Kemal Türkler'in kızı: Babamı öldürten devlet

YARGITAY tarafından 3. kez bozulan, 1980 yılında Merter'deki evinin önünde öldürülen DİSK Kurucu Genel Başkanı Kemal Türkler’in cinayetine ilişkin dava yarın zamanaşımı süresini dolduruyor. Sanık Ünal Osmanağaoğlu 10 günlük rapor alarak dünkü duruşmaya katılmamıştı. Kemal Türkler’in eşi Hatice Sebahat Türkler, kızları Nilgün Soydan ve Yasemin Türkler Akpınar ile Disk Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin de katıldığı bugün görülen duruşma, sanık Ünal Osmanağaoğlu’nun tam teşekküllü bir devlet hastanesine gönderilerek sağlık durumunun, aldığı rapor ile uyumlu olup olmadığı hususunda rapor alınması ve sanığın gelecek celsede hazır bulundurulmasına karar verilerek ertelendi. Yarın zamanaşımına uğrayacak davanın 3’üncü duruşması 23 Eylül’de görülecek.

Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre mahkeme zamanaşımı süresi dolan davayı ortadan kaldıracak. Ancak Türkler ailesi olayın insanlık suçu olduğunu söyleyerek yaşanan cinayette zamanaşımının uygulanamayacağını iddia ediyor.

20 Temmuz'da yapılan duruşmada Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti sanığın tam teşekküllü hastaneden rapor alması yönünde karar verip bu kararı aynı gün Bandırma Cezaevi’ne faksladı. Ancak cezaevi yönetimi, zaman açısından bu raporun alınamıyacağını ve Adalet Bakanlığı'ndan da sanığın duruşmaya sevki için beklenen talilmatın gelmediğini belirten yazıyı bugün ki mahkemeye gönderdi.

Mahkeme başkanının cezaevinden gelen yazıyı okumasından sonra söz alan Türkler’in avukatlarından Ömer Kavili, sanığın İstanbul’a daha yakın bir yere nakletmeyerek yargı yetkisinden kaçıran görevliler ile sanığın aldığı raporu bir hafta sonra mahkemeye bildiren cezaevi görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi. Ömer Kavili bu davada adaletin bilinçli olarak geciktirildiğini de söyleyerek, sanığın konumu gereği suçun insanlık suçu konumunda sayılması gerektiğini de söyledi. Kavili suçun örgüt suçu olduğuna da dikkat çekerek, örgütün en son işlediği suçtan sonra zamanaşımı süresinin başlayacağını, bu nedenle zanamaşımı süresiyle ilgili gerekli başvuruları yapacaklarını da belirtti.

Türkler’in avukatlarından Kudret Yıldırım, suçun insanlık suçu olduğunu belirterek, "Hitler denen köpek bile yaşamış olsaydı bugün yargılanacaktı" deyince mahkeme başkanından "Provakatif konuşmayalım" uyarısı aldı. Bu uyarı üzenirine Yıldırım, "Köpeğe köpek denir" diye konuştu. Türkler’in avukatlarından Rasim Öz ise "Faşiste de faşist deme hakkımız var" dedi.

"SEN BİR KATİLİN NEYİNİ SAVUNUYORSUN"

Sanık avukatlarından Selçuk Sunay ise bu davada hukukun zorlandığını belirterek, "Biz zamanaşımı hususunu şu ana kadar dile getirmedik. Bu davanın uzamasının sorumlusu elbette ki biz değiliz. Zamanaşımı tabii ki yasalar öngördüğü takdirde sanığa tanınan haktır ve uygulanacaktır.

Suçun insanlık suçu olduğu değerlendirmelerini kabul etmiyoruz çünkü yasamızda bunun yeri yok. Bu davayı ideolojik olarak da görmüyoruz. Şarkıcı Yavuz Bingöl canlı yayına bağlanıp ’Beni babamı da Ünal Osmanağaoğlu vurdu’ demiştir" dedi.

