Ekonomi Havası ‘göz’lerinden okunuyor

Havası ‘göz’lerinden okunuyor

17.09.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Koreli üretici Kia’nın kapsamlı olarak yenilediği Sportage, özellikle far ve sis farlarıyla çok “havalı” bakıyor... Teknolojik donanımları ve konforu ise cabası...

Havası ‘göz’lerinden okunuyor

Bazen “tam olmuş”, böylece beğenilmiş şeyleri değiştirmek çok da iyi sonuç vermeyebilir. Misal, saçlar daha güzel görünsün diye öyle bir şekle sokarsınız ki, ilk fırsatta nasıl eskiye döndüreceğinizi bile şaşırıverirsiniz... Ki, genelde eskiye döndürene kadar da operasyon üzerine operasyon yaptırır, onlaırı yolacak hale bile gelebilirsiniz... Yalan mı, bal gibi de olabilir... Olanlarını da görmüşlüğüm vardır nitekim!..

Haberin Devamı

Havası ‘göz’lerinden okunuyor

Tabii otomobil dediğimiz, öyle saç baş gibi kolay şekillendirilip, değiştirilebilecek bir “kolay bir şey” değil! Dolayısıyla, beğenilmiş ve kabul edilmiş bir modelin tasarımını, ancak öncekinden daha iyi olacaksa ve üzerinde yapılabilecek çok düzeltme varsa “toptan” değiştirirsiniz. Yoksa, genel hatlarını ellemezsiniz... Bunu kanıksayan ve bilen markalardan biri olan Kia da, Sportage için tam da böyle bir şey yapmış işte... Bir önceki Sportage’ın en iyi yönlerini alıp, önde ve arkada daha modern, daha güçlü çizgilerle yeniden harmanlayıp sunmuş yeni neslini... Elbette iç mekanını tamamen elden geçirip, en son teknolojik donanımları da ekleyerek...

Havası ‘göz’lerinden okunuyor

Daha lüks görüntü

Yeni ön farlar ve tamponda bulunan sis farları, bana göre otomobilin en çekici tasarım unsurları arasında. Bazı süper lüks markaların modellerine de benzetenler yok değil hani. Ancak “Varsın, böylelikle de daha lüks göstersin babacığım!” dediğim oluyor içimden. Arka LED stop lambaları ise, tamamen kendisine has bir görüntü çizmekte...

Haberin Devamı

İç mekan ise, tıpkı Japonlarda olduğu gibi biraz muhafazakar görülebilir. Özellikle de son dönemlerde piyasaya çıkan elektronik zengini rakipleri düşünülürse... Ancak ben, bu tip gösterge ve orta konsol kombinasyonunun daha çekici olduğunu söyleyebilirim. Zira öncelikle kullanımı kolay ve risksiz, ayrıca da eskiye bir saygı niteliğinde... Ancak bu, Sportage’ın modern donanımları olmadığı anlamına gelmiyor. Hatta tam tersi...

Havası ‘göz’lerinden okunuyor

Örneğin “Kör Nokta Uyarısı” ve “Otomatik Frenleme” sistemleri gibi... Ayrıca da, durk-kalk trafikte haylig pratik olan “Auto Hold” ve “Sürüş Modu Seçicisi” de, beğendiğim donanımlardan. Kullandığım araç 4x4 versiyon olduğundan, iki çekerden 4 tekerlekten çekişe geçmek gayet basit ve rahat. Buna, 4x4’e özel “Eğim İniş Kontrolü” de eklenebilir.

Geniş denilebilecek bir iç mekana sahip yeni Sportage, 1.6 lt turbo beslemeli 177 beygirlik benzinli motor ve DCT 7 ileri otomatik vitesle kombine edilmiş. GT versiyonu ise daha şık görünüyor diyebilirim. Yani 154 bin 900 TL’den başlayanı...

Haberin Devamı

‘Pesss, sözün bittiği yersin!’

Neyin nesi?

Her degasında aynı eziyet! Adam anlattıklarımı dinlemiyor ve aynı soruyu tekrarlıyor! İçimde bir papağan mı besliyorum acaba? Bak sevgili kardeşim, Sportage’ın yanlış hatırlamıyorsam dördüncü nesli oldu artık... Hala mı tanımazsın yaww... Hani şu, Kia’nın Türkiye’de en beğenilen modeli. Pess diyorum artık, sözün bittiği yersin!

Neleri var peki?

Az önce onları da saymaya çalıştım yukarıda... Donanım paketine göre değişiklik olsa da, “Kör Nokta Uyarısı”, “Otomatik Frenleme”, “Auto Hold”, “Sürüş Modu Seçicisi”, elektrikli bagaj kapağı, soğutmalı ön koltuklar filan gibi. 1.6 lt turbo benzinli motor, 4x4’te bile gayet başarılı çalışıyor. “Efendi” kullanımla, 100 km’de 9.5 lt civarında bir tüketim söz konusu. Performanslı kullanırsanız başka tabii... İç mekanın sessizliğini ve ses sisteminin başarısını da söylemeden geçmeyeyim şuracıkta...

Bununla birlikte Sportage’ın daha düşük güçteki, 132 beygirlik bir benzinli ve 2.0 lt 184 beygirlik dizel motor seçenekleri de var, demedi demeyin arkamdan!

Haberin Devamı

EDİTÖRÜN SON SÖZÜ

Ben bir hayli ısınmışım araca sanırım... Kendimi aynasına koku takarken filan buldum! Neyse ki minik “peluş köpekçik”imi getirmedim!.. O son nokta olurdu!