Gündem ‘Pazarlık yapmadım’

‘Pazarlık yapmadım’

31.05.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Darbe Komisyonu’na verdiği yanıtlarda ‘Darbe girişiminin başladığı saatten itibaren sabah Akıncı Üssü’nden ayrıldığım saate kadar hiçbir pazarlık söz konusu olmadı’ diye konuştu

‘Pazarlık  yapmadım’

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, TBMM 15 Temmuz FETÖ Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun yönelttiği sorulara taslak rapor ortaya çıktıktan sonra yanıt verdi. “MİT’ten gelen istihbaratta darbe söz konusu olmayıp MİT Müsteşarı’na karşı yapılacağı iddia edilen bir operasyon ile ilgiliydi. Konuşmalar sonrasında ihbar edilen olayın daha büyük bir planın parçası olabileceği mütalaa edildi” diyen Akar, darbecilerin alınan önlemlerden paniğe kapılarak darbenin saatini öne çektiklerini kaydetti.

Haberin Devamı

Genelkurmay karargâhında etkisiz hale getirilişine yönelik ayrıntıları da anlatan Akar, “Tüm bu yaşananlar esnasında hareket özgürlüğümü kaybetmekle birlikte konuşma özgürlüğümü sonuna kadar komutan tavrı içinde sürdürdüm. Darbe girişiminin başladığı saatten itibaren sabah Akıncı Üssü’nden ayrıldığım saate kadar hiçbir pazarlık söz konusu olmadı, bunun yerine gayet açık, sert, öfkeli yorumlarımı sürekli ifade ettim” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın halka çağrısının darbecilerin ümitlerini yok ettiğini, bundan sonra kendisinin Başbakan’la görüştürüldüğünü belirten Akar, Akıncı Üssü’nden Çankaya Köşkü’ne gelirken yanında olan darbeci general Mehmet Dişli’ye “Sen kal” demesine rağmen, ısrarla helikoptere bindiğini belirtti.

Haberin Devamı

Akar’a yöneltilen 10 soru ve verdiği yanıtlar özetle şöyle:

FİDAN’I DAVET ETTİM: (MİT’ten gelen ihbar sonrasında hangi önlemleri aldınız?) Konunun ehemmiyetine binaen, derhal telefonla MİT Müsteşarı’nı arayarak Genelkurmay karargâhına davet ettim. MİT Müsteşarı; olayı tekrar anlattı ve bir Kara Pilot Binbaşı’nın MİT Müsteşarlığı’na gelerek, ‘Hakan Fidan’ı alacağız’ dediğini ve ilaveten ihbarcının MİT tarafından tanınmadığını, dolayısıyla bilginin teyit edilemediğini bu nedenle 2. Başkanı haberdar ettiklerini söyledi. Konuşmalar sonrasında ihbar edilen olayın daha büyük bir planın parçası olabileceği mütalaa edildi. Öncelikle saat 18.30’da Silahlı Kuvvetler Komuta Harekât Merkezi’ne (SKKHM) Ankara hava sahası ile birlikte tedbiren tüm Türkiye hava sahasında bulunan askeri helikopter ve uçakları da kapsayacak şekilde ‘havada bulunan askeri uçak ve helikopterlerin üslerine dönmesi, yeni kalkışlara da izm verilmemesi’ direktifini verdim.

YANIMDA ARADI: MİT Müsteşarı, Sayın Cumhurbaşkanı’nı bilgilendirmek istediğini söyledi. Müteakiben Cumhurbaşkanı Koruma Müdürü ile telefon görüşmesi yaptı.

TUTUKLAMA EMRİ VERDİM: MİT’ten gelen bilginin teyidi bakımından ve bilgide belirtilen uçuş faaliyetinin somutlaşması ihtimaline binaen, bu hususun açıklığa kavuşturulması için Genelkurmay karargâhında bulunan Kara Kuvvetleri Komutanı’na derhal; Kurmay Başkanı İhsan Uyar Paşa ile gerekiyorsa olay yerinde tutuklama veya gözaltı yapılması için Adli Müşavir ve Merkez Komutanlığı’ndan personel de alarak Kara Havacılık Komutanlığı’na gitmesini, şüphe uyandırmadan başka gerekçe göstererek hangarlarda uçakların ve helikopterlerin durumuna bakmasını, gelen istihbaratın doğruluğunu tetkik etmesini ve gerekli her tedbiri almasını emrettim. Kara Kuvvetleri Komutanı hareket etti. Ayrıca, alınan bu tedbirlerle yetinmeyerek, Ankara Garnizon Komutanı Korgeneral Metin Gürak’ı aradım.

