Gündem İfadeler de aynı yazım hataları da

İfadeler de aynı yazım hataları da

27.08.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

İşbilir kardeşlerin yaşamını yitirdiği olaydan 6 ay sonra ifadeleri alınan 6 polis de kendilerine emir veren amirin ismini unuttu, aynı cümlelerle savunma yaptı...

İfadeler de aynı yazım hataları da

Yüksekova’da geçen aralık ayında çıkan olaylarda hayatını kaybeden Mehmet ve Veysel İşbilir kardeşlerin ölümü üzerine açılan soruşturmada şüpheli sıfatıyla ifade veren 6 polis memurunun tıpatıp aynı savunmaları yaptıkları ortaya çıktı. 6 polis de savunmalarında kendilerini görevlendiren amirin ismini hatırlayamamış. Savunmalardaki yazım hataları bile aynı.
Hakkari Yüksekova’da 6 Aralık 2013 tarihinde PKK’lılara ait mezarların tahrip edildiği iddiaları nedeniyle yapılan gösteriler sırasında çıkan olaylarda, Mehmet Reşit İşbilir (32) ile Veysel İşbilir (34) polis tarafından vurularak hayatını kaybetti. İşbilir kardeşlerin ölümünün ardından 6 şüpheli polisin ifadesi, olayın üzerinden 6 ay geçtikten sonra alındı.
Polislerin Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği ifadelerin “kopyala-yapıştır” yöntemiyle hazırlanması, yazım hatalarına kadar tıpatıp aynı olması dikkat çekti.
Milliyet’in ulaştığı savcılık ifadelerinde, şüpheli polisler şunları söyledi; “Olayın olduğu gün arkadaşlarım ile İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne ait lokalde otururken şu an ismini hatırlamadığım bir amirimiz ilçede meydana gelen olaylara müdahale eden görevli personelin eylemciler tarafından uzun namlulu silahlarla saldırıya uğradıklarını, takviye için gitmemiz gerektiğini söyledi. Olay mahali olan Cengiz Topel caddesine gittik. Çevik kuvvete ait akrep aracına zayıf bölgeleri olan camlara eylemciler tarafından silahlı saldırı oldu. Bu olay üzerine aracımızı çevik kuvvete yardımcı olmak için onlara doğru çevirdik. Bölgeye gittiğimizde yüzleri maskeli ellerinde molotof kokteyli olan 5-6 kişilik bir grubu sutre yapan gene yüzü maskeli bir şahsın çevik kuvvet aracına uzun namlulu silahla ateş ettiğini gördük. Şahsın kaçması için ateş açtık. Bu ateş sonucu şahsın arkasında bulunan grup dağıldı. Silahlı şahsın da kaçtığını düşündük ama öyle olmadı. Şahıs bu sefer bizim araca doğru yoğun bir şekilde ateş etmeye başladı. Araçtaki arkadaş gerek kendisini gerekse bizi korumak amacıyla şahsı hedef alarak ateş etmeye başladı. Bu ateş sonucunda silahlı şahıs vurulup yere düştü. Kaç isabet aldığını bilmiyorum. 100 metre ötede gene yüzü kapalı silahlı bir şahıs bize ateş etmeye başladı. Biz de bulunduğu kısma doğru ateş ettik ancak ateş etmeye devam etti. Bu şahıs da vuruldu. Araçtan inip olay yerine gitme imkanımız olmadı. Biri ölü biri de yaralı iki şahsın hastane bahçesine bırakıldığını emniyet lokaline geldikten sonra öğrendik.”

İfadelerde aynı cümleler
Söz konusu savcılık ifadelerinin her birinde aynı cümleler yer alırken, “cadde buyunca (boyunca)”, “bizi kurumak (korumak) amacıyla” gibi yazım hataları da birebir yer aldı. Olay yerlerinin tarifinin sorulması üzerine ise 6 polis memuru da, “Sürekli olarak Yüksekova’da ikamet etmediğimiz ve geçici sürelerle görevli olarak geldiğimiz için Yüksekova’yı tam olarak bilmiyorum.
Ancak bizim bulunduğumuz yer cezaevi kavşağına yakın bir yerdi, biz yolun kenarında idik. Silahlı şahıslar ise yolun karşı tarafından birbirlerine yaklaşık 50-100 metrelik mesafelerle bize ateş ediyorlardı” cevabını verdi. Şüpheli polis memurları ayrıca, kanunda yer aldığı gibi “etkisiz hale getirme” görevlerini kullandıklarını belirtti.
İşbilir kardeşlerin olay anında silahsız olduğunu iddia eden Hakkari Baro Başkanı Muhittin Güngör ise kardeşlerin vurulma anını gösteren kamera görüntülerinin bozuk olduğunu belirtti. Öte yandan Mehmet Reşit İşbilir’in yine Yüksekova’da polis kurşunuyla hayatını kaybeden 15 yaşındaki Özgür Taşar’ın cenazesine katıldığını gösteren bir fotoğraf da dosyaya İşbilir’in “örgüt üyesi” olduğuna kanıt olarak konuldu.