İki kanseri yenerek mucizeye imza attı

Emine Oyal (70), 17 yıl önce şiddetli mide ve bel ağrısı şikâyetiyle hastaneye gittiğinde, pankreas kanseri olduğunu öğrendi. Acil ameliyata alınan Oyal’in, pankreasının yarısı ile dalağı alındı. Ameliyat sonrası kemoterapi ve radyoterapi tedavisine başlanırken, o dönem tanıştığı Doktor Sezer Sağlam, tedavinin yanlış gittiğini, ikili tedavi yönteminin her zaman yarar sağlamayacağını söyledi. Oyal’a bu kez iğne tedavisine başlandı. Ancak tümör, karaciğerde metastaz yapınca, bu kez de karaciğer ameliyatı geçirmek zorunda kaldı. Yaşadığı sıkıntılardan tam ‘kurtuldum’ diye sevinirken, 2011’de akciğer kanseri olduğunu öğrenen Oyal, yaşadıklarını şöyle anlattı:

‘Doktorlar umudu kesmişti’

“Karaciğer ameliyatında büyük bir tümörün çıkarıldığını öğrenmiştim. Doktor Koray Acarlı başarılı bir ameliyat gerçekleştirmişti. 2011 yılında rutin kontrolüm sırasında akciğer kanseri olduğumu öğrendim. Aynı gün ameliyat olmaya karar verdim. Akciğer ve kaburgamdan parçalar alındı. İyileşme dönemine girmiştim. Ancak tümörlerin ardı arkası kesilmiyordu. Karaciğerimde kum tanesi gibi tümörler gelişmeye başladı. Karaciğer ameliyatı olduğum için bu kez mikrosfer tedavisine yönlendirildim. Tedavi başarılı geçti. Tümörler yok oldu ancak nükleer maddenin mideme kaçtığını öğrendim. Bu kez de mide şikâyetlerim başlamıştı. 40 kiloya kadar düştüm. Doktolar bile ümit kesmişti. Allah’a sığındım. Doktorum, beni nükleer tıpçı Levent Kabasakal’a yönlendirdi ve 3 yıllık tedaviyle tüm şikâyetlerimden kurtuldum. Vücudumda tümör kalmadı. Sadece radyasyona bağlı küçük bir hasar oluştu. Artık iyileştim. Kanserin öcü olmadığını bilmeliyiz. Sigara ve üzüntü bu hastalığın tetikleyicisi. Artık eskisi kadar üzmüyorum kendimi.”

SON EVREDEKİ HASTALAR BİLE TEDAVİ EDİLEBİLİYOR

‘10 yıl sonra kansere çare bulunacak gibi görünüyor’

Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji uzmanı Prof. Dr. Necdet Üskent, “10 yıl sonra kansere çare bulunacak” derken, hastalığın son evresinde bile tedavi edilebileceğini ifade ediyor:
“Kanserin son evresine ‘evre 4’ adını veriyoruz. Ancak 4’üncü evreye gelip iyileşen hastalarımız var. Bu durum kanserin genetik yapısının bilinmesi ve ona yöneltilebilen hedef tedavilerle alakalı. İmmünoterapide, bağışıklık sisteminin ilaçlarla harekete geçirilerek tümöre karşı savaşmasını sağlıyoruz. Kanser hücresinin, vücut savunma hücrelerinin denetiminden nasıl kaçtığının bilinmesiyle yeni aşı stratejileri geliştirilecek. Kişiselleştirilmiş hedef tedavileri gelecekteki kanser tedavi stratejilerini oluşturacak. Tümör dokusunda hastalığa neden olan genetik mutasyonlar oluyor. Biz, o geni susturan tedavileri devreye sokuyoruz. Akciğer kanseri aşısı uyguladığımız ve 10 yıldır hastalığı nüksetmeyen akciğer kanseri hastalarımız var. Bilimsel çalışmalar ve gelişmeler bu hızla giderse gelecek 10 yılda kansere çare bulunacak gibi görünüyor.”

Rakamlarla kanser

Prof.Dr.Necdet Üskent’in verdiği çarpıcı rakamlar:

* Kanserin dünyaya maliyeti yılda 1 trilyon dolar.
* Türkiye’ye yıllık maliyet 2.3 milyar euro. Bu rakam Avrupa’daki 6. büyük bütçe.
* Sağlık Bakanlığı bütçesinin 5’te biri kansere ayrılıyor.
* İç Anadolu toprakları yapısı gereği dünya ortalamasının 1000 katı asbest içeriyor. Akciğer kanserini tetikleyen faktörler arasında yer alıyor. Doğu Anadolu’da Van ve Erzurum’da mide kanseri çok fazla görülüyor.
* Son 5 yıl içinde dünyada kanser tanısı konan 32.5 milyon kişi var. Dünyada yılda yaklaşık 8.2 milyon kişi kansere bağlı olarak hayatını kaybediyor. 20 yılda yaklaşık 1 katrilyon doların kanser araştırmalarına harcandığı tahmin ediliyor.
* Türkiye’de yıllık yeni kanser olgusu 160 ile 200 bin civarında. Yılda 14 bin yeni tanı konuyor. Bunların yüzde 50’si erken evre.

Medikal Onkoloji uzmanı Prof. Dr. Necdet Üskent, artık 4. evrede olup da iyileşen hastalar olduğuna dikkat çekerek, gelecek 10 yılda kansere çare bulunabileceğini söylüyor.

‘Erken tanı hayat kurtarır’

Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Hematoloji Medikal Onkoloji Bölümü’nde görev yapan Prof.Dr. Coşkun Tecimer, “Kanser, vücut hücrelerinin kontrolsüz çoğalması sonucu oluşan kitlelerdir. Vücudumuzda ne kadar çoğalan hücre varsa o kadar da kanser çeşidi var demektir” diyor. Konuştuğumuz tüm uzmanlar gibi Tecimer de, erken tanının önemine dikkat çekerek, “Erken tanı hayat kurtarır” uyarısında bulunuyor:

Kanser neden bu kadar hızla yaygınlaşıyor?

İstatistiklere göre 2012 yılında ortaya çıkan yeni kanserli hasta sayısı 14.1 milyon. Bu rakamın 2030 yılında 21.7 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Artıştaki en büyük neden yaşlanma. Tüm kanserlerin üçte ikisi 65 yaş üstü kişilerde görülüyor.

Kanserde alternatif tedavinin yeri var mı?

Son yıllarda alternatif veya tamamlayıcı tıp konusuna ABD ve Avrupa’da ilgi artışı var. Birçok alternatif tedavinin de gelişigüzel uygulandığını gözlemliyoruz. Oysa ki, alternatif yaklaşımların kanserde etkili olup olmadığını gösterecek araçlar, bilim ve modern tıbbın kullandığı yöntemler olmak zorundadır.

Doğal yöntemler doğru seçenek mi?

Çağdaş tıbbın kullandığı ilaçların en az dörtte biri bitkilerden elde ediliyor. Kanser tedavisindeki birçok ilaç bitki kökenli. Ancak yılar süren araştırma ve karşılaştırmalı çalışmalar sonucu bu tedavilere girişiliyor. Sebze ve meyvelerin doğal kullanımı kanser tedavisinden çok, kanserden korunmada etkili olmaktadır. Kanser oluştuktan sonra kullanılan doğal bitki ve vitaminlerin kanseri tedavi ettiğine dair kesin veriler yok. Alternatif tıp günümüzde yer bulacaksa, bu modern tıbbın süzgecinden geçmek suretiyle olabilir.

Kanserin bir numaralı nedeni stresi mi?

Stresin rolünü çok abartılıyor. Yoğun stres ve yaşanan üzücü olaylar bağışıklık sistemini baskılayan faktörlerden. Ancak bu durumun kanser gelişimi üzerindeki etkisi netleşmiş değil.

YARIN: Tüm yönleriyle tedaviye yönelik aşı ve ilaçlar. 10 kanser ameliyatı oldu ama dimdik ayakta