Kan bağı olmayan eşinden DNA testi

Sivas’ta 1993’te Madımak Oteli’nin yakılması nedeniyle 35 kişinin ve 2 göstericinin öldüğü olayların firari sanıklarıyla ilgili davada, karar, Adli Tıp raporuna kaldı. Firari sanıklardan Cafer Erçakmak’ın ölümünün ardından (10 Temmuz 2011) kimliğinin tespiti için yapılması kararlaştırılan DNA testinin, Erçakmak’ın kardeşleri ve annesi yerine, oğlu ve kan bağı bulunmayan eşinden DNA örneği alınarak gerçekleştirildiği anlaşıldı.
Savcılığın, firari sanıklardan Yılmaz Bağ’ı, aylar önce ölmüş olmasına rağmen davadan düşürmeyerek, hakkında zamanaşımı kararı verilmesini istediği de ortaya çıktı. Bu gelişmeler0, Sivas’ta yaşananların insanlık suçu olarak nitelenmemesi halinde büyük olasılıkla zamanaşımına girecek olan davanın karara bağlanmasını erteledi.
Sivas ana davasında bir türlü bulunamadıkları için davaları ayrı açılan 7 sanıklı davanın duruşması dün Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.

Karar ertelendi
Duruşmada, sanıklardan ölen Cafer Erçakmak dışındaki 6 sanık hakkındaki davaların zaman aşımından düşürülmesine karar verilmesi bekleniyordu. Ancak yargılamada yaşanan skandallara yenisinin eklenmesi, karar çıkmasını erteledi.
Müdahil avukatlardan Şenal Sarıhan, bir süre önce öldüğü kamuoyuna yansıyan sanık Erçakmak ile ilgili Adli Tıp Kurumu raporunun dosyaya ulaştığını söyledi. Sarıhan, Adli Tıp’ın, Erçakmak’ın annesinden kan örneği almak yerine oğlu ve eşinden alınan kan örnekleriyle karşılaştırma yaptığını söyledi. Bu sonucun geçerlilik taşımayacağını ve ölen kişinin Erçakmak olduğu konusundaki kuşkuyu gidermeyeceğini belirten Sarıhan, Erçakmak’ın annesi ya da kardeşlerinden alınacak kan örnekleriyle yeniden bir araştırma yapılmasını talep etti.
Sarıhan, Mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir’in, “Oğlundan alınan örnekle inceleme yapılmıştır” demesi üzerine, “Ama Adli Tıp Kurumu bunu yeterli görmedi. Anneden talep edildi. Ama Erçakmak’ın annesi yerine oğlunun annesinden alınan örnekle karşılaştırma yapılmış. Bu bir hukuk davası değil. Babalık testi yapmıyoruz” ifadesini kullandı.

Öldü ama
Avukat Sarıhan, daha sonra sanıklardan Yılmaz Bağ ile ilgili de ölüm haberinin geldiğini, bu konunun da 22 Şubat 2011’de duruşma tutanağına girdiğini ifade etti. Sarıhan, buna rağmen savcılığın Bağ’ın ölüm haberi geldikten sonra verdiği esas hakkındaki mütalaasında, bu sanık hakkındaki davanın da zamanaşımından düşürülmesini talep ettiğine dikkati çekti.
Hâkim Örsdemir, DNA konusunda ek rapor alınıp alınmaması ve Bağ ile ilgili yeniden mütalaa verilip verilmemesi konusunda değerlendirme yapmak üzere dosyanın savcılığa verilmesine karar vererek, duruşmayı 13 Mart 2012’ye erteledi.

Polonya da şaşırmış!
Bir soru önergesini yanıtlayan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Sivas katliamının firari sanığı Vahit Kaynar’ın Polonya’da yakalandıktan sonra kefaletle serbest bırakılmasına ilişkin sürecin detaylarını anlattı. Buna göre, Türkiye’nin Varşova Büyükelçiliği, Polonya Başsavcılığı Genel Müdürvekili Jozef Gemra ile temasa geçti. Gemra da 23 bin euro kefaletle Kaynar’ı serbest bırakan Szczecin Temyiz Mahkemesi’nin kararına şaşırdığını bildirmiş. Davutoğlu, Kaynar’ın serbest bırakılmasına karşın Türkiye’ye iade işlemlerinin Polonya İnterpolü’nde sürdüğünü belirterek, “Adı geçenin halen Polonya’da bulunup bulunmadığı ve imza kontrolü altında tutulup tutulmadığı bilgilerinin sorulduğu öğrenilmiştir” dedi.
MERİÇ TAFOLAR Ankara

‘Provokatör müsün?’
Duruşma sonrasında Yeni Akit muhabirinin basın açıklaması yapan gruba, “2 kişinin tabancayla öldüğü sonradan ortaya çıktı. Hollandalı bayanın o gün Sivas’ta ne işi vardı?” sorusunu yöneltmesi nedeniyle arbede yaşandı. Gruptakilerin, “Sen provokatör müsün?” diye tepki gösterdiği muhabir, polis otosuyla
adliyeden ayrıldı.

‘Zamanaşımından düşmemeli’
Duruşmadan sonra adliye önünde basın açıklaması yapıldı. “Katiller yakıyor, devlet bakıyor” sloganları eşliğinde konuşan Sarıhan, Sivas’ta emniyet raporlarına göre 15 bin eylemci olduğunu, ancak 160’ının mahkeme huzuruna çıkarıldığını söyledi. Sarıhan, “Diğerleri ellerini kollarını sallayarak dolaşmakta. Biz aramaya devam ediyoruz. Büyük olasılıkla dava zamanaşımından düşürülecekti. İnsanlık suçu sayın, zamanaşımı vermeyin dedik. Umarız ki Madımak Sivas’ın ortasında yanmaya devam etmez“ dedi.