Gündem SAVCILAR RAHATSIZ

SAVCILAR RAHATSIZ

29.10.2010 - 03:54 | Son Güncellenme:

‘Darbe günlükleri’ soruşturmasının yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Ankara’ya gönderilmesi, soruşturmayı yürüten Ergenekon savcılarını rahatsız ettiği iddia edildi

SAVCILAR RAHATSIZ

Eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına ile “Darbe günlükleri”ni yazdığı öne sürülen eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek’le ilgili yürütülen “Darbe günlükleri” soruşturmasının, “yetkisizlik” kararı verilerek Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmesi, Ergenekon savcılarını rahatsız ettiği öne sürüldü. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar, darbe girişimlerini, ikinci Ergenekon iddianamesinin özü kabul ediyordu. İddianamenin özü ortadan kalkınca davanın tutarlılığının sorgulanır hale gelmesi savcıları zor durumda bıraktığı iddia edildi.
Darbe günlüklerine ilişkin soruşturma yaklaşık bir senedir özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca yürütülüyordu. “Ayışığı”, “Sarıkız”, “Yakamoz” ve “Eldiven” darbe planıyla ilgili olarak eski kuvvet komutanlarının 5 Aralık 2009’da İstanbul Adliyesi’nde başsavcıvekili nezaretinde Savcı Zekeriya Öz tarafından ifadeleri alındı. Öz tarafından yürütülen soruşturma dosyası yaklaşık 4 ay önce Balyoz soruşturmasını yürüten kıdemli savcı Mehmet Ergül’e verildi. Bu durum “Öz’den dosya kaçırıldı” şeklinde yorumlandı.
Savcı Ergül 26 Ekim 2010’da verdiği kararda Fırtına, Yalman ve Örnek’in Ergenekon örgütüyle bir bağlantısının olmadığı tespitine vardı. Savcı, suç tarihi olarak “2002-2004” yıllarını gösterirken, suça isnat edilen konuların Ankara’da meydana gelmiş olması nedeniyle dosyayı Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdi. Kulislere göre, bu karar, Ergenekon soruşturmasının yürütüldüğü İstanbul Özel Yetkili Başasvcıvekilliği’nde şok etkisi yarattığı öne sürüldü.

Tahkikat var mı?
Özellikle Zekeriya Öz başta olmak üzere Ergenekon savcıları bu karardan rahatsızlık duyduğu iddia edildi. Çünkü savcılar, ikinci Ergenekon iddianamesinin özüne darbe girişimlerini yerleştirmişti. Hatta davanın sanığı gazeteci Mustafa Balbay’ın, “Ben buradayım, darbeyi yapacaklar nerede?” diye isyan etmesi üzerine Mahkeme Başkanı, 24 Kasım 2009’daki duruşmada “Savcı bey darbe çalışmaları diye bahsettiğiniz olaylarla ilgili bir tahkikat var mı?” diye sordu. Ergenekon savcıların Mehmet Ali Pekgüzel de, “Davanın özü, Ayışığı, Sarıkız, Eldiven, Yakamoz. Bu davanın, ikinci davanın özü” yanıtını verdi.
Şimdi Ergenekon savcıları, bu kararla iddianamelerinin önemli bir dayanağını kaybetti. Ergenekon savcılarının dün kendilerine bu yönde sorular sorulduğunda, net ifadeler kullanmasalar bile rahatsızlıklarını ifade ettikleri öne sürüldü.

Haberin Devamı

Ya suçsuz bulunurlarsa
İstanbul Özel Yetkili Başsavcı Vekilliği’nin, Darbe Günlükleri, günlüklerde yer alan Sarıkız darbe planı ve Ergenekon davası kapsamında yargılama konusu yapılan Ayışığı ve Yakamoz darbe planları nedeniyle sorgulanan eski kuvvet komutanlarının dosyalarını “yetkisizlik” kararıyla Ankara’ya göndermesi, akıllara, Danıştay saldırısı sanığı Alparslan Arslan örneğini getirdi.
Mahkeme, Ergenekon yapılanmasıyla bağlantılı olmadığını belirterek, Danıştay davası sanığı Alparslan Arslan’ı sadece lokal bir örgüt kurarak saldırıyı gerçekleştirdiği gerekçesiyle cezalandırmıştı. Aynı dönemde hazırlanan Ergenekon iddianamesinde ise Arslan’ın saldırıyı Ergenekon adına düzenlediği iddiası yer almıştı. Yargıtay, Arslan ile ilgili hangi yorumun doğru olduğunun belirlenmesi için dosyanın Silivri’de birleştirilmesine karar vermişti. Ankara Başsavcıvekilliği’nin, komutanların dosyası ile ilgili vereceği kararlar, Arslan’ınkinden daha da karışık bir durum yaşanmasına yol açabilecek. Savcılık, komutanların suçsuz olduğunu belirterek takipsizlik kararı verirse, Silivri’de, söz konusu darbe planları nedeniyle yargılanan sanıkların neden aylarca tutuklu kaldığı ve halen yargılandığı tartışma konusu olacak.
Ankara, komutanlar hakkında dava açar ve mahkeme davada beraat kararı verirse de benzer bir durum yaşanacak. Bu durumda, delillerin bir bölümü Ergenekon davası ile ortak olduğundan, Ergenekon davasının delilleri de tartışmalı hale gelecek. Mahkeme, açılacak olası davada, komutanları mahkum eder ancak Ergenekon davası sanıklarına verilecek olası cezalardan daha düşük bir ceza verirse de yargının verdiği kararların adil olup olmadığı tartışılacak.
Olası dava ve soruşturmaların aynı mahkeme ve savcılıkta görülmemesi, bugün yaşanan tartışmaları her koşulda daha da boyutlandıracak.
GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara