İşçilere ulaşmaya ‘50 metre’

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Ermenek’teki maden faciasının 4. gününde yerin altında mahsur kalan 18 işçiye ulaşılması için, madende tahliye edilmesi gereken 50 metre derinliğinde su kaldığını bildirdi. Yıldız’ın açıklamasına göre 4 gündür yapılan tahliye çalışmalarında madene dolan suyun yalnızca 25 metrelik kısmının çekildiği anlaşıldı. Bakanlar, işçilerin hala su seviyesinin altında olduğunu da bildirdi.
Yıldız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, dün öğle saatlerinde Ermenek’te yaşanan maden faciasının 4. gününde gelinen son durumla ilgili bilgi verdi.
Açıklamasında madenin içine dolan suyun tahliyesinin artık öncelikleri olmadığını söyleyen Yıldız, içeride oluşan göçük nedeniyle yapılan tahkimat ve oradaki malzemelerin dışarı çıkarılması çalışmalarının hızlandırıldığını kaydetti.
Çelik de, çalışmaların son derece uyumlu ve güzel gittiğini söyleyerek “Bugün biz bakanlar olarak yaklaşık 200 metrenin üzerindeki çalışma yapılan göçük diyebileceğimiz alana indik. 10 dakika içerisinde vagon dolduruluyor ve diğer vagona geçiliyor. Seri bir çalışma var. Mesafe alınmaya çalışılıyor” dedi.

Tahliye nefeslikten
Suyun tahliyesinde bir sorun yaşanmadığını ifade eden Çelik, “nefeslik” bölümünde yoğun su tahliyesinin yapıldığını anlattı. Çelik “İnşallah hızlı bir şekilde yer altındaki kardeşlerimize ulaşırız” diye konuştu. Elvan, ise “Su seviyesi ile şu andaki molozların bulunduğu alan arasında aşağı yukarı 15 metrelik bir mesafe var. Orada hem molozların dışarı atılması, hem de tahkimat yapımına ilişkin çalışmalar devam ediyor. Su çekme işleminde bir problem görünmüyor” dedi.
Yıldız, çalışmalarda ne kadar derine inildiğine ilişkin bir soruya “800 kotun altına inildi. Bizim için önemli bir eşik noktasıydı” cevabını verdi.

Sondaj başlıyor
Yıldız, “Dün MTA’dan gelen ayrı bir araçla üçüncü girişin yapılmasını istediğimizi söylemiştik. Sabahleyin onların montajlarına başlandı. Araç, 170-172 metre kadar daha aşağı inecek ve maden ocağının en dip noktasında çamur gibi ne varsa çekebilecek tarzda bir kompresör merkezi ile beraber mekanize ediliyor. Hangisi daha önce çekerse oradan dip noktaya ulaşmış olacağız” dedi.
Bakan Çelik ise madende çalışan sayısının 180 olduğunu ve tamamının sigortalı olduğunu söyleyerek, “Sigorta sorunun olmadığını arkadaşlarımız tespit ettiler” ifadelerini kullandı.

Çökme galeriyi kapattı
Basın açıklamasının ardından Elvan, madende 230 metre aşağıya indiklerini ve ahtapot denilen aracın burada durduğunu söyleyerek, “Ahtapottan 20 metre civarında aldık. Toprakta değil tabanı. Yalancı tavan deniyor madencilik tabiriyle aşağı çökmüş. Çökmesinden dolayı da galerinin dörtte üçlük bölümü kapanmış. Şimdi 10 metrelik bir kısım var onu aldıktan sonra zaten su var. Eğer çökme yoksa daha hızlı ilerlenecek. Ama aşağı yukarı yarıya yakınını çıkarmış durumdayız” dedi. Elvan, göçük bölgesinde 5-6 metrelik temizlik yapıldıktan sonra suya ulaşılacağını da belirtti.
Yıldız da, madene dalgıçların girmediğini, yüksek teknolojili cihazların kullanıldığını kaydetti. Yıldız, “Son noktaya ulaşacağımız mesafe 50 metre. Yarı yarıya azaldı” dedi.

‘Çalışmanın yarısındayız’
Bakan Yıldız, “Daha arkadaşlar, çalışmanın yarısındayız” dedi. Vagonlarla tahliye işlemleri için 8 saatlik vardiyaları 4 ila 6 saate indirdiklerini belirten Yıldız, “İşçilerimizin üzerinde hala su var. Akşama kadar bu suyun tahliyesinin devam etmesi halinde akşam bunları netleştireceğiz ama net olan bir şey var, işçilerimiz hala suyun daha altında duruyor. Her geçen saat o su seviyesini değiştiriyor” diye konuştu.

