Gündem Suç varsa neden daha önce dava açılmadı?

Suç varsa neden daha önce dava açılmadı?

26.07.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Duruşmada savunma yapan avukat Bülent Utku, “Cumhuriyet’in FETÖ ile ilintili olduğu algısının yalnız başına yaratılması yeterli bulunmamış, buna PKK da eklenmiştir. Daha önce suçlama konusu yapılmayan haber ve yazılar daha sonra suçlama konusu olunca sormalı, ‘Şimdiye kadar neden dava açmadın?” dedi

Suç varsa neden daha önce dava açılmadı

Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkında “PKK/KCK, FETÖ/PDY ve DHKP/C’ye müzahir oldukları” iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda firari sanıklar gazetenin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar ve İlhan Tanır ile
aralarında Akın Atalay, Kadri Gürsel, Ahmet Şık’ın da bulunduğu 12’si tutuklu
19 sanık hakkında açılan davanın ikinci duruşması dün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda yapıldı.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adliyedeki büyük salonda gerçekleştirilen duruşmaya, tutuklu sanıklar Akın Atalay, Ahmet Şık, Bülent Utku, Kadri Gürsel, Mehmet Murat Sabuncu, Önder Çelik, Hacı Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Güray Tekin Öz, Turhan Günay ve sosyal medyadaki “jeansbiri” hesabının sahibi Ahmet Kemal Aydoğdu ile tutuksuz sanıklar Aydın Engin, Bülent Yener, Günseli Özaltay, Mehmet Orhan Erinç ve Hikmet Aslan Çetinkaya katıldı. Duruşmada dün gazetenin yayın yönetmeni Murat
Sabuncu ve Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyelerinden avukat Bülent Utku Güray Tekin Öz, Önder Çelik ve Kemal Güngör savunmalarını yaptı.
‘Çok bedeller ödenmiştir’
33 yıllık meslek yaşantısında düzenlenen tensip zaptı gibi bir metni sıkıyönetim mahkemeleri dışında pek az rastladığını belirten Bülent Utku, “Zamanın koşullarını, ruhunu sadece 15 Temmuz darbe girişimi ve bu darbe girişimine karşı alınan önlemlerle açıklamak yetersiz kalır. Kısaca iddianameye inanmayın, beraatimi istiyorum diyebilirdim. Öyle yapmayacağım. Ancak düzenlediğiniz tensip zaptı, heyetinizin iddianameye inandığını gösteriyor. Cumhuriyet ‘cesur olma hakkını’ kullanan gazetelerdendir. Objektif, bağımsızdır. Çok bedeller ödemiştir” diye konuştu.
‘FETÖ’nün yanına PKK’
Cumhuriyet operasyonunun 18 Ağustos 2016 tarihli ‘resen soruşturma başlatma tutanağı’ ile Savcı Murat İnam tarafından başlatıldığını anlatan Utku, şunları söyledi: “Tutanakta soruşturmaya resen başlandığı yazılı ise de kimse buna inanmasın. Savcı Murat İnam operasyon başlatmak için Aydın Engin’in yazısı dışında başka bir haber ve yazıyı gerekçe olarak göstermemektedir.
Cumhuriyet’in FETÖ ile ilintili olduğu algısının yalnız başına yaratılması yeterli bulunmamış, buna PKK da eklenmiştir. Böyle açılan hiçbir dava yoktur.
Daha önce suçlama konusu yapılmayan haber ve yazılar daha sonra suçlama konusu olunca sormalı, ‘Şimdiye kadar neden dava açmadın?”

İmza yetkimle hedef alındım

Bülent Utku, Cumhuriyet Vakfı’nın yönetim kurulu üyesi ve Yenigün Haber Ajansı AŞ’de 2. derece imza yetkilisi olmasının yanında 1992 yılından bu yana Cumhuriyet gazetesinin aralıksız avukatlığını yaptığını belirterek, operasyonun başlangıcında, Yenigün AŞ’nin 2. derece imza yetkilisi olması nedeniyle hedef alındığını savundu.

‘İletişim kurduğum kişi bir pideci’

Duruşmada savunma yapan Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi sanık Güray Tekin Öz ise, hakkındaki tüm suçlamaları reddetti.
Hakkında FETÖ’den soruşturma yapılan bir kişiyle iletişim kurduğu iddiasına yönelik ise Öz, şunları söyledi: “Bu iddia birazdan fazla komiktir. İletişim kurduğum iddia edilen kişi Çankaya’da bir pidecidir. Ben arada bir pide ısmarladığım pidecinin hakkında soruşturma yürütülen bir kişi olduğunu bilme şansına nasıl sahip olayım. Arada bir, en son da doğum günümde bir pide ısmarlamışız. Tüm suçlamaları reddediyorum. Tahliyemi ve beraatımı talep ederim.” Duruşmaya bugün saat 13.30’da devam edilecek.

‘Zengin göstersin diye MASAK raporu konmuş’

Savunma yapan Murat Sabuncu ise sözlerine davanın başladığı 24 Temmuz’un gazetecilerin bayramı olduğunu belirterek başladı.
‘FETÖ iftirası’
“Bu davanın savcısı, bizi tutuklatan kişi FETÖ’den ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyor ama tutuksuz” diyen Sabuncu, “FETÖ şüphelisi savcı Murat İnam bize FETÖ iftirası atıyor. Müebbetle yargılanırken tutuksuz, biz dokuz aydır tutukluyuz. 4 yılda bin 400 manşet atılır. Bilirkişi içinden cımbızla çekip rapor yapıyor. İddianameyi hazırlayan savcılar ‘adetaları’ çok seviyor. Arkadaşımızın 5 yaşındaki çocuğunun mal varlığı bile sorgulanmış. Benim hiç MASAK raporum yok. Ama savcı ‘zengin göstersin diye’ iddianameye MASAK raporu da var diye eklemiş” şeklinde konuştu. Bir gazeteci olarak herkesle temas ettiğini ama mesafesini koruduğunu belirten Sabuncu, şunları kaydetti:
‘Ağır tecritteyiz’
“’Bylock’ kullanan 18 bin kişi varken 13 kişiyle görüşmüşüm. Bir gazeteci olarak binde birine bile temas etmemişim. Az olmuş. Biz ağır tecritteyiz. Herkes Ahmet Şık’ın kitabı İmamın Ordusu’nun peşindeydi. Korkusuz 100 kişi tarafından basıldı. O 100 yayıncıdan biri de benim. 6 milyon oy alan bir partinin olmadığı mitinge ‘Eksik Demokrasi’ demek suç mu? Yenikapı’ya HDP çağrılmadı diye ‘Eksik Demokrasi’ dememizi nasıl eleştirebilirsiniz?”

‘Dünya izliyor’

Duruşmaya verilen öğle arasında davaya ilişkin açıklamada bulunuldu. Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu tarafından okunan basın açıklamasında, “Bütün dünyanın gözü bu davanın üzerinde. Çünkü bu dava, sadece Cumhuriyet gazetesinin
17 yazar, muhabir ve yöneticisinin yargılandığı bir dava değil. Bu dava, Türkiye’de demokrasinin varlığı ya da yokluğunun test edildiği, başta basın ve ifade özgürlüğü olmak üzere tüm dünyada kabul görmüş evrensel düzlemdeki hak ve özgürlüklerin kullanılıp kullanılmadığının sınandığı bir dava” dedi.

Adliye önünde yapılan açıklamayı gazeteci Ertuğrul Mavioğlu okudu.

Haberin Devamı