Gündem Su yolunu bulamadı

Su yolunu bulamadı

19.07.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Temmuz ayı baz alındığında meydana gelen yağışın nadir görülebilecek nitelikte olduğunu vurgulayan uzmanlar, mega kent İstanbul’un neredeyse tamamının betonlaştığına, sel sularının gidecek yer bulamadığına dikkati çekti...

Su yolunu bulamadı

Uzmanlar İstanbul’da su baskınlarına neden olan yağışın nedenleri ve gelecekte ortaya çıkacak olasılıkları Milliyet’e değerlendirdi. İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Orhan Şen, temmuz ayı açısından tarihsel süreçte rastlanmayan bir yağış meydana geldiğini, yağış tablosunun tipik bir tropik yağış modeli olduğunu belirterek, şu tespitlerde bulundu: “Geçtiğimiz gün doğal afet uyarısı yaptık. Bilimsel veriler dikkate alınsa önlemler alınır, hatta resmi izin ilan edilirdi. Metrekareye 100 kiloya yakın yağmur düştü. İstanbul’da yaşanan hadise tipik bir şehir selidir. Şehrin neredeyse tamamı asfalt ve binalarla kaplı. Su gidecek yer bulamıyor. Farelerin bile zor geçtiği mazgallardan bu kadar yoğun su kütlesi nasıl girecek? İstanbul’un mevcut imar planları tekrar gözden geçirilmeli. Yapılaşma durdurulmalı. Ülke olarak bu tür afetlerle yaşamaya alışmalıyız.”

Haberin Devamı

Altyapı neden yetersiz?

Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhçu, İstanbul’da bilindik şeylerin olduğunu vurguladı ve şöyle devam etti: “Yıllardır kentle ilgili alınan kararlar bu tablonun ortaya çıkmasına neden oluşturdu. Yaşanan doğa olayının sele dönüşmesi, insanların çaresiz bırakılması tesadüf değil. Doğayı anlama, tedbir alma ve bilimsel verilere göre hareket tarzı benimsenmiş olsa bu tabloyu görmeyecektik. Yeşil alanların olmayışı, asfalt tabaka ve beton bloklar nedeniyle yere düşen her damla birikerek sele dönüşebiliyor. Tüm şehri betonla örtüyorsan bu tabloyu görürsün.”

‘Şehir yükü kaldırmıyor’

Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Dr. Tayfun Kahraman ise şunları söyledi: “Altyapı projelerimiz olağanüstü

Su yolunu bulamadı
koşullar düşünülerek yapılmıyor. İstanbul’daki yağış için afet denilemez. Beklenen olağanüstü koşul ortaya çıktı. Altyapı fizibilitesi yapılmadan projeler üretirseniz sonunda varacağınız nokta budur. Açıkça konuşmamız gerekir. Bu şehir bu yükü kaldırmıyor. Böylesi kalabalık ve betonarme bir şehirde bu görüntülere daha çok tanık oluruz.”

Haberin Devamı

‘İklim kriziyle karşı karşıyayız’

Greenpeace Akdeniz Kampanyalar Sorumlusu Özgür Gürbüz, küresel iklim değişikliğinin sonuçlarından birinin de aşırı hava olayları olduğunu belirterek şunları söyledi: “Türkiye’nin birçok ilinde görülen sel baskınları iklim değişikliğini durduramazsak daha sık ve şiddetli bir şekilde karşımıza çıkabilir. Kentlerimizin altyapılarının bu hava olaylarına göre tasarlanmadığını, acil durumlarda önlem alma kapasitemizin yetersiz kaldığını hepimiz görüyoruz. Bu durumdan kurtulmanın tek yolu var. İklim değişikliğine yol açan kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtları kullanmaktan vazgeçmek. Türkiye’nin bunu yapmaması için bir neden yok. Fosil yakıt kaynaklarının büyük bir bölümünü ithal ediyoruz. Onların yerine kullanabileceğimiz, güneş, rüzgar ve biyogaz gibi kaynaklar açısından ise dışa bağımlı değiliz ve enerji verimliliği başta olmak üzere ciddi bir potansiyele sahibiz. Şunu da unutmamalı. Her şiddetli yağışın nedeni iklim değişikliğidir diyemeyiz ancak şahit olduğumuz aşırı hava olayların şiddeti ve sıklığı artıyorsa iklim değişikliğinden bahsedebiliriz.

Dünya tarihinin gördüğü en sıcak 10 yılın sekizinin son 10 yıl içinde gerçekleşmesi gibi veriler de bizim ciddi bir iklim kriziyle karşı karşıya kaldığımızı doğruluyor.”

Haberin Devamı

‘Al-ver hesabı yapılamaz’

Stockholm Kraliyet Teknoloji Enstitüsü’nden Dr. Ethem Turhan da “İstanbul gibi mega şehirlerin artık iklim değişikliğine uyum ve azaltım arasında seçim yapma şansı yok. Her ikisinin de hemen şimdi hızlı ve dönüştürücü şekilde yapılması gerekiyor. Burada al ver hesabı yapılamaz. Uyum çalışmaları statükoyu korumak değil onu aşmak için derhal artırılmalı. Hem kömüre yatırımı savunup hem de uyum için uluslararası mekanizmalardan para isteyemezsiniz” dedi.

Halk sağlığı risk altında

Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baran Bozoğlu, İstanbul’da yaşanan sel baskını ile ilgili olarak açıklama yaptı. Bozoğlu şunları kaydetti: “Bu olay bilinen somut bir gerçek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı raporlarında ve akademik çalışmalarda özellikle sahil şeridinde bulunan kentlerde sel riskinin olduğu ve bu konuda hazırlık yapılması gerektiği bir çok defa gündeme geldi, tartışıldı. Teknik bilgiye sahip, mühendislik bilgisinden beslenen insanlar ve kurumlar olmasına rağmen ne yazık ki hazırlıklı olmadığımız bir kez daha ortaya çıktı. Erken uyarı sistemlerimiz gelişmemiş durumda. Meteoroloji Genel Müdürlüğü duyuru yaptı ancak gerçekten İstanbul halkının yüzde kaçı bu bilgiye sahipti? Afet bir gerçek, kader değil. Hazırlıksız olduğumuzu, erken uyarı sistemlerimizi geliştirmediğimizi görüyoruz. Taşkınlar nedeniyle kanalizasyon suları, atık sular, kimyasal sular etrafa yayılıyor. Her yer mikrop ve halk sağlığı risk altında. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı tarafından bir sağlık taraması yapılmalı.”

Haberin Devamı