Ailelerin gözyaşı durmuyor

Ermenek’te su basan maden ocağında mahsur kalan 18 işçinin kurtarılması çalışmalarında, dördüncü gün de geride kaldı.
* Ocak alanına girişte jandarma kimlik kontrolleri yaptı.
* Alanda görevli TRT ve A.A. ekipleri dışındaki basın yayın organları çalışanları, çalışmaların yapıldığı alana ve 18 işçinin ailelerinin de beklediği Kızılay çadırlarına yaklaştırılmadı. Alanın çevresi polis bariyerleri ile kapatıldı.
* Facianın hemen ardından madende mahsur kalan işçilerin ailelerinin kalması için kurulan ve kötü durumda olan çadırlar önceki gün başlayan alan düzenleme çalışmalarının ardından yeniden kuruldu. Ancak soğuk havaya karşı çadırların ısıtılması için bir çalışma yapılmadığı görüldü.
* Mahsur kalan maden işçilerinin yakınları ara sıra maden ocağının girişine giderek, kurtarma çalışmalarını gözyaşları ile izledi. Kurtarma çalışmalarına katılan bazı madenciler, mahsur kalan arkadaşlarının yakınlarına sarılarak ağladı.
* Bazı işçi yakınları ise maden alanında görevli AFAD ve Türk Kızılay’ı ekiplerine, kurtarma çalışmalarına yardım etmedikleri gerekçesiyle tepki gösterdi. Bu sırada fenalaşan bazı madenci yakınları yine diğer işçi yakınları tarafından sakinleştirmeye çalışıldı.
* Öğle saatlerinde ise maden ocağının önüne Türk Kızılayı ve AFAD tarafından kurulan çadırlarda cuma namazı kılındı.
* Maden ocağı önünde bekleyen işçi yakınları, ocağın mühendisi Sezgin Berberoğlu’nu fark edince tepki gösterdi. İşçilere ocak dışında yemek yemelerine izin vermemekle suçladıkları mühendise saldırmak isteyen acılı aileleri polis ve jandarmalar engelledi. Mühendis Berberoğlu koşarak bölgeden uzaklaşırken,sinir krizi geçiren üç işçi yakını güçlükle teskin edildi.

Açalım dİye vekİller aradı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Ermenek kazasına ilişkin olay yerinde bir araya geldiği muhalefet milletvekillerine içini döktü. Çelik, geçen çarşamba Ermenek’te 18 madencinin mahsur olduğu kaza yerinde CHP’li milletvekilleriyle ayrı ayrı görüştü. Alınan bilgilere göre, “samimi” bir biçimde dertleri anlatan ve sistemden şikâyetçi olan Çelik’in, “Işıklar Madeni’ni kapattık. Çalışmaması gerekiyordu. Sonra bir anda herkes devreye girdi.
Ankara’dan milletvekilleri devreye girdi ve açıldı. Madenleri kapatıyoruz, açılması için herkes devreye giriyor. Kapansın diyenin bir bildiği olsa gerek. Açılsın diye devreye girenler kaza olunca ağlıyorlar” görüşünü dile getirdi. “Sistem yanlış, işveren kar hırsıyla, ilk olarak iş güvenliğini göz ardı ediyor” diyen Bakan Faruk Çelik’in, Ermenek’teki madene ilişkin ise “Ben olsam, bu madene ruhsat vermezdim” dediği öğrenildi.

İlk anda ‘kasıt’ bulunamadı

Ermenek Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 18 işçinin mahsur kaldığı maden faciasıyla ilgili başlattığı soruşturmada Has Şekerler Madencilik şirketinde el koyduğu evraklar üzerinde şüphelileri tespit ettiği ve bu şüphelilerin mahkeme kararıyla yurtdışına çıkışlarını yasakladığı ortaya çıktı. Ermenek’teki herkes gibi işçilere ulaşılmasını bekleyen, bu nedenle bilirkişi incelemesini yapamayan savcılığın, suç vasfını ise işçilerin ölü veya sağ kurtarılmalarına göre değerlendireceği belirtildi. Savcılık kaynakları, işçilerin sağ kurtulmaları halinde “yaralama”, ölümleri halinde ise suçlamanın, “olası kastla adam öldürmek” yerine, daha az cezayı gerektiren, “bilinçli taksirle birden çok kişinin ölümüne neden olmak” olarak değerlendirebileceği iddia edildi.
Ermenek’teki maden ocağında 28 Ekim’de meydana gelen facia günü olay yerine giden Ermenek Cumhuriyet Başsavcısı Ali Özdemir ve iki savcı, Has Şekerler Madencilik şirketine ait delil niteliğindeki evrak ve bilgisayar kayıtlarına el koydu.
Ocakta mahsur kalan 18 işçinin isimlerini tespit eden savcılık, incelemeyi yapacak üç bilirkişiyi de tespit etti. Madende kurtarma çalışmaları halen devam ettiği için bilirkişi incelemesine şimdilik ara verdi. Savcılık, şirketin diğer bürolarında da ilgili evrakın tespiti ve el konulması için 30 Ekim’de bir arama daha yaptı. Savcılık, sağ kurtulan işçilerin de ifadesini aldı.

Yurtdışına çıkış yasağı
Savcılık, dün yaptığı basın açıklamasında ileride kendilerine kusur atfedilebilecek yetkili ve görevliler hakkında şüpheli sıfatıyla Ermenek Sulh Ceza Hâkimliği kararıyla yurtdışına çıkış yasağını içeren adli kontrol kararı alındığı belirtildi. Açıklamada, madende mahsur kalan işçilerin halen sağ veya ölü olarak çıkarılamamış olmaları nedeniyle, duruma göre kusur atfedilebilecek şüpheli kişilerin cezai sorumluluklarının farklılık arz edeceği de belirtildi.
Savcılık kaynaklarından alınan bilgiye göre, işçilerin yaralı kurtarılmaları halinde şüpheliler hakkında “yaralama” suçundan işlem yapılacağı, işçilerin ölümünün kesinleşmesi halinde ise şüpheliler hakkında “bilinçli taksirle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan değerlendirme yapılabileceği öğrenildi. Savcılığın, ilk etaptaki “bilinçli taksir” değerlendirmesini, daha yüksek bir cezayı gerektiren, “olası kastla adam öldürmek” suçuna dönüştürüp dönüştürmeyeceği henüz belli değil.