Gündem ‘Kapitalizm de ataerkilliği destekliyor’

‘Kapitalizm de ataerkilliği destekliyor’

11.11.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

Bu yılki Berlin Film Festivali’nde yarışan ve Türkiye’de 8 Kasım’da gösterime giren Makedonya yapımı ‘Onun Adı Petrunya’yı yönetmeni Teona Strugar Mitevska’yla konuştuk

‘Kapitalizm de ataerkilliği  destekliyor’

Bu yılki Berlin Film Festivali’nde yarışan “Onun Adı Petrunya/Gospod postoi, imeto i’ e Petrunija”, küçük bir kasabada geleneklere ve ataerkil düzene karşı duran bir kadının hikâyesini konu alan Makedonya yapımı bir film. Türkiye’de 8 Kasım’da gösterime giren film, Teona Strugar Mitevska’nın imzasını taşıyor. Dini sudan haç çıkarma töreninde erkeklerin arasında suya atlayıp haçı çıkaran Petrunya’nın yaşadıklarını konu alan filmi Mitevska’yla Berlin’de konuştuk.

Haberin Devamı

Mesele eşitlik meselesi

Film, gerçek bir olaydan mı yola çıkıyor?

Evet. Olay, 2014’de oluyor. Bu tören Ortodoks dünyasında birçok ülkede yapılıyor. Tahta haç suya atılıyor, erkekler suya atlıyor. 2014’de filmin çekildiği kasabada bir genç bir kadın haçı alıyor. Geri vermesini istiyorlar, reddediyor. Bence inanılmaz olan şu: Basın hikâyeyle ilgileniyor ama olay bir tartışma başlatmıyor. Bunu duyduğumuzda “Filmi çekmeliyiz” diye düşündük çünkü olayın kendisi hepimizi ilgilendiren soruları akla getiriyor. Sadece “Bir kadın, devlete veya dini kurumlara karşı geliyor” diye düşünmemek lazım. Bence hikâye insanların, bireyin dünyayı değiştirme gücüyle ilgili olduğu için önemli.

Bu olaydan sonra neler değişti?

Haberin Devamı

Kilisenin kanununda “Kadınlar suya atlayamaz” diye bir madde yoktu ama bu olaydan sonra bu maddeyi eklediler! Ama diğer yandan bu olay Makedonya Kilisesi’ni ikiye böldü. Ama o günden sonra kadınlar Makedonya’da suya atlamadı.

Neden filmi olayın yaşandığı kasabada çekmek istediniz?

Başta şüphelerimiz vardı bu konuda. Çünkü oranın insanları atlayan kadına deli muamelesi yapmıştı. Kasabaya gittiğimde ona ne olduğunu sordum, “O kadından bahsetmeyelim” diye yanıt verdiler. O yüzden bize nasıl bir tepki vereceklerinden de emin olamadım. Ancak bir şekilde film çekmek yaşamın bir parçası. Bir film ekibi bir yere geldiğinde yavaş da olsa bir şeyler değişmeye başlar. Evet, belki en akıllıca karar değildi ama bana sanki iyi bir şeyler olabilir gibi geldi ve bu hissimin peşinden gittim. Ve de öyle oldu. Kasaba halkı filmin bir parçası haline geldi. Kilise yer almayı kabul etmedi ama halk filmin bir parçasına dönüştü.

Filmin gündeme getirdiği meselelerden biri ataerkil düzenin yarattığı sorunlar. Bu sizin için önemli miydi?

Kapitalizm de ataerkilliği destekliyor. Yaşadığımız dünyayla ilgili kararlar alabilmek için karar mercilerinde olmanız lazım ve karar mercilerinde erkekler var. Evet, bu değişiyor ve bu değişim anına şahitlik etmek çok güzel. Bir bilincin olduğu anlara… Ancak unutmamak lazım ki bu feminizmin ilk yükselişe geçişi değil. Tarih boyunca feminizm yükseldi ve düşüşe geçti. Bu, kadınlar, erkeklere karşı meselesi değil, eşitlik konusu…

Haberin Devamı

Filmde, Petrunya’nın annesinin de kızına karşı tavır aldığını görüyoruz.

Elbette, kadınlar da bu sistemi desteklemese iş böyle kalmazdı. Bu eğitim değişebilir. Annesi de çevresinin bir kurbanı ve kendisini özgürleştirecek gibi gözükmüyor. Ancak Petrunya kendisini özgürleştiriyor ve bu da gelecek nesille ilgili umutlu olmak için bir neden.

‘Kapitalizm de ataerkilliği  destekliyor’

‘Olayın kahramanı Londra’da’

Olayın gerçek kahramanıyla görüştünüz mü?

Onunla iletişime geçmeye çalıştık ama Londra’da yaşıyor. Olaydan sonra Londra’ya taşınmış. Sanırım, birçok güçlük çekmiş ve çok çekingen olduğu için de bizimle görüşmedi sanırım. Ama görüşmeye çalışmayı sürdüreceğim. Bazen sistem sizinle uğraşır ve bir süre kendinize gelemezsiniz.