Kumpası kuranlar adil yargılansın

Balyoz davasın tek kadın tutuklu askeri emekli albay Berna Dönmez, 21 aylık tutukluluğunun ardından ilk özgür gününü evinde geçirdi. Milliyet’in sorularını evinde yanıtlayan Dönmez, “Emrinde bir tane dahi er bulunmayan öğretmen bir albay nasıl darbe yapabilir? Çok kıymetli subaylar yetiştirdiğim için seçildim” dedi. Kadın cezaevinde adli tutuklularla yaklaşık 2 yıl hapis yatan Dönmez, emekli albay olduğu için kadınların koğuşta kendisine hiç iş yaptırmadığını, en çok da yemek yapmayı özlediğini söyledi.
AYM kararının ardından Balyoz davasında tahliye sevinci yaşayanlardan biri de Hava Harp Okulu’ndan emekli tarih öğretmeni Albay Berna Dönmez’di. Dava sürecinde 2 yıl tutuksuz yargılanan ancak daha sonra mahkemenin hakkında verdiği 16 yıl hapis cezası kararının ardından tutuklanan Dönmez, 21 ayını Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda geçirdi. Eşi Zeki Dönmez ve yakınları tarafından önceki gün cezaevi kapısında karşılanan Dönmez, ilk gecesinde de sabaha kadar uyumadı.

Öğretmen albay darbe yapar mı?
Özgürlüğünün ilk gününde evinde Milliyet’in sorularını yanıtlayan Dönmez, ‘4 yılımı çaldılar’ diye nitelendirdiği dava sürecini şöyle anlattı; “Balyoz davasında ismimi ilk kez Hava Harp Okulu’ndan emekli olduğu 31 Ağustos 2010’dan yaklaşık 3-4 ay duydum. Bir arkadaşım arayıp davada ismimin geçtiğini söyledi. Evimizde bilgisayar yok. Hemen bir arkadaşımın evine giderek internetten baktık. Suçlandığım konudaki tek delil bir dijital veriydi. Hiç tahmin etmezdim böyle bir şeyi. 2 yıl yargılandığım sürede de cezaevine gireceğimi ve 16 yıl ceza alacağımı hiç tahmin etmedim. Ama bir gün adaletin yerini bulacağını hep tahmin etmiştim. Emrinde bir tane dahi er bulunmayan bir öğretmen albay nasıl darbe yapar? Neden bendim. Atatürk devrimleri alanında master yapan, günde 4-6 saat devrim tarihlerini anlatan ders veren biriydim. Yaşadıklarımızı, bu devletin nasıl kurulduğunu ve bu devletin hangi tehlikelerle karşı karşıya olduğunu anlatıyordum. Bunlar birilerinin canını sıktı. Bu davada ismim geçtiğinde ‘Neden bu kadar kıymetli komutanların içindeyim’ dedim. Sonra cevabını buldum çünkü çok kıymetli subaylar yetiştirdim.”

‘İş yaptırmadılar’
Cezaevinde 12 odası olan 24 kişilik bir koğuşta yaklaşık 2 yıl kalan Dönmez, cezaevinde yaşadıklarına ilişkin de şunları kaydetti; “Koğuştaki herkes adli tutukluydu. Ben bir odayı yine adli tutuklu bir kadınla paylaştım. İş bölümü yapılırdı. Ancak kadınlar bana albay olduğum için neredeyse hiç iş yaptırmıyorlardı. Koğuş temizliğinde de yoktum. Ben çoğunlukla vaktimi gazete, kitap okuyarak, televizyon izleyerek geçirdim. Cezaevinde olduğum sürece görme bozukluğum da çok ilerledi. Diğer arkadaşların derdi bambaşka. Onları kendi sorunumla sıkmak istemedim. Çoğunlukla konuşmazdım. Zaman zaman konuşmayı unuttuğum anlar oldu.
İsterdim ki Silivri’deki gibi yaşadıklarımı paylaşabileceğim birileri yanımda olsun. Cezaevinde olmak çok zor. Murat albay sıkıntıdan öldü. Ki onun yanında başka askerler de vardı. Ben burada hem yalnız kaldım hem de unutuldum. İlker paşa kamuoyuna beni hatırlattı.”

AYM’nin kararı önemli
AYM ve mahkemenin kararının Türkiye’deki adalet duygusu için çok önemli olduğunu da vurgulayan Dönmez, “Bize bunları yapanların bu kumpası hazırlayanların adaletin önünde adil bir şekilde yargılanmasını istiyorum. Biz adil yargılanmadık. Ama onlar adil yargılansın” diye konuştu.