Ufağı bile bu hale getirdiyse!

5.7’lik depremden sonra eldeki verilere baktığımızda en büyük yatay ivme yani zemin hareketi Silivri ve Büyükçekmece ilçelerinde ölçüldü. İstanbul genelindeki ivme değerleri 0.08 gibi ufak bir değer olarak karşımıza çıktı ancak ne yazık ki hasarlar beklenenden fazla oldu. Büyük depremde yatay ivme 0.08’in misli olacağından vahim bir tablo çıkabilir. Bu tabloyu herkesi çok ciddi düşündürmeli” dedi.

Öncü deprem oldu

Prof.Dr.Eyidoğan, depremden sonra kent genelinde ortalama 3 bin 600 binanın incelendiğini ve 77 binada ağır hasar saptandığına değinerek, “Kamuya ait 1 hastane, 4 okul, 9 idari bina ağır hasarlı olarak kaydedildi. 29 okul çeşitli derecelerde hasarlı olduğu için eğitime geçici olarak kapatıldı. Tartışmalar haritalar ve deprem tehlikesi üzerinden sürdüancak İstanbul’daki ‘Deprem risklerini nasıl azaltırız?’ tartışılmadı. 26 Eylül’deki 5.7’lik depremden 4 gün önce aynı alanda büyüklüğü 2.1 ve 2.2 arasında değişen dört mikro-deprem kaydedilmişti. 24 Eylül’de aynı yerde 3.0 büyüklüğünde bir deprem oldu ve bu depremden 30 dakika sonra da 4.6 büyüklüğünde bir deprem Marmara’nın kuzey sahillerine yakın alanlarda hissedildi. 4.6 büyüklüğündeki deprem aslında 5.7’lik depremin öncüsüydü. Son deprem ise ana fay hattına biraz açılı gelen ters yönlü gerçekleşti. Bilim insanları bu depremin konum ve fay özelliklerini, Ana Marmara Fayı ile mekanik ilişkilerini araştırmalı. Deprem Marmara Fayı’nda gerçekleşmese de İstanbul için büyük deprem riski halen çok yüksek. Kent deprem felaketine karşı süratle hazırlanmalı. Ana fayın içinde olmayan tali bir fayda kırık gerçekleşse de, ana faydaki enerji birikimi dikkatle takip edilmeli. Marmara Denizi içinde ciddi gaz çıkışları olan yerler var ancak son deprem gaz kaynaklı olmadığı gibi, büyük bir deprem için biriken enerjinin boşalımına da katkısı olmadı” değerlendirmesini yaptı.