Gündem ‘Teknoloji sanatla bağı güçlendiriyor’

‘Teknoloji sanatla bağı güçlendiriyor’

31.05.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

İngiltere’nin en çok ziyaret edilen müzesine dönüşen Tate Museum’un Dijital İçerikler Direktörü Hilary Knight, başarılarında etkili olan yeni çalışmalarını anlattı...

‘Teknoloji sanatla bağı güçlendiriyor’

Modern ve çağdaş sanatın uluslararası merkezlerinden Tate Modern, 2018’de British Museum’u da geride bırakarak İngiltere’nin en çok ziyaret edilen müzesi oldu. Bu başarıda, müzecilik çerçevesinde uygulanan politikaların yanı sıra Tate’in online şubesi kabul edilen, “kullanıcı odaklı” web sitesinin de payı büyük. Bunu söyleyen, Tate Museum Dijital İçerikler Direktörü Hilary Knight. Knight, yıllık 19 milyon ziyaretçiye sahip web sitesini yeniden yapılandırdıktan sonra fiziksel ziyaretlerin de görünür biçimde arttığını söylüyor. Geçtiğimiz haftalarda dördüncüsü düzenlenen Heritage İstanbul konferansına konuşmacı olarak katılan Knight’la, dijital dünyada müzeciliği, gelecek trendleri, Tate’in başarısının sırrını konuştuk.

Haberin Devamı

‘Yeni model geliştirdik’

- Yakın zamanda Tate, İngiltere’nin en fazla ziyaret edilen müzesi oldu. Bunda turistlerin payı ne?

Turistler elbette önemli bir rol oynuyor ama yerli ziyaretçilerin çok daha büyük rol oynadığını düşünüyorum. Son bir yıl içinde, özellikle daha genç ziyaretçileri çekebilmek için birçok çalışma yaptık. 15-24 yaş arasını kapsayan “Tate Collective” isimli yeni bir üyelik modeli geliştirdik. Çünkü elimizdeki veriler, sergi bilet fiyatlarının öğrenciler için bir engel oluşturduğunu söylüyordu. Geliştirdiğimiz modelle, çeşitli indirimlerden faydalanabilecekleri bir sistem kurduk. Ve katılım, beklentimizin çok üzerinde gerçekleşti; çünkü galeri ziyaretine gelen kişi yanında da bir arkadaşını getiriyordu. Böylece genç kitlemizde ciddi bir sıçrama oldu. Bunun yanı sıra geleneksel olarak müze ziyareti alışkanlığı olmayan kitlelere ulaşmak için de çeşitli çalışmalarımız var.

Haberin Devamı

- Müzenin ve web sitesinin yıllık ziyaretçi sayısı nedir?

Web sitesinin yılda 19 milyon ziyaretçisi var. Müzeninki de 8 milyon civarı. Bu rakamları tabii ki ciddiye alıyoruz ve websitesine olan ziyaretleri de gerçek ziyaret gibi değerlendiriyoruz.

- Neleri değiştirdiniz?

Birçok şeyi. En önemli mesele, çok fazla veriye sahip olmamızdı. İnsanların bir şekilde kullandığı ama içinde kaybolduğu bir veriden bahsediyorum. Bu yüzden acil birkaç karar aldık; bunlar teknik altyapıyı daha esnek hale getirmekten websitesindeki on üç ana başlığı üçe indirmeye kadar uzanıyor. Anasayfada ilgi görmeyen “öğrenme” başlığını, “sanatçı” bölümüne taşıdık örneğin ve çok daha iyi sonuç aldık.

- Modigliani için hazırladığınız sanal gerçeklik (VR) sergisi de bunun örneklerindendi. Teknolojinin gitgide daha fazla rol oynadığını görüyoruz...

Teknolojinin sanatçılar için yağlı boya gibi bir araç olduğunu düşünüyorum. Bazı sanatçılar bunu kullanıyor, bazıları kullanmıyor. VR da sanatsal üretimin yollarından biri. Müzedeki uygulama bakımındansa, bizim gibi kültür sanat alanının hikâye anlatıcıları için bir araç; sanatçıları ya da objeleri başka türlü anlatmak ya da başka bir bağlamda göstermek için oradalar. Dolayısıyla önemli olan, amacınıza hizmet eden doğru aracı seçmek. Bugüne dek sahip olduğumuz birikim, inanılmaz bir kültürel hikâye anlatımına dayanıyor. Fakat eğer bir sanat uzmanı değilseniz, bu hikâyelerin büyük bölümü görünür değil. Dijital araçlar bizim bunları görünür hale getirmemize yardımcı oluyor. Modigliani sergisinde sanal gerçekliği kullanmamız, insanların sanatçıyla duygusal bir bağ kurmasını sağladı. Yoksa tabii ki müzeye gidip duvarda yazanı okuyarak da bir şeyler öğrenebilirsiniz. Ama bir sanal başlık takıp Modigliani’nin 100 yıl önce en son yaşadığı stüdyoya gittiğinizde, oradaki kir pası, konserve kutusunu ya da paletini gördüğünüzde birçok şey hissedersiniz. Bu sayede sanatçı sizin gözünüzde soyut tarihi bir karakter olmaktan çıkar, bir insan olarak ona bakışınız değişebilir... Kısacası, teknolojinin sanatın yerini alması değil, insanların sanatla kurduğu bağı güçlendirmeye yardımcı olması söz konusu.

Haberin Devamı

‘Online dünyada istekleri karşılayabilmek çok güç’

Haberin Devamı

- Sunumuzda rakipleriniz arasında Netflix’i, Amazon’u, Youtube’u da saydınız... İşimiz zor mu diyorsunuz?

Evet, bugünün dünyasında rakiplerimiz sadece diğer galeriler değil ve bu gerçekten zor. İnternet küresel bir platform ve bu online bağlam içinde var olabilmek için Netflix’le de rekabet etmek durumundayız. Bunun için de çok farklı anlayışlara sahip, farklı arkaplanlardan insanlara hitap edebilecek farklı içeriklere sahip olmanız gerekiyor. Online dünyada insanların isteklerini karşılamak da güç, çünkü kimisi uzun bir yazı okumaktan kimisi kısa bir video izlemekten mutlu oluyor ve en zoru da, bunu çok hızlı karşılamanızı bekliyorlar. Yoksa gidebilecekleri sayısız başka adres var çünkü. Bu yüzden diğer sektörleri, özellikle yayıncılık sektörünü çok yakından takip ediyoruz.