İzmir HEM ŞİKAYET EDİYORUZ, HEM İZLİYORUZ

HEM ŞİKAYET EDİYORUZ, HEM İZLİYORUZ

14.03.2014 - 10:20 | Son Güncellenme:

.

HEM ŞİKAYET EDİYORUZ, HEM İZLİYORUZ

Doktora tezinde yerli dizileri ele alan Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ürün Yıldıran Önk, en fazla yerli dizileri şikayet eden vatandaşların, televizyonlarda yine en fazla yerli dizi yayınlanmasını istediklerini söyledi. 1995 yılında mevcut beş televizyon kanalında 180 yabancı diziye karşılık yalnızca 12 yerli dizinin yayınlandığını, 1998’de yayınlanan “İkinci Bahar” dizisinin ise ilk kez yerli dizilere güven duyulmasını sağladığını belirten Önk, “Bugün geldiğimiz noktada, yıllık ortalama 90 yerli dizi yayınlanıyor. Brunei Sultanlığı’ndan, Tayland’a kadar 102 farklı ülkeye dizi ihraç edip 150 milyon dolar gelir elde ediyoruz. Türk dizilerinin satış fiyatları artık 200 bin dolara kadar çıkıyor” dedi.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) İletişim Merkezine 2013 yılında 118 bin 416 şikayet geldi. 2013 yılında da diziler en fazla bildirim alan program türü oldu. Dizilere 2012 yılında 48 bin 823 bildirim gelirken, bu rakam 2013 yılında yüzde 5 artarak 51 bin 285’e yükseldi. Şikayetlerin yüzde 76’sını erkekler, yüzde 22’sini kadınlar yaptı. En çok dizileri şikayet eden vatandaşlar, yine aynı kurumun 3 yılda bir yaptığı Televizyon İzleme Eğilimleri Araştırması’na göre, yüzde 76.7 ile en çok “yerli dizileri” izleyip yüzde 86,3 ile de “televizyonlarda öncelikli olarak yayınlanması istenen program tu¨rleri”nde ise birinci sıraya oturttu. Doktora tezinde, yerli dizileri ve 2000 yılı sonrası gelişimini ele alan Yrd. Doç. Dr. Ürün Yıldıran Önk, aynı araştırmada, televizyon kanallarının tercih edilmesindeki en önemli unsurun, yayınlanan dizilerin beğenilme du¨zeyi olduğunu kaydetti.
YERLİ DİZİDE BAŞARI KAPISINI “İKİNCİ BAHAR” AÇTI
Tu¨rkiye’de yerli dizi u¨retiminin, TRT’nin ilk yıllarından itibaren Çalıkuşu, Küçük Ağa, Ateşten Günler gibi çeşitli edebiyat eserlerinin televizyona uyarlanmasıyla başladığını kaydeden Önk, “Çoğunluğu u¨nlu¨ sinema yönetmenlerine sipariş edilen bu dizilerin dışında Tu¨rkiye’de yayınlanan diziler, ağırlıklı olarak yabancı dizilerdi. 1995 yılında yapılan bir araştırmaya göre, mevcut beş televizyon kanalında 180 yabancı diziye karşılık yalnızca 12 yerli dizi yayınlanıyordu. Asıl itici gu¨ç ise Tu¨rkiye’de yerli dizilerin, yabancı diziler kadar izleyici çekemeyeceğine dair algının 1998’de yayınlanmaya başlayan İkinci Bahar dizisinin kazandığı başarıyla geldi. Yerli yapımları riskli bulan televizyon kuruluşları, yerli dizilere ağırlık verdi ve o günden bu yana Tu¨rkiye’deki ulusal kanallarda günümüze kadar yaklaşık 2 bin yerli dizi yayınlandı” dedi.
ZAMAN DEĞİŞTİ HİKAYE DEĞİŞMEDİ
Ürün Yıldıran Önk, “Geçmişten günümüze, zaman değişse de hikayeler değişmiyor. Yerli dizilerde sıklıkla kullanılan zengin ve fakir aşk hikayesinin yeni göru¨necek biçimde paketlenmesi biçiminde karşımıza çıkıyor. Yapımcılar, başarılı bir yerli dizinin formülünü, eski hikayelerin gu¨ncel konularla su¨slendiği melez bir toplumsal temsilde arıyor” diye konuştu.
REYTİNGİ TUTTURMAK İÇİN HİKAYE DE DEĞİŞİYOR
Yerli dizilerdeki toplumsal temsile, reyting kaygısının biçim verdiğini kaydeden Önk, “Amerikan televizyon şebekesine yılda yaklaşık 4 bin televizyon dizisi önerisi ulaşıyor. Bunlardan sadece 25’i yayın şansı bulabiliyor. Bunlar arasında ise sezonu tamamlayabilenlerin sayısı bir du¨zineyi bile bulmuyor. Türkiye’de de artık durum pek farklı değil. Reytingi belirlemede yerli diziye tanınan su¨re genellikle u¨ç hafta. Bu su¨reçte hedeflenen yüzde 7 reytinge ulaşamayan diziler, yayından kaldırılıyor. Reytingi yu¨ksek olan yerli diziler ise yıllarca yayın hayatını su¨rdu¨rebiliyor. Beş yıla yaklaşan yayın su¨resiyle Yaprak Döku¨mu¨ bunu kanıtladı. Dolayısıyla başta tasarlanan dramatik yapı, reytingin du¨şmesi nedeniyle erken bir finalle sona erdiriliyor, istenilen du¨zeyde reytinge ulaşan dizilerde ise konudan uzaklaşma riski ortaya çıkıyor. Dizideki olayların gelişiminin yanı sıra senaryoda yer verilen karakterlerde de reyting sonuçları belirleyici oluyor. İzleyicinin sevmediği karakterler dizi dışında kalabildiği gibi, konuk
oyuncu olarak diziye katılan bir karakterin sevilmesi de onun dizide kalmasını sağlayabiliyor” dedi.
DÖNEM DİZİLERİ
Son dönemde Türkiye’de en çok tartışılan konuların başında gelen dönem dizilerini de değerlendiren Ürün Yıldıran Önk, “Kuşkusuz, reyting, diğer diziler gibi dönem dizileri için de yayında kalmanın ölçütü. Öte yandan, özellikle Kanuni, Menderes, Deniz Gezmiş gibi gerçekten yaşamış karakterlerin canlandırılması önemli tartışmalara yol açıyor. Tarihe ilgi duyan, ancak okuyarak öğrenmeyi sevmeyen bir toplum olduğumuzdan, bize kolay ve eğlenceli yoldan tarih anlatan dönem dizilerini severek izliyoruz. Sunulan kurmaca içeriğin tarihi gerçek olarak algılanması, dönem dizilerinin karşısındaki en önemli sorun. Dolayısıyla dönem dizilerini tarihe açılan bir pencere olarak değil, görsel tarihin kurmaca bir yorumu olarak değerlendirmek gerekiyor” şeklinde konuştu.
REYTİNG KAYGISIYLA ASIL KONUDAN UZAKLAŞILIYOR
Bu tartışmaların odağında olan dizilerin başını Muhteşem Yüzyıl’ın çektiğini ifade eden Önk, “RTÜK tarafından en fazla bildirim alan dizi olarak açıklanan Muhteşem Yüzyıl, yayınından önceki üç haftadaki toplam 80 bin şikayetin 74 binini almıştı, ancak sayı düşerek 2013’te bin 643 şikayete geriledi. Bugün yedi ulusal kanalda yayınlanan 50’ye yakın dizinin yedisi dönem dizisi; Seksenler, Doksanlar, Bir Yusuf Masalı, Çalıkuşu, Karadayı, Muhteşem Yüzyıl ile son olarak Kurt Seyit ve Şura. Birçok yapım reyting kaygısıyla uyarlandığı eserden ya da tarihi olaylardan uzaklaşıyor. Örneğin Çalıkuşu dizisinde romanda olmayan olaylar dizide yer alıyor. Kurt Seyit ve Şura ise hikayesinden, çekim tekniklerine, kostümüne kadar hem eseri hem dönemi aynen yansıtıyor. Özellikle Muhteşem Yüzyıl, dönem dizisi olarak hem genel izleyicide hem de AB grubundaki yüksek izlenme oranıyla dikkat çekiyor. Şehzade Mustafa’nın ölümüyle yeniden gündeme oturan dizinin resmi facebook sayfasının 2 milyon beğeneni bulunuyor. Twitter’da ise 12 Şubat tarihli 123. bölümüyle ilgili, SehzadeMustafaVeda başlıklı hashtag 20 bin 422 tweet alarak bir rekora imza attı. Dizinin 45 ülkede yayınlanmasını da ülke dışına taşan başarısının bir göstergesi olarak değerlendirmek mümkün” dedi.