Gündem Öğretmenler şiddetin kıskacında

Öğretmenler şiddetin kıskacında

17.01.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Öğretmenlere yönelik şiddet günden güne artıyor. 7 zayıfla bile sınıf geçildiği için notların bir etkisinin kalmaması, caydırıcı disiplin cezalarının verilmemesi, toplumda şiddetin kanıksanması en büyük nedenler. Müsteşar Yusuf Tekin, Twitter’da öğretmene şiddete hayır kampanyası başlattı. Bunun yeterli olmadığını belirten sendikalar, MEB’in çözüm üretmesini talep ediyor

Öğretmenler şiddetin kıskacında

Son günlerde öğretmene yönelik şiddet olayları arttı. En son yaşanan şiddetin kurbanı İzmir Ödemiş’teki Kaymakçı Çok Programlı Lisesi (ÇPL) Müdürü Ayhan Kökmen oldu. Kökmen, iki öğrencisi tarafından geçen ay vurularak öldürüldü. Ancak bu olay son değil. Önceki gün Trabzon Tonya’daki Atatürk ÇPL’de 10. sınıf öğrencisi, uygunsuz davranışları nedeniyle kendisini uyaran Okul Müdürü Ahmet Gürpınar’a saldırıda bulundu.

Haberin Devamı

Öğretmenler şiddetin kıskacında

Öğretmene yönelik şiddet olaylarını MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, dün Twitter’dan yaptığı açıklamayla kınadı. Tekin, arka arkaya attığı tweetlerle konuyla ilgili şu açıklamada bulundu: “Son günlerde öğretmenlerimize yönelik şiddet olayları maalesef arttı. Toplumsal, kültürel ve tarihsel olarak “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” ilkesinin hakim olduğu bir geleneğe sahibiz. Hal böyle iken, öğretmene yönelen şiddete karşı toplum olarak karşı çıkmak hepimizin ödevidir. Bakanlık olarak gerekli tedbirleri alıyoruz. Başta öğretmenlerimize yönelen şiddet eylemleri olmak üzere her türlü şiddeti kınıyorum.”

Sendikalar da aylardır bu konuyla ilgili açıklamalarıyla tepkilerini dile getiriyor. Peki, bu duruma nasıl gelindi? Toplumda en saygın yerde olan öğretmenler, neden şiddete maruz kalıyor? Bu konuyu sendikalara sorduk:

Haberin Devamı

Öğretmenler şiddetin kıskacında
Öğretmenler şiddetin kıskacında

‘Şiddete taviz verilmemeli’

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk:
Öğretmene şiddet konusunun MEB, siyasi, toplumsal, medya boyutu var. Bütün bu kurumların zaman içinde öğretmenle ilgili yaptığı açıklamalar, basının en küçük öğretmen hatasını manşetten çok kötü sunması, öğretmen itibarının azalmasına neden oldu. Eskiden öğretmenin toplum gözünde ve öğrenci gözünde dev bir görüntüsü vardı. Biz bunu küçülttük.

Öğretmen artık rahat dövülecek, tahrik edilecek biri oldu. Veli önceden öğretmenin çocuğunu en iyi şekilde yetiştireceğine inanıyordu. Şimdi öğretmen, öğrencinin kulağını çektiğinde velisi okul basıyor. Öğretmenler öğrencisine sus demeye korkar hale geldi. MEB öğretmene şiddete hayır kampanyası başlattı. Bunu önemli görüyorum. Ancak MEB’de böyle bir şuur seviyesi oluştuysa bununla ilgili mevzuatta gerekli düzenlemeler yapılmalı. Öğretmene şiddete taviz verilmemeli. Performans sistemi, 12 ilde pilot olarak uygulanmaya başlandığında sanal alemde öğrencilerin ağza alınmayacak sözlerle öğretmenleri değerlendirdiklerini gördük. Bunları Bakan’a gönderdim. Öğrencinin öğretmene not verdiği bir sistem kültürümüzde yok. Bu sistemden sonuç alınamadı. Alo 147 de öğretmene şikâyet hattına döndü.

Haberin Devamı

Cumhuriyet’in ilk yıllarında iğne, iplik yok ama öğretmene 23 Cumhuriyet altını maaş verildi. Bugünkü parayla 23 bin TL. Öğretmene bu kadar önem veriliyormuş.

‘Çözümün kaynağı MEB’

Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım:
Öğretmene şiddette basına yansıyan buz dağının görünen kısmı. Türkiye gibi öğretmen karşısında öğrencilerin ve velilerin saygıda kusur etmediği bir ülkede, öğretmenler, öğrencilerden küfür, fiziksel müdahale, aşağılama şeklinde tabir edebileceğimiz eylemlerle karşılaşıyor. 2002’den bugüne 6 bakan değişti. Her bakan eğitim sistemimizin gelişmiş ülkelerdeki eğitim sistemini yakalayacağını vadetti. Ama bu programların hiçbirinde eğitimciler yoktu.

