Tepecik’ten Mozart ezgileri yükseliyor

İzmir’de yazı özleyenlerin yüzünü güldüren güneşli bir nisan günü. Bizi Tepecik’e götüren şoför bir parça endişeli. “40 yıllık İzmirliyim hayatımda ilk defa Tepecik’e gideceğim” diyor.

120 yıllık Roman mahallesi Tepecik’e bizi getiren ezgilerin coşkusundan bizde endişenin zerresi yok. Hamdi Akatay’ı söylediği yerde, “İlhan’ın Kahvesi”nde bekliyoruz. Bizi İzmir’e getiren Tepecik Filarmoni Orkestrası’nın büyüsü ünlü darbuka virtüözü Hamdi Akatay’ı da yeniden Tepecik’in sokaklarında dolaştıran şey. 2000’li yıllara kadar Orhan Gencebay’dan Sezen Aksu’ya, İbrahim Tatlıses’ten Tarkan’a kadar sayısız ismin orkestrasında ve albümlerinde çalan Akatay, bugünlerde sokaklarda provalarını yaptıkları “İlle de Mozart Olsun” projesinin ortaya çıkışını ve Tepecik Filarmoni ile tanışmasını o günkü heyecanıyla anlatıyor:

Kasaptan 25’inci Senfoni isteği

“Sezen Aksu konseri için İzmir’deydim. Annemi ziyarete geldim. Tepecik Filarmoni’nin elemanları bana geldi dedi ki ‘Hamdi Hoca biz sizinle müzik yapmak istiyoruz’ çocukları birlikte oturduğumuz kahvede dinledim ve aklımı kaybettim, bunlar ne zaman büyüdü de Mozart çalıyor! İstanbul’dayken kafamda şekillenen ve yapmak istediğim “İlle de Mozart Olsun” projesini Tepecik Filarmoni Orkestarısı’yla yapmaya karar verdiğimde 2013 sonlarıydı. Projeye karar verdikten sonra İzmir’e geri döndüm. Büyük haz duyuyorum onlarla çalmaktan. Dünyanın her yerinde, çok büyük platformlarda çaldım ama onlarla ayaklarım beş santim yukarda çalıyorum. Çünkü çok yeni müzisyenler, daha iyi olacaklar. Hep beraber o hayal ettiğimiz etnik filarmoni orkestrasını kuracağız diye düşünüyorum.”

Bugüne kadar yaklaşık 80 konser veren orkestranın organize olmak ve prova alanı gibi sorunları var. Akatay, bu konuda iyimserliğini koruyor “Gördüğümüz her sokakta birer sandalye çekip, prova yapabiliyoruz. Burası yaklaşık 120 yıllık bir Roman mahallesi. Bizim grubumuzla da ilk defa klasik batı müziği dinleniyor. Mozart dinleniyor. Artık istekler de almaya başladık. Midyeci kardeşimiz gelip ‘Abi bize 40. Senfoniyi çalar mısınız?’ oradan kasap ‘Birader 25. Senfoniyi çalar mısınız?’ diyor. Bu nedenle de çok keyifli geçiyor provalarımız. Bunu sahneye taşıdığımızda o kadar keyifli oluyor ki…”

‘Darbuka beni dünyalı yaptı’

Mahallelinin Mozart’a ilgisi o kadar fazla ki Hamdi Akatay sıradaki projesi için kararını vermiş bile “İlle de Bach Olsun.” Onları dinlerken Viyana’dan Yeni Delhi’ye, İzmir’den Marakeş’e zamansız bir yolculuğa çıktığını hissediyor insan. Neden Mozart diye sorduğumuzdaysa “Mozart dünyaya gelmiş geçmiş en büyük müzisyen. Onun sihrini anlamak için müzisyen olmaya gerek yok. Zaten parçalarını dinlediğiniz zaman o sihri bedeninizde hissediyorsunuz” diyor Akatay ve ekliyor “Çok umutlu bir yürüyüş bu. Beni dünyalı yapan, büyük platformlara çıkartan beş kilo ağırlığında 50 santimlik bir alet. Ben de istiyorum ki gençler müzik yoluyla güzelliklere, sosyal hayatın içine entegre olsunlar.”