Sanık avukatının bu açıklaması üzerine Türkler’in avukatlarından "Tetikçinin avukatı" diye sesler yükseldi. Türkler’in avukatı Kudret Yıldırım, "Sen bir katilin neyini savunuyorsun" diye bağırdı. Mahkeme başkanının sık sık araya girerek tarafları sakin olmaya çağırdığı duruşma sanığın tam teşekküllü bir hastaneden rapor alması kararı verilerek 23 Eylül 2010'na ertelendi. Karardan hemen önce söz almak isteyen Türkler’in avukatlarından Ömer Kavili, mahkeme başkanı talebini reddedince, "Reddetme kararını tek başına değil heyetçe verebilirsiniz" diyerek salonu terk etti.

VİCDANİ AÇIDAN DAVA SONUÇLANMIŞTIR

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, "Dün bir duruşma yapıldı ve bir ara karar verildi. Sanığın buraya getirilmesi kararı alınmıştı. İdare gereğini yapmıyor. Sanığın buraya getirilmesi konusunda talepte bulunuluyor, fakslar çekiliyor. Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü hiçbir tepki vermiyor" dedi. Davada uzatmaları oynamak için herşeyin yapıldığını belirten Süleyman Çelebi, "Birçok hukuksuzluk ve adaletsizliği yaşıyoruz. Biz 12 Eylül Hukuku diye tanımlanan hukukun düzeninde bu çile ve zulümleri çeken örgütüz. Bugün saat 10.00’da benim vurulmamla ilgili davanın duruşması vardı. Duruşma başlamadı, ben buraya geldim. Ne oldu akıbeti bilmiyorum. Böyle bir hukuk sistemimiz var. Vicdani açıdan bu dava bizim için sonuçlanmıştır. Katilin kimler olduğu belli" diye konuştu.

CEZA VERİLSE BİLE ZAMANAŞIMINA UĞRAYACAKTI

Sanık Ünal Osmanağaoğlu’nun avukatı Selçuk Sunay mahkemenin sanığın neden şu ana kadar getirilmediğini, ihmalin olup olmadığını araştırdığını söyledi. Sanığa, duruşmaya getirilip ceza verilseydi bile davanın yine de zamanaşımına uğrayacağını belirten Sunay şunları söyledi:

"Çünkü Yargıtay Ceza Genel Kurulu sadece mahkeme kararını bozmakla yetkilidir. Hüküm verme yetkisi yerel mahkemeye aittir. Bu da yeni bir yargılama prosedürüne tabidir. Yani yeniden temyize tabidir. Dolayısıyla biz bugün ceza alsak bile dosyayı temyize taşıyacaktık. Zamanaşımı ile ilgili dilekçe vermeyeceğiz. Çünkü sanık bu suçtan tutuklu değil. Tutuklu olsaydı bugün yarın zamanaşımı için başvururduk. Suçun insanlık suçu olduğu değerlendirmelerini kabul etmiyoruz. Çünkü yasamızda bunu yeri yok. Bu davayı ideolojik olarak da görmüyoruz."

Türkler ailesinin avukatı Rasim Öz de, "Hukuki cezai yollara başvurmaya devam edeceğiz. Burada suç sabittir. 30 yıllık mücadelenin sonunda bu kanıtlanmıştır" dedi. Türkler’in eşi Hatice Sebahat Türkler ise "Bu davayı 30 yıl takip ettim. Bir 30 yıl daha beklerim" diye konuştu.

"BABAMI ÖLDÜRTEN DEVLET, BUNUN HESABINI BİZE VERECEK"

Kemal Türklerin kızı Nilgün Soydan, babasının öldürülmesiyle ilgili görülen davanın çıkışında, "Babamın katilini gördüm. Buradan sesleniyorum. Sen Ünal Osmanağaoğlu babamın katillerinden birisin. Seni tescilleteceğim. Ondan sonra rahat edeceğim. Davamız devam edecek. AİHM’ye de gideceğiz. Babamı öldürten devlet, bunun hesabını bize verecek" dedi.

Türkler ailesinin avukatı Zeynel Öztürk ise ”Sanık cinayetten sonra soğuk kanlıca silahı beline takıp uzaklaştı.Bu onun eğitilmiş bir insan olduğunu gösterir.Bu husus bize hukukta iş bölümü oldouğunu yani örgüt üyesi olduğunu gösterir.Hukuk kuralında örgüt suçlarında zaman aşımının hesaplanması örgütün en son eylem kaydından sonra hesaplanır” dedi.