesi, hızı ile soğuğun süresiyle ilişkili bulunduğunu aktardı.

Ani sıcak-soğuk değişiminin de koronerlerde ani büzüşme ile kalp krizlerini tetikleyici olabileceğini ifade eden Erol, “Hele bu ani soğuğa çıkma, ısınmadan olağandışı egzersiz ile birleştiğinde kalp krizi ve ölüm riski belirgin artmaktadır. Soğukta rüzgâra karşı yürümek de kalp krizini tetikleyebilir” dedi.

‘Isı kaybını minimuma indirin’

Kış aylarında gribal enfeksiyona yakalanma ve grip salgını riskinin daha fazla olduğunu aktaran Erol, grip salgınları sırasında da kalp krizi riski ve kalp yetersizliğinde hastaneye yatışların arttığını dile getirdi.

Kışa girmeden kalp hastalığı bulunan kişilerin ekim-ka

ım döneminde o yılki grip aşılarını yaptırmaları tavsiyesinde bulunan Erol, şu önerilerde bulundu:

“Soğuk havalarda sıkı giyinmeli, vücut ısısını iyi muhafaza etmeliyiz. Göğüse direk soğuk rüzgârın vurması engellenmelidir. Şapka giyip eldiven takmak ısı kaybını minimuma indirmek gereklidir. Vücut ani sıcak-soğuk değişimine maruz bırakılmamalıdır. Sıcak iç ortamlardan iyi giyinip korunmadan aniden soğuğa çıkılmamalı, ani damar spazmına yol açılmamalıdır.”