Gündem Insanlık tarihini paramparça ettiler

Insanlık tarihini paramparça ettiler

27.02.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Musul’da binlerce kitap ve elyazmasını yakan IŞİD dün Mezopotamya uygarlıklarına ait binlerce yıllık heykelleri de yok etti. Asurlardan kalma ünlü kanatlı boğa heykeli matkapla tahrip edildi...

Insanlık tarihini paramparça ettiler

Cihatçı örgüt IŞİD, Suriye ve Irak’ta kontrol altında tuttuğu alanlarda insanlığın ortak kültür mirasını hedef seçiyor. Haziran ayından bu yana Irak’ın ikinci büyük kenti Musul’u yöneten IŞİD, devlet kütüphanesindeki binlerce kitabı ve Osmanlı döneminden belgelerin de olduğu 700’den fazla nadir el yazmasını patlayıcılarla yakarak yok etmişti. Kütüphanede Osmanlı, Abbasi, Eyyübi ve farklı medeniyetlere ait çok değerli el yazması eserler bulunuyordu. Dün de IŞİD’le bağlantılı Twitter hesaplarından Asur, Babil, Sümerler gibi Mezopotamya uygarlıklarının arkeolojik hazinelerini barındıran Musul müzesindeki barbarlık görüntüleri yayınlandı.
Ünlü heykele matkap
Videoda paha biçilemez, bazılarının geçmişi milattan önce 9’uncu yüzyıla kadar uzanan duvar kabartmaları, taş işçiliği duvar işlemeleri ve heykellerin çekiç, balyoz ve matkapla parçalandığı görülüyor. Görüntüde konuşan IŞİD militanı, Asurlulardan kalma eserlerin ‘cahiliye devrine’ ait olduğunu savundu. Söz konusu eserlerin, şeriata aykırı olduğunu iddia eden militan, Musul’da buna benzer tüm eserleri yıkacaklarını ifade etti. Beş dakikalık video boyunca sakallı militanların tahrip ettiği eserlerin arasında Asur döneminde kalma kanatlı boğa heykeli de var. Asur hükümdarı 2’inci Sargon’un (Milattan Önce 8’inci yüzyıl) sarayının kapısının işlemesinde yer alan, diğer örnekleri Paris’te Louvre ve New York’ta Metropolitan müzesinde sergilenen heykel matkapla parçalandı.
Binlerce eser çalınmıştı
1952’de kurulan Musul Müzesi’nin tarihi Irak’ın çatışma ve yıkımla dolu son döneminde en ağır bedeli ödeyen yerlerden biri... 2003’te ABD’nin Irak işgalinin başlangıcında yağmalanan müzeden en az 8 bin eser çalınmıştı. Yıllarca süren restorasyon çalışmalarından sonra müze tekrar kapılarını 2009’da açabilmişti.

Haberin Devamı

Saddam döneminin parasında vardı

Musul’un idari başkenti olduğu Ninova eyaletinin sembolleri arasında yer alan heykel, Saddam Hüseyin döneminde onluk Irak banknotlarının arka yüzünde yer alıyordu.

24 tarihi miras alanı yok oldu

Birleşmiş Milletler Eğitim ve Araştırma Enstitüsü’nün (UNITAR) Suriye’de uydu görüntüleri aracılığıyla teknolojik araştırmalar yapan programı UNOSAT, insanlık tarihi için çok önemli olan eserlerin Suriye’de hangi durumda bulunduğunu gözler önüne sermişti. Milliyet’e konuşan UNITAR’ın uydu çalışmalarından sorumlu Direktörü Einar Bjorgo, “Uyduyla gözlemlediğimiz bütün alanların farklı derecelerde zarara uğradığını gördük. Halep ise en çok zarara uğrayan yer. Bazı alanların tamamen yok olduğunu söyleyebiliriz. Bu yerlerin yeniden inşa edilebileceğini düşünmüyorum” açıklamasını yapmıştı. UNOSAT’ın araştırmasına göre, UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer alan, Krak des Chevaliers kalesi, Şam, Busra ve Palmira antik şehirlerinin ve Halep’in eski şehriyle, Rakka’da ilk türbe yok oldu. 24 kültürel miras alanı tamamen yok oldu, 290 kültürel miras zarara uğradı, 104 kültürel miras ciddi hasar gördü, 85 kültürel mirasta ise kısmi zarar saptandı.

Haberin Devamı

Sanat eserleri IŞİD’e göre ‘kâfirlik’

IŞİD daha önce de Suriye ve Irak’ta tarihi türbeleri, İslam’ın kutsal saydığı mekânları patlayıcılarla havaya uçurarak yok etmişti. IŞİD, insanlığın ortak hazinelerini oluşturan mimari, edebi ve tarihi eserlere düşmanlığını ve yok etme çabasını ‘kâfirliğe’ karşı savaş olarak savunuyor. IŞİD militanları Suriye ve Irak’ta antik dönemden kalma sanat eserlerinin de yasadışı yollardan yurtdışına kaçırarak satıyor.
Buda heykelleri yıkılmıştı
2001 yılında Afganistan’da Taliban’ın Buda heykellerini bombalaması dünya kamuyonu ayağa kaldırmıştı. UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde yer alan 53 ve 56 metrelik ‘Bamyan Buda’ heykellerin yok edilmesi karşısında dönemin Dışişleri Bakanı Sözcüsü Hüseyin Diriöz, “Dünya kültürü ve Afganistan kültür birikiminin bir parçasını teşkil eden bazı arkeolojik anıtların bilinçli bir şekilde ortadan kaldırılmak istenmesinin, gelecek nesillerin bu kültürden mahrum bırakılmaları anlamını taşıdığını’ belirtmişti.