Gündem İsmet Paşa’ya karşı ‘Hücum Ordusu’

İsmet Paşa’ya karşı ‘Hücum Ordusu’

20.08.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Ordu 1930’lardan itibaren daha da modernleşmiş, yeni bir ‘genç subay’ kuşağı doğmuştu. Eskilerle uyuşamıyorlardı. İnönü’ye karşı ilk cunta ‘Hücum Ordusu’ adını aldı. Menderes’in ilk döneminde ‘Genç Pilotlar Birliği’ kuruldu. Darbe fikri o zamanlarda filizlenmişti...

İsmet Paşa’ya karşı ‘Hücum Ordusu’

Cumhuriyet’ten sonra ordu, ‘rejimin koruyucusu’ misyonunu yüklendi. Atatürk’ün yakın silah arkadaşlarının kontrolünde, tam bir sadakatle yeni devletin rejimine uyum gösterildi. 20’li yıllardan itibaren küçük gruplar halinde komünist yapılanmalar ortaya çıkarılsa da bunlar ordunun geneline etki edemeyecek kadar küçük boyutlardaydı. Ordu, 30’lu yıllardan itibaren kendi iç bünyesine döndü. Siyasete dönük ilk