Ankara "I. Dünya Savaşı Ve 20. Yüzyılın Başında Türk-Rus İlişkileri" Sempozyumu Başladı

"I. Dünya Savaşı Ve 20. Yüzyılın Başında Türk-Rus İlişkileri" Sempozyumu Başladı

06.04.2018 - 10:09 | Son Güncellenme:

.

I. Dünya Savaşı Ve 20. Yüzyılın Başında Türk-Rus İlişkileri Sempozyumu Başladı

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesindeki Türk Tarih Kurumu, Avrasya İncelemeleri Merkezi ve Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü iş birliğiyle düzenlenen "I. Dünya Savaşı ve 20. Yüzyılın Başında Türk-Rus İlişkileri" sempozyumu, Rus Tarihi Vakfında düzenlenen açılış töreniyle başladı.
"I. Dünya Savaşı ve 20. Yüzyılın Başında Türk-Rus İlişkileri" sempozyumu, Rus Tarihi Vakfında düzenlenen açılış töreniyle başladı. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Muhammet Hekimoğlu ve Zeki Eraslan, Türk Dil Kurumu Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Bilal Çakıcı ve iki ülkeden diplomatların ve akademisyenlerin katılımıyla gerçekleşen törende sempozyumun açış konuşmasını yapan Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, tarih boyunca Türk- Rus ilişkilerinin bazen Hazar Devleti örneğinde olduğu gibi aynı devlet çatısı altında yaşayacak kadar iyi, bazen de 1683 Viyana bozgunuyla başlayan yüzlerce yıllık savaş durumunda olduğu gibi kötü bir seyir izlediğini dile getirdi. I. Dünya Savaşı’nın Türk-Rus ilişkilerinde yeni ve olumlu bir dönemin başlangıcı olduğunu ifade eden Turan, İstiklal Savaşı sırasında Sovyet yönetiminden gelen mali ve askeri yardımların zaferin elde edilmesinde oldukça etkili olduğunu dile getirdi. Savaşın ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin beklenmedik derecede yakın ilişkiler sürdürdüğünü belirten Turan, kaderin Türklerle Rusları bugün de Suriye sorununun çözümünde bir araya getirdiğini söyledi. Rusya ve Suriye’nin İran ile birlikte meselenin çözümü için yoğun gayret gösterdiğini ifade eden Turan, karşılıklı ekonomik ilişkiler, iş gücü transferi ve turizm gibi bağlantılarla iki ülkenin bugün birbirine her zamankinden daha yakın ve birlikte yürümeye mecbur durumda bulunduğunu kaydetti.
Rusya Tarihi Vakfı Müdürü Dr. Konstantin Mogilevsky ise, düzenlenen sempozyuma ev sahipliği yapmaktan gurur duyduğunu belirterek, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu.
Devlet Arşivleri Genel Müdürü Prof. Dr. Uğur Ünal, iki ülke arasındaki kültürel ilişkilerin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi için arşivlerin irtibatının kesilmemesi gerektiğini belirtti. Osmanlı arşivinde Rusya’nın tarihiyle doğrudan ilgili yüz binlerce belge bulunduğunu söyleyen Ünal, tarihe ışık tutacak bu malzemelerin bilim insanlarıyla buluşturulması için Rus arşivleriyle geleceğe yönelik çalışmalar yapılacağını dile getirdi.
Programda Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve iki ülke arasındaki ilişkilere ışık tutan belgelerden oluşan bir serginin açılışı da gerçekleştirildi. İki gün sürecek olan sempozyuma yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda bilim insanı katılıyor.