24.06.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Vücudumuzun en büyük organı cilt, dış etkenlere daha fazla maruz kalıyor. Ultraviyole, hava kirliliği, enfeksiyonlar, sigara ve bazı hormonal faktörler, yaşlanma sürecini hızlandırıyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür Göknel, özellikle gelişmiş şehirlerde yaşayanların daha fazla çevre ve hava kirliliğine maruz kalarak, cilt sorunları yaşadıklarını anlattı:
Güneşten gelen ultraviyole ışınlarının, cilt yaşlanmasının en önemli nedeni olduğu biliniyor. Bu duruma foto yaşlanma deniyor. Foto yaşlanmanın önüne geçebilmek için elimizdeki güçlü silahlardan biri, yüksek koruma değeri (50 ve üzeri) olan güneş kremleri.
Genelde yaşlanmada önemli rol oynayan çevre ve hava kirliliğini göz ardı ediyoruz. Gittikçe endüstrileşen toplumlarda, orantılı olarak çevre kirliliği artıyor ve buna bağlı hastalıklar ortaya çıkıyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 2012 yılında hava kirliliğinin en önemli ‘çevresel hastalık risk faktörü’ olduğunu tanımlayan bir rapor yayınladı. Endüstrileşmiş toplumlardaki şehir hayatı, bu çevresel toksinlere, insanları daha fazla maruz bırakıyor.
Çeşitli araştırmalara göre çevre kirliliği;
- Çocuklarda algılama ve öğrenme güçlüğüne yol açıyor.
- Gebelerde erken doğuma ve düşük doğum tartılı bebeğe neden oluyor.
- Erişkinlerde kalp-damar hastalıklarının görülme oranlarını artırıyor ve buna bağlı ölümlerin görülme sıklığını yükseltiyor.
- Akciğerler aracılığıyla kana karışarak, sinir sistemimizde toksik etkiler oluşturuyor.
- Yaşlanmayla birlikte algılama kusurlarına, Parkinson ve Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların ortaya çıkmasına yol açıyor.
Çevre kirliliğinin en çok etkilediği alanlar, akciğerler ve cilttir. Çevresel faktörler öncelikle bu iki anatomik yapıya saldırıp, hasar oluşturuyor. Bu nedenle özellikle çocuklarda atopik cilt hastalıklarının ve astımın görülme sıklığı giderek artıyor. Yetişkinlerde ise kronik obstrüktif akciğer hastalıkları, astım ve amfizem gibi akciğer hastalıkları şiddetleniyor.
Endüstri bizi yaşlandırıyor
Son yıllara kadar çevre kirliliği ve sigaranın ciltte oluşturduğu hasarlar göz ardı ediliyordu. Çevre kirliliği faktörleri UVA ile birlikte cilde girdiğinde, tek başlarına çok ciddi akut hasarlar oluşturmuyordu. Hava kirliliğiyle birlikte cilde girdiklerinde ise toksik hasarlar 2-17 kat artıyor. Diğer bir deyişle, UVA ve hava kirliliği, cilt hücrelerinin dejenerasyonunu ve hasarını artırıyor. Bu yüzden yaz-kış UVA korumalı güneş kremleri kullanmak gerekiyor.
Spor yaparken ultraviyoleye dikkat
Araştırmalar, egzoz dumanına ve diğer çevresel kirliliğe maruz kalanlarda, UV’nin ciltte leke ve kırışıklık yaratma oranını da artırdığını saptadı. Şehirleşmeyle birlikte yeşil alanların azalmasına bağlı olarak insanlar, egzoz dumanının yoğun olduğu yerleşim alanlarına yakın çevrelerde, spor yapmak zorunda kalıyor. Güneşten koruyucu, antioksidanlar bakımından zenginleştirilmiş kremler kullanmadan yapılan açık hava sporunun, ciltte geriye dönüşümsüz hasarlar oluşturacağı akıldan çıkarılmamalı.
Benzer şekilde şehirlerde, özellikle de otoyollara yakın alanlarda bulunan açık hava havuzları etrafında güneşlenmek, egzoz gazlarının toksik etkileriyle UV’nin birleşmesi, ciltteki güneş lekelerini ve kırışıklıkları dramatik ölçüde artırıyor. Şehir içinde spor yapılırken, doğrudan güneşe maruz kalınacaksa; mutlaka suya ve terlemeye dirençli, güneş koruma faktörü 50 ve üzeri olan, zengin antioksidan yapıya sahip kremler uygulanmalı. Bu antioksidanların başında C ve E vitaminleri, CoQ10, resveratrol ve yeşil çay geliyor.
Sigara kadın cildine daha zararlı
Sigara kadınlarda erkeklere göre çok daha fazla cilt hasarı oluşturuyor. Sigaranın yol açtığı hasarı önleyen ve yaşlanmanın önüne geçen en önemli doğal madde ise resveratroldür. Aynı zamanda güneş ışığının UVA, UVB, görünen ışık ve kızılötesi ışığının yarattığı kümülatif hasara karşı da etkilidir. Bu yüzden gerek güneşlenirken gerekse de spor yaparken, bu antioksidanların cilde uygulanmasında fayda var. Cilt hasarlarının çocukluk döneminden itibaren, antioksidanlarla zenginleştirilmiş, güneş kremi kullanılarak önlenmesi, ileride ortaya çıkabilecek cilt kanserleri ve erken yaşlanma gibi sorunların önüne geçebiliyor.
Antioksidanlarla savaşın!
Yeşil çay, cilt ve vücudumuzdaki çevre kirliliğinin oluşturduğu toksisiteye karşı savaşıyor. Benzer şekilde, siyah üzüm kabuğundan elde edilen resveratrol de, başta sigara olmak üzere çevre kirliliği ajanlarının ciltte oluşturduğu hasarlara karşı koyuyor. Hava kirliliği, yaz sonunda ciltte koyu, kahverengi tonlarında güneş lekelerinin ortaya çıkmasına yol açıyor. Bu lekelerle karşılaşmamak için, bileşiminde B3 vitamini (niasinamid) ve resveratrol bulunan kremler tercih edilmeli. Bu iki madde üzerinde yapılan araştırmalar, ciltteki ultraviyoleye bağlı lekeleri iyileştirdiklerini göstermiştir.
Çevresel faktör etkisi
Araştırmalar, yaşlanmaya bağlı cilt sorunlarının yüzde 80-90’ının çevresel zararlardan meydana geldiğini gösteriyor. Güneşten korunmak ve antioksidan desteği almak gerekiyor.
Çocukları koruyun!
Çocukluk döneminde ciltte su toplamalara yol açabilecek kadar güneş yanıklarına maruz kalan kişilerde ilerde cilt kanseri riski daha fazla.