Ekonomi İranlılar bankacılığa geliyor

İranlılar bankacılığa geliyor

08.11.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

İranlı Bank Pasargad, Saman Bank ve Parsian Bank’ın Türkiye’de faaliyete geçmek için niyet ortaya koyduğunu açıklayan Bakan Zeybekci gerekli kriterler yerine getirilirse bunun mümkün olduğunu söyledi

İranlılar bankacılığa geliyor

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, İranlı Bank Pasargad, Saman Bank ve Parsian Bank’ın, Türkiye’de faaliyette bulunma konusunda niyet ortaya koyduğunu açıkladı.

Haberin Devamı

Türkiye’ye uygulanan Rus ambargosunun kaldırılmasında istenilen noktaya gelinmediğini de belirten Zeybekci, “Bu şekilde giderse ‘Rusya ile ilişkilerimizde kısıtlamalar kalktı, her şey güzel’ diyemeyiz. O zaman karşılıklı ekonomik olarak birbirimize tedbir almalar başlar. Biz de gereğini yapmaya başlarız” dedi.

Zeybekci, İranlı Bank Pasargad, Saman Bank ve Parsian Bank’ın, Türkiye’de faaliyette bulunma konusunda niyet ortaya koyduğunu bildirdi.

Zeybekci, bir grup gazeteciye yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

- “Bank Pasargad, Saman Bank ve Parsian Bank, Türkiye’de faaliyette bulunma konusunda niyet ortaya koydu. Buna yönelik görüşmeler devam ediyor. Ancak bu 3 İranlı banka, hâlâ BDDK nezdinde resmi nitelikte bir başvuruda bulunmadı. İranlı bankaların da bu kapsamdaki sermaye ve diğer benzer kriterleri yerine getirmeleri halinde ülkemiz bankacılık alanında faaliyet göstermelerinin önünde bir engel bulunmuyor.

Haberin Devamı

Rusya’ya sitem

- Anlaşma sağlanması durumunda Türkiye İran’dan aldığı doğalgaz için Türk lirası üzerinden ödeme yapabilir. Bunun enstrümanlarının kurulması lazım. Çin, Güney Kore ile bir miktar yapıyoruz. Bu sistem, kayıt dışı, kara para, terörün finansmanı ile ilgili kaygıları barındırmaz. Açık, şeffaf. Ne alındı, ne satıldı kayıtları tüm dünyaya açık.

- Rusya’nın kendi ürettiği ürünlere rakip olalım diye bir gaye içinde değiliz. Rusya tarım hayvancılık olarak üretebiliyorsa biz orada varız demiyoruz. Sebzede bir açılma olmadı. Kısıtlamalar kalkmadı. Meyvede de üzüm hariç düzenleme oldu. Üzüm bizim için önemli. Domatesin mevsimi geldi. Buralarda iyileştirmeler olmadı. Gerek KEK Başkanı Novak’a, gerek Ekonomi Bakanı’na bunları defalarca, telefonda söyledim. Bu şekilde giderse Rusya ile ilişkilerimizde kısıtlamalar kalktı, her şey güzel diyemeyiz. O zaman karşılıklı ekonomik olarak birbirimize tedbir almalar başlar. Biz de gereğini yapmaya başlarız. Yatırım fonu net. İki taraf da 500 milyon dolarla katılacak. Üçüncü ülkeler Orta Asya, Türkiye, Rusya, Balkanlar, her yer olabilir.

Haberin Devamı

- Hâlâ iddialıyım, oradan geri adım atmıyorum. TÜİK’in yaptığı çalışmayı başarısız buluyorum. Yöntem anketle belirlenir ama 3 bin dolar milli gelirde, sepette gıdanın oranı yüzde 27-28. Aynı aile 10 bin dolar milli gelire gelmiş hâlâ yüzde 24. Ankette soru yöntemlerini gözden geçirmek lazım. Anket örnekleme bölgesini, sayısını bir daha gözden geçirmek lazım. Türkiye olarak oynak bir ürünü enflasyona etkisinden dolayı faizde yüzde 0.5, yüzde 1 yiyorum. Sırf hiçten dolayı. Sivri biberden dolayı insanın canı yanar mı? Ağzı yanar ama cebi yanmaz.”

Dövizde oyuna gelmeyiz

- “(Döviz konusu) Bu durumda en küçük müdahale Türkiye’yi oyuna çekebilir. En küçük müdahalede karşı taraf muhatabını bulmuş, oyun, şov başlamış olur. Dünyanın en sağlam ülkelerinden birisiyiz. Türkiye’nin bu oyuna girmesine gerek yok. Son 7-8 aydan beri Merkez Bankası artık dövizle hiç muhatap olmuyor, döviz ihalesi yapmıyor. Günlük 20, 30, 50 milyon dolarlık, her şey mükemmel olsa bile, döviz satışı yapardı. Türk lirasında hızlı bir değer kaybı var çünkü avro da aynı süreçte o kadar değer kaybetti. Geçen hafta doların 3.09’a kadar inip 3.15’e çıktığı süreç endişe tabanlı bir oynama. ‘Acaba artar mı, bir şey olur mu?’ Tamamen algı ve psikolojik bir süreç. Taban sürüklemediği sürece, kamu düzeni anlamında oyuna girmediğimiz sürece bir şey olmaz. Kendisi o hareketi yapar sonra sadeleştirir, çünkü dalga boyu fazla değil.”

Haberin Devamı

Ya devlet başa ya kuzgun leşe

- “(HDP’li milletvekillerine operasyon) Dokunulmazlık kalktı ve hukuk sana, ‘gel’ dedi, ‘ifade ver’. Sen de çıktın ‘tanımıyorum seni. Sen devlet değilsin, devlet olamazsın, en önemli fonksiyonun olan hukuku yerine getiremezsin’ diyorsun. ‘Devlet değilsin’ diyene ötekinin devlet olduğunu göstermesi lazım. Ya devlet başa, ya kuzgun leşe. İfadesine ihtiyaç duyduğu talep ettiği vatandaşını ayağına getirdi, şekli ne olursa olsun ifadesini aldı, aldığı ifadeye göre hükme vardı. Buna tutuklama gerekli mi, gereksiz mi yorumlayabilirsiniz. Devlet hakimiyetini sürdürmek için her şeyi göze almıştır. Artık bundan dönüş yoktur. Bundan dönüş acziyettir, devletsizliktir.

- Yeni bir anayasa için artık geri dönüş olamaz. Hillary (Clinton) mi olur, Donald (Trump) mı olur, biri mutlaka yüzde 51 olur. Şüphe yok. Amerikan sistemindeki hatayı, Fransız sistemindeki boşlukları, Rus sistemindeki fazlalıkları alırsınız, kendi sisteminizi akılla bilimle beraberlikle kurarsınız. Kuru kuruya yok dememek lazım.”