Gündem Türk pasaportlu Kürt lider

Türk pasaportlu Kürt lider

05.10.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

KYB lideri Celal Talabani’nin yaşamı boyunca, “azınlık lideri” olarak mücadele verdiği ülkesinde, ulusal bir lider olarak yükselişinin hikâyesi tarih sayfalarında yerini aldı

Türk pasaportlu Kürt lider

Uzun tedavi sürecinin ardından 84 yaşında hayatını kaybeden, Kürtlerin “Mam Celal” (Celal amca) olarak nitelendirdiği, Celal Hüsameddin Nurullah Talabani, Irak ve bölge siyasi tarihinde derin izler bıraktı. Talabani 1933’te Irak’ın kuzeyindeki Kelkan şehrinde doğdu. Bölgede, Barzaniler ile birlikte, iki güçlü Kürt aşiretinden biri olan Talabanilere mensup olan Celal Talabani, ilk ve orta öğrenimini Erbil ve Kerkük’te tamamladı.
Askeri müdahaleler ve isyanlarla ülke yönetiminin defalarca el değişirtirdiği, farklı etnik kimliklerin ve dini oluşumların kutuplar oluşturduğu bir coğrafyada büyüyen Talabani de 13-14 yaşlarındayken gizli bir Kürt ögrenci örgütüne katıldı. Talabani daha sonraki dönemde ise Barzani’nin Kürdistan Demokrasi Partisi’ne (KDP) bağlı öğrenci birliğinin kurucu üyeliğini ve başkanlığını yaptı, 18 yaşındayken ise partinin yöneticileri arasına katıldı. 1959’da ise Bağdat’ta hukuk fakültesini bitirdi.
KYB ile değişen süreç
Talabani, 1958’de yapılan darbenin ardından hükümetin başına gelen Abdülkerim Kasım’ın ırkçı politikalarına karşı 1961’de başlayan Kürt isyanına katıldı. Talabani, 1963’de Baas Partisi mensupları ve farklı kesimlerden subayların katılımıyla yapılan müdahalenin ardından yeni lider Abdüsselam Arif’le müzakereleri yönetecek Kürt delegasyonunun başına getirildi.
1968’deki darbenin ardından iktidar tamamen Baasçılara geçmiş, 1979’da Saddam Hüseyin Irak Devlet Başkanlığını ilan etmişti. Talabani, 1975’te fikir ayrılıklarının derinleşmesi üzerine Barzani’nin partisinden ayrılarak, Kürdistan Yurtseverler Birliği’ni (KYB) kurdu ve yeni siyasi hareketlerinin sosyalist bir çizgide olacağını duyurdu. KYB, 1976’da ise Saddam hükümetine karşı silahlı mücadeleye başladı. Bu süreçte iki Kürt haraketi arasında da çatışmalar yaşanıyordu.
4 yıllık çatışma sonrası barış
1988’de, Saddam Hüseyin’in Kürtlere karşı kimyasal silah kullandığı “Halepçe katliamı” sonrası Kürt hareketleri ağır bir yenilgi aldı. Talabani İran’a sığınırken, Barzanilere Türkiye destek oldu. Körfez Savaşı’nın 1991’de patlak vermesiyle, Talabani’nin siyasi kariyeri farklı bir boyuta taşındı. KDP ve KYB arasındaki buzlar kısmen eridi ve 1992’de ülkenin kuzeyinde özerk bir bölge kuruldu. Ancak 1994’te iki güç arasında çatışmalar yeniden başladı. ABD’nin girişimiyle Talabani ve Barzani 1998’de Washington’da bir barış anlaşması imzaladı.
Talabani’nin yükselişi
ABD’nin, 2003’te bir kez daha Irak’a müdahalesinde ve Saddam Hüseyin’i devirmesinde Talabani’nin büyük katkısı oldu. Talabani, Saddam’ın yargılandığı süreçte, Irak’ın yeni anayasası ve yapılanma sürecini hazırlayan konseyin üyelerinden biri oldu. Talabani, 6 Nisan 2005’te ise Irak Meclisi tarafından cumhurbaşkanı seçildi. Böylece, Irak tarihinde ilk kez bir Kürt cumhurbaşkanı seçilmiş oldu. Hayatı boyunca siyasi mücadelenin içinde kalan Talabani, Kürtler tarafından çok sevilmişti. Kürtler ona, “Mam Celal” (Celal amca) lakabı takmışlardı.

Yarın defnedilecek

Irak hükümeti, eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin vefatı dolayısıyla ülkede 3 gün yas ilan etti. Almanya’da hayatı gözlerini yuman Talabani’nin cenazesinin yarın Almanya’dan Bağdat’a getirileceği ve burada yapılan resmi törenin ardından
cenazenin aynı gün Süleymaniye’ye getirilerek toprağa verileceği açıklandı.

Çözüm sürecine destek verdi

Talabani, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın 1991’de terör örgütü PKK ile yaşanan çatışmaların çözümüne yönelik girişimleri sırasında “arabuluculuk” rolü üstlendi. Özal 1992’de, Talabani ve Barzani’yi Çankaya Köşkü’nde kabul ederek bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmenin ardından Talabani ve Barzani’ye “kırmızı pasaport” verildi. İki Kürt liderin de PKK ile mücadelede Türkiye’ye destek sözü verdiği konuşuldu. O dönemde iki liderin, Özal’dan, Türkiye’nin Irak’ın kuzeyini sınırlarına katmasını istediklerini söyledikleri de idda edildi. Talabani, Cumhurbaşkanlığı döneminde, Türkiye’de başlatılan “çözüm süreci”ne de destek verdi.

‘Kedi bile vermem’ tartışması

Talabani’nin, 2007’de, PKK’lı yöneticilerin Türkiye’ye iadesi konusundaki, “Türkiye’ye bir Kürt kedisini bile vermem” ifadesi büyük tartışma yaratmıştı. Talabani, bir süre sonra Ankara’da 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmesinin ardından bu ifadesine açıklık getirirken, “Ben Kürt kedisi demedim, Iraklı kedi demiştim. Bir Iraklıyı teslim etmek, Irak anayasasına muhalefet etmektedir” demişti.

Ata huzurunda olmak onurdur

2008’de Anıtkabir’i ziyareti sırasında, Talabani’ye rahatsızlığı nedeniyle Anıtkabir ziyaretini iptal etmesi önerilmişti. Ancak Talabani’nin bu öneriyi reddettiği belirtilmişti. Talabani, Anıtkabir defterine ise, “Benim başkanlığımdaki Irak heyeti adına Türkiye’nin büyük lideri Mustafa Kemal Paşa Atatürk’ün huzurunda bulunmak büyük bir onurdur” ifadelerini yazmıştı.

Hastalık süreci

Talabani, Mart 2012’de ABD’de bulunduğu sırada beyin kanaması geçirdi. Almanya’daki bir hastaneye sevk edilen Talabani, tedavisinin ardından Irak’a döndü. Talabani, 2012’de Bağdat’tayken bir beyin kanaması daha geçirdi. Tedavisi için yine Almanya’ya giden Talabani, burada uzun bir tedavi sürecine girdi. Tedavisi yaklaşık 1,5 yıl süren Talabani, Temmuz 2014’te Bağdat’a döndü ve aynı ay görev süresi sona erdi.