Bakanlar, başarısızlıkları öğretmenlerin yetersizliklerine, tatillerinin fazlalığına, boş oturmalarına, velilerle iletişim kurmamalarına bağladı. Okullarda bu olaylarda çocuklara doğru düzgün disiplin cezası verilmiyor. Ergen çocuklara en önemli sizsiniz, siz ne derseniz o olur, öğretmen de kimdir denilirse bu tür olaylarla karşılaşmamız muhtemel. Çocuklara, düşük not aldıysan bunun sorumlusu öğretmendir diyorlar. Bazı veliler de düşük not için okulu basıyor. MEB, sendikalar, akademisyenlerle oturup nerede hata yapıyoruz demezse sorun çözülmez. Bakanlığın işi, şiddeti kınamak değil, okullardaki şiddeti önlemektir. Günümüzde artık 7 zayıfla çocuk geçiyor. O çocuk okulda öğretmeni neden dinlesin? Okulun dışında her yerde kural var, okula gelince kural yok, arkasından da bu şiddet neden oluyor diyeceksiniz. Son 15 yılda öğretmenin değeri en dip noktaya geldi. Sorunun kaynağı da hükümet çözümün kaynağı da hükümettir, MEB’dir.

Haberin Devamı

‘Kaba kuvvet, geçer akçe’

Eğitimci Alaaddin Dinçer:
Son dönemde, şiddet bir yaşam biçimi ve sorun çözme yöntemi olarak toplumun bütün hücrelerine yayıldı. Haklının değil güçlünün, emeğiyle çalışarak kazanmanın değil, güç zehirlenmesi ve kaba kuvvetin geçer akçe olduğu yaşamlar, bireysel silahlanmanın artması bunda etken. Geçmişte eğitim sisteminde önemli bir özne olan öğretmenler, yerlerini bugün bilişim araçlarına terk ediyor.

Haberin Devamı

Öğretmenlerin bugün hızlı ve doğru test sorusu çözdürerek öğrencileri sınava hazırlayan “sınav teknisyenine” dönüşmesi yaşanan olumsuzlukları besleyen bir işlev gördü.Kadrolu, sözleşmeli, ücretli gibi kategorilere ayrılması ya da ataması gerçekleştirilmeyerek işsiz bırakılması; toplumsal yükümlülükleri tırpanlanarak saygınlığının aşındırılması; eğitim teknolojilerinin kullanımının artmasına paralel emeğin küçümsenmesi de öğretmenlik mesleğini değersizleştirdi.

Şiddeti televizyon veya internette görmek ve tanık olmak, büyüklerin şiddet içerikli söylem ve yaklaşımları, şiddeti normalleştirmeyi beraberinde getirdi. Şiddet uygulayanların kahramanlaştırılması, ceza almamaları, şiddet uygulanan kişilerin bunları hak ettiği şeklinde algının yaratılması, adalet sisteminin hiç konu edilmemesi, çocuk ve gençlerin dünyaya, adalete ve vicdana yönelik değerlerinin değişmesine neden oldu. Gençleri şiddetten uzaklaştırmak için şiddetin yerine koyabilecekleri, eğlenceli bulabilecekleri yeni aktiviteler sunmak gerekir.

'GELECEĞİN UMUDU'

MEB Müsteşarı Yusuf Tekin’in Twitter’da “#öğretmeneşiddetehayır” etiketiyle başlattığı kampanyaya toplumun tüm kesimlerinden destek geldi:

@farukyelkenci: Öğretmen odur ki; yol olur vatanın ücra köşelerine, yürek olur öğrencilerine, aydınlık olur yarınlara, fedakârdır o kadar ki yetmez şehit olur. Öğretmene el kalkmaz, o güzel eller öpülür sadece.
@Albayrak_Mahmut: Öğretmen şiddet ve bu şiddeti meşru görmek, bir ülkenin geleceğine dinamit koymakla eş değerdir.
@emrecay55: Toplumda ilerleme düzeyi öğretmene verilen değerle eşdeğerdir.
@yldrmmete44: Öğretmen bir mum gibidir. Kendini tüketerek etrafına ışık saçar. O mumu söndürmeyin. Yansın. Yansın ki bu ülke aydınlık kalsın.
@Mediatr2: Öğretmene şiddete karşı çıkmak ve engellemek hepimiz için ahlaki, vicdani ve hukuki bir sorumluluktur.
@halil_hllmc: Kutsala şiddet olmaz. Öğretmen bu toplumun kutsallarındandır.