Gündem ‘Katkısız ürünler tercih edilmeli’

‘Katkısız ürünler tercih edilmeli’

30.04.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Neredeyse her türlü işlenmiş üründe bulunan gıda katkı maddelerinin zararsız olduğu söylense de alerji ve migren hastalarının uzak durmaları gerekiyor. Mevsiminden önce tezgâhlara ulaşan hormonlu gıdalar da bir başka tehlike

‘Katkısız ürünler  tercih edilmeli’

Gıda katkı maddeleri gıdaların tat, koku, lezzet, görünüm, besin değeri ve raf ömrü gibi özelliklerini iyileştirmek amacıyla gıdalara katılan maddelerdir. Çikolotadan sakıza, ketçapdan peynire hemen hemen işlenmiş her gıda da E koduyla ifade edilen katkı maddeleri kullanılır. Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Fatih Gültekin, katkı maddelerinin gıda üretiminde kullanılmadan önce zararlı olup olmadıklarına ilişkin birçok toksikolojik araştırmadan geçtiğini belirterek, “Bunların sonucunda, tüketilmesi sağlık açısından risk oluşturmayan miktarlar belirlenmektedir. Bu miktarlar tüketilirken de tüketiciler izlenmekte, beklenmedik etkiler ortaya çıkarsa, izin verilen emniyetli miktar düşürülmekte veya katkı maddesinin tüketilmesi yasaklanmaktadır” diyor.
Alerji ve migren
Türkiye ve AB’de gıdada 360 kadar katkı maddesine izin verildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Gültekin, şöyle devam ediyor;
“Bu katkı maddelerinin bir kısmı her ne kadar toksikolojik testlerden geçmiş ve izin verilen miktarlarının zararsız olduğu ortaya koyulmuş olsa da alerji, migren, hiperaktivite ve kanser gibi hastalıkların oluşmasında veya hastalık bulgularının şiddetlenmesinde rol oynayabilmektedirler. Bu yüzden alerjik bünyeli, migrenli ve hiperaktivite gibi hastalığı olanlar katkı maddelerini tüketirken dikkatli olmalıdırlar. Kanser gibi herkesi etkileyecek riskleri bulunan katkı maddelerinden ise riskleri azaltmak için herkes kaçınmaya çalışılmalıdır.”

Haberin Devamı

GDO’lu tohum yasak

Tarımsal üretimin en önemli girdisi de tohum. Uludağ Üniversitesi Karacabey Meslek Yüksekokulu Organik Tarım Program Başkanı Dr. Sevinç Başay, organik tohumun; “genetik olarak yapısı değiştirilmemiş, döllenmiş hücre çekirdeği içindeki DNA’ya dışarıdan müdahale edilmemiş, sentetik pestisitler, radyasyon ya da mikrodalga ile muamele görmemiş biyolojik özellikte” olduğunu söylüyor. Başay, “ABD’de 2008 yılında, 236 ürün incelendi. Antioksidan, beta-karoten, E vitamini, fosfor ve proteinin de bulunduğu 11 ayrı besin maddesinin, organik ürünlerin yüzde 61’inde daha yoğun olduğu anlaşıldı” diye konuştu.

Sertifika şart
Peki üretici tohumun organik olup olmadığını nasıl anlayacak?
“Organik tohum sertifikalı olmak zorunda. Eğer dökme (pazarlarda kiloyla) satılan bir ürün alıyorsanız, üreticinin müteşebbis sertifikasına ve ürün sertifikasına bakarak organik olup olmadığını anlamak mümkün.”

Haberin Devamı

HORMON TEHLİKESİ SERADA

Hormonlu dometes, çilek, salatalık... Normalin birkaç katı büyüklüğe ulaşan sebze ve meyveler tüketiciyi hormon konusunda endişelendiriyor. Peki hormonlu sebze - meyve tüketiyor muyuz? Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Başkanı Atila Ertem, “Özellikle turfanda dediğimiz erken hasat ürünlerde büyük oranda sağlığa zararlı hormonlar kullanıyor. Örnek 31.8.2011 tarihinden yasaklanan Cynamid halen erken hasatta özellikle turfanda kirazda kullanılıyor” diyor.
Memeli ürünler yetişiyor
Bitki Gelişim Düzenleyiciler (BGD) diye adlandırılan hormonlar arasında satışı yasak olmasına rağmen en fazla 2,4-D (2,4-dicholorophenoxyaceticacid) kullanıldığını kaydeden Prof. Dr. Metin Turan da, “İsveç hiç 2,4-D kalıntısına izin vermezken, Almanya turunçgiller için 2.0 ppm’e izin var. Domates, biber, patlıcan gibi meyve oluşumu döllenmiş çekirdeğe bağlı ürünlerde, pazarlarda gördüğümüz kof görünümlü, memeli ürünler olur. Araştırmalar BGD’lerin vücuttaki toksik maddeler atan enzim seviyeleri üzerine olumsuz etki ettiğini göstermiştir” dedi.

Doğal bir mücadele yöntemi: Nematod
Tarım ilaçlarının kullanılma nedeni verimi düşüren zararlılarla mücadele. Peki organik tarımda bu zararlılarla nasıl mücadele ediliyor. Doç. Dr. İ. Alper Susurluk, bu yöntemlerden biri olan nematod kullanımını anlatıyor:
“Kimyasal mücadele yerine uygulanabilecek en iyi alternatiflerden biri biyolojik mücadeledir. Biyolojik mücadele; bitkisel ürünlere zarar veren canlıların, yine doğada bulunan başka bir canlı ile öldürülmesi olarak tanımlanır. Faydalı böceklerin en eskilerinden biri ‘uğurböceği’dir. Uğurböcekleri başta yaprak bitleri olmak üzere birçok zararlıyı avlayarak bitkileri korur ve bu sayede ilaç kullanımı azalır. Günümüzde birçok faydalı böcek, kırmızı örümcek, nematod, fungus, bakteri ve virüs biyolojik mücadelede başarı ile kullanılmaktadır. Bunlar içinde son yıllarda öne çıkan faydalı canlılar nematodlardır. Nematodlar zararlı böcekleri hastalandırıp ölmelerine neden olmaktadır.”

Haberin Devamı

YARIN: ET VE SÜTTE ANTİBİYOTİK VE HORMON RİSKİ ››CİNSİYET ETKİLEYEN HORMONLAR ››ANTİBİYOTİK SÜTE GEÇİYOR MU?