Haberin Devamı

‘Yanlış yaptıklarını tekrar ederek söyledim’

KÖR BIÇAKLA: (Sizin etkisiz hale getirilişiniz, Akıncı Üssü’ne götürülmeniz ve Çankaya Köşkü’ne getirilişinizi anlatır mısınız? Boğazınızın kemerle sıkılması iddialarına ne dersiniz? Bir kurtarma operasyonuyla mı kurtarıldınız, darbecilerin başarılı olamayacaklarını anladıktan sonra sizi serbest bırakmalarıyla mı serbest kaldınız?) Odamda çalışmaktayken zorla alıkonuldum. İçeriye girenlerden birisi ayağa kalktığım esnada beni iterek sandalyeye oturmamı sağladı ve o sırada arkadan bir başkası elinde el havlusu tarzında bir şeyle ağzımı, burnumu kapatarak nefes almamı engelledi. Kolunu boğazıma doladı ve sıktı, boğazımdaki yara bu esnada oluştu. Ellerimle burnumu açmaya çalışırken bir başkası plastik kelepçeyi bileklerime taktı. Kelepçe sol bileğimi aşırı sıktı ve yaraladı. Tekrar bağırmaya başladım ve kelepçeyi açmalarını istedim. Tahminen Mehmet Dişli’nin onayıyla ağzı kör bir komando bıçağı ile kelepçeyi kesmeye çalıştılar, kesemediler. Bağırmam üzerine epey uğraştıktan sonra kesmeyi başardılar.

Haberin Devamı

KARŞI ÇIKTIM: Yaşananlar esnasında hareket özgürlüğümü kaybetmekle birlikte konuşma özgürlüğümü sonuna kadar komutan tavrı içinde sürdürdüm. Darbe girişiminin başladığı saatten itibaren Akıncı Üssü’nden ayrıldığım saate kadar pazarlık söz konusu olmadı, gayet açık, sert, öfkeli yorumlarımı sürekli ifade ettim. Türkiye’yi Suriye’ye, Mısır’a çevirdiklerini, Balkan Savaşı’ndan beter ettiklerini, hendeklerdeki asker-polis kardeşliğini tahrip ettiklerini sabaha kadar birçok kez tekrar ettim. İlk andan itibaren her şeyi göze alarak veya hiçbir kazancı-kaybı düşünmeden darbecilere şiddetle karşı çıktım ve yaptıklarının çok büyük bir yanlış olduğunu, bu işten derhal vazgeçmeleri gerektiğini, yanlış yolda olduklarını tekrar tekrar söyledim. Hatta emir subayımın Genelkurmay makam odasında alnıma silah dayadığı anda dahi inandıklarımı ve karşı görüşlerimi tavizsiz olarak söyledim, bu işe son vermelerini defaatle telkin ettim.

Haberin Devamı

ÜMİTLERİ YOK OLDU: Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızın konuşmalarının ve nihayet Sayın Cumhurbaşkanımızın Atatürk Havalimanı’nda toplanan kalabalığa canlı yayında yapmış oldukları hitabın, darbeci hainlerin bütün ümitlerini yok ettiğini değerlendiriyorum.

TELEFONLA GÖRÜŞTÜRDÜLER: Sabaha kadar beni birçok kez Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Başbakan ile telefon ile görüştürmelerini, bu hareketi durdurmalarını, güneş doğmadan birlikleri kışlalarına döndürmelerini, böylece rezilliğin bitirilmesini söylemiştim. Ancak görüştürmemişler ve menfur girişimlerini durdurmamışlardı. Bu sefer, başarılı olamayacaklarını anlayan darbeciler, cep telefonu vasıtasıyla beni Sayın Başbakan ile görüştürdüler.

‘YAŞ’tan önce sorduk

TİTİZ ÇALIŞMALAR: (Görev süreniz içinde FETÖ raporu sunuldu mu? TSK içinde FETÖ mensupları olduğunu tespit ettiniz mi? İstihbari çalışma için MİT’ten talepte bulundunuz mu?) TSK sadece FETÖ ile değil her türlü aşırı akım ile mücadele içinde olmuştur. Devletimizin bir süredir FETÖ ile yürüttüğü mücadele azami hassasiyetle içinde yer aldığımız bir mücadeledir. YAŞ’ta değerlendirmeye girecek bütün general/amiraller, tüm kurmay ve sınıftan albaylar, hassas kaynak ve iltisak araştırması kapsamında MİT’e ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne sorulmak suretiyle devletin ilgili makamlarından elde ettiğimiz bilgiler doğrultusunda titiz çalışmalar yapılmıştır. Yapılan çalışmalar kuvvet komutanları ile paylaşılarak kendi personeli ile ilgili yazılı kanaatleri alınmıştır.

‘Sızmayı fark ettik’

SİSTEMATİK BİR ŞEKİLDE: (FETÖ’nün TSK’ya sızmasının fark edilemeyişinin sebebi kanaatinizce nedir?) FETÖ’nün tarafımızdan fark edilmemesi söz konusu değildir, fark edilmiş ve hatta en üst seviyede risk olarak tanımlanmıştır. Yakın geçmişe kadar bu yapılanma ve dini motifli hareketin tüm kamuoyunca malum olduğu bir gerçektir. Bu yapılanmanın devletin sivil, asker ve polis tüm kurumlarına sistematik bir şekilde kendisini gizlemek suretiyle sızarak, işi hükümeti devirmeye, TSK’yı ve Türkiye’yi kontrol altına alma noktasına getirmeye cüret etmesi kimsenin beklemediği bir durumdu. Yakın geçmişte yaşanan gelişmelerin böyle bir hainliğin varlığının somut bir şekilde ortaya çıkmasını sağlamasıyla birlikte, çalışmalarımız tereddütsüz olarak alınmıştır.

‘Bir günde kara leke sürdüler’

DİŞLİ’YE ‘KAL’ DEDİM: (Akıncı Üssü’nden Çankaya Köşkü’ne geldiğinizde yanınızda darbeci General Mehmet Dişli vardı, açıklık getirir misiniz?) Darbeciler artık bir şey başaramayacaklarını sanırım gördüler bir cep telefonu getirip Başbakan ile görüştürdüler. Daha sonra bir araçla helikopter pistine gittik. Birçok helikopterin olduğu pistte yoğun bir hareketlilik vardı. İşaret ettikleri bir helikopteri çalıştırdılar. Helikoptere binerken, Mehmet Dişli’ye, ‘sen de kal’ dediğim halde, bu hususu belirterek, ‘irtibat kuracağım’ dedi. Helikopterin Çankaya Köşkü’nde Başbakanlığa inmesinden sonra Başbakanlık Müsteşarı tarafından karşılandım ve müteakiben Başbakanlık binasına girdik. Müsteşar Bey ile başbaşa iken, bana peşimden gelenin kim olduğunu sordu, cevaben Dişli olduğunu söyledim.

AKIL ALMAZ EYLEMLER: (Başkaca tespit ve önerileriniz var mıdır?) FETÖ, Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetine yönelik tertiplenen bu alçak darbe teşebbüsüyle tarihimize kara bir leke sürmüştür. Hak ettikleri en ağır cezayı alacaklarına dair inancım tamdır.

‘MİT’ten gelen darbe istihbaratı değildi’

DUYUMLAR ALINIYORDU: (MİT’ten size ulaşan istihbarat bir darbe girişimi kuşkusu yönünde miydi?) MİT’ten gelen istihbaratta darbe söz konusu olmayıp MİT Müsteşarı’na karşı yapılacağı iddia edilen bir operasyon ile ilgiliydi. Ancak son zamanlarda adam kaçırma, suikast gibi bazı kişilere operasyon yapılacağı hakkında duyumlar alınmaktaydı. Bu duyumlarla ihbar konusu olay birlikte değerlendirildiğinde daha büyük bir planlama olabileceği şüphesiyle yukarıda belirtilen tedbirler alınmıştır.

‘Hainler paniğe kapılıp planlarını öne aldılar’

İFŞA OLDULAR: Açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, bu ihbar en başından itibaren çok ciddi ele alınmış ve gerekli tedbirlerin tereddütsüz alınması ve icra edilmesi sağlanmıştır. Kanaatimce, alınan bu tedbirlerden dolayıdır ki, hainler paniğe kapılarak daha sonra sanık ifadelerinden öğrendiğimize göre geç saatlerde yapmayı (saat 03.00) planladıkları işi öne almak suretiyle erkenden ifşa olmuşlar ve böylelikle darbe girişiminin akamete uğramasındaki önemli bir faktör gerçekleşmiştir.

‘33 uçak ve helikopter acilen indirildi’

TEK MERKEZ SKKHM’DİR: (Bu denli önemli bir olayda doğrudan sorumlu komutanların aranmaması TSK’nın hiyerarşik yapısı ve emir komuta sistemi açısından mümkün müdür?) TSK’da birlik ve karargâhlar arası haberleşme ve bilgi alışverişi için temel mekanizma harekât merkezleridir. 15 Temmuz 2016 günü o an itibariyle havada bulunan uçak ve helikopterler (33 uçak ve helikopter) meydanlarına indirilmiştir. İlgili tüm komutanlıklar ile en hızlı irtibat ve koordinasyonu sağlayarak süreci en etkin şekilde takip edebilecek tek merkez SKKHM’dir.