İstanbul İbrahim Öztek, 30 Ağustos Zaferi'ni Kutladı

İbrahim Öztek, 30 Ağustos Zaferi'ni Kutladı

29.08.2017 - 10:41 | Son Güncellenme:

.

İbrahim Öztek, 30 Ağustos Zaferini Kutladı

Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. İbrahim Öztek, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlayan bir mesaj yayımladı.
Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı İbrahim Öztek, yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verdi:
“Milletler vardır tarih olmuş, tarihin derin sayfaları arasında kaybolmuş, yok olmuşlardır. Milletler vardır tarih boyunca bulundukları coğrafyada yaşamlarını sürdürmüşler, belirli sınırlar içinde kalmışlardır. Milletler vardır, tarih boyunca diğerlerinin baskısına, eziyetine uğramış, oradan oraya atılmış, sürüklenmiştir. Milletler vardır millet olamamışlardır. Fakat dünyaya öyle bir millet gelmiştir ki, o kökü tarihin derinliklerinde olan bir millettir. Öyle bir millettir ki, milletlere baş eğdirmiş, baş olmuştur. Medeniyet kurmuş, medeniyet götürmüş, milletleri ıslah etmiştir. Yoldan çıkmış milletleri yola getirmiş, kıtaları yurt, denizleri göl edinmiştir. İki çağı kapamış iki çağı açmıştır. Ayın, güneşin, yıldızların sistemlerini bulmuş, gökten ay ile yıldızı indirmiş, gemileri karadan yüzdürmüş, Altay’lardan attığı okla Avrupa’nın bağrını delmiş,Tarih boyunca tarih yazmış, birçok milletin de tarihini süsleyerek, onlara onur kazandırmıştır. Onların da tarih yazmalarının nedeni olmuştur. İşte bu Türk milletidir.
Türk, dünya üzerinde bazen kasırga, bazen fırtına gibi esen, bazen de kasırga sonrasının sakinliği içinde dünyayı aydınlatan güneş olmuştur.
Türk, bu medeniyetleri kurarken ve korurken muhteşem orduların sahibi olmuştur. Bir zamanlar Türk’lerin uçan orduları vardı. Bu orduların önünde Papa diz çöküp, yalvarıyordu. Orduların nal sesleri yeri göğü inletiyordu. Bu yer götürmez ordular, Çin içlerinden Avrupa içlerine aktı.
Kurduğu büyük medeniyetlerle de Dünya’yı aydınlatan güneş oldu. Henüz Rusya, Amerika, Fransa, Almanya, İngiltere yokken dünyanın en büyük imparatorluklarını kurdu. İşte biz böyle bir millettik. Bu yüce millet, 120 kadar beylik, atabeylik, hanlık, hakanlık, sultanlık ve imparatorluklar kurdu. Türkler değişik zamanlarda dünya üzerinde gidebildikleri ve gidip de dönemedikleri her yeri fethetti. Göktürkler zamanında Doğu Roma’dan Çin’e tüm milletlere baş eğdirmiş bir Türk kavramı vardı. Büyük Hun İmparatorluğu Avrupa’nın bir ucundan, Asya’nın bir ucuna, iki Okyanus arasındaydı ve O büyük imparatorluktan Türkiye Cumhuriyeti’ne, Atila’dan Oğuzdan Mustafa Kemal’e ulaşıldı.
Her milletin kendine has hazineleri vardır. Fakat Türk milletinin öyle bir hazinesi vardır ki, bu kimsenin sahip olamayacağı ‘devletler hazinesi’ ve ‘kahramanlar hazinesidir’. Tarihte yüzlerce beylik, atabeylik, hanlık, hakanlık ve imparatorluk kurmuş bu millet, tarihin ve insanlığın gıpta ile baktığı nice kahramanlar ve nice önderler yetiştirmiştir. Bunlar saymakla bitmez. Fakat içlerinde biri vardır ki, o yüzyıllarda bir yetişen dahi, asker, siyasetçi, devlet adamı, düşünür, o yol gösterici, kanun yapıcı, devrimci, tarihçi ve dil bilimcidir. O, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Dünyanın en ileri milletleri O’nun gibi birisinin ülkelerinde doğmadığına ve böyle birine sahip olamadıklarına yanıp tutuşmuşlardır.
O, tek dişi kalmış yedi kollu kan emici canavar tarafından kuşatılmış, sarılmış, kanı canı tüketilmiş milletini yok olmaktan kurtaran, ona can veren, ruh veren ve son Türk devletini kuran en büyük kahramandır. Verdiği emirler o kadar kesin ve can alıcıdır ki, Ona inananlar, için “size ölmeyi emrediyorum” dediğinde, bilenler kuran okuyor, bilmeyenler Allahu Ekber nidaları ile düşmana son darbeyi vurmak için ya da şehadet şerbetini içmek için gidiyorlardı. ‘Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri’, dediğinde; Mehmetçik aslanlar gibi kükreyerek, 26 Ağustos sabahı inletti göğü yeri. Yok etti pis çizmeleri ile vatan toprağını çiğneyen illeti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmasaydı, Türk’e Ankara çevresini bile çok gören düşmanın halen ruhsuz bir kölesiydik. Ruh verilmediği için millet de olamayacaktık. Camilerimizde ezanın yerini çan sesleri alacak ve sanmayın ki Müslüman kalacaktık. Atatürk’ün askerleri görevlerini yaptı. Dualar kabul oldu. Türklük kurtuldu. İslam kurtuldu. İlk haçlı seferini yok eden Türk Kılıçaslan gibi, son haçlı seferini de Atatürk yok etti. 26 Ağustosta başlayan büyük taarruz 30 Ağustos da Türk’ün en büyük destanı oldu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Allah’ın Türk Milleti’ne en büyük lütfudur. 30 Ağustos zaferimiz ve ardından kavuşacağımız kurban bayramımız yüce Türk Milleti’ne hayırlı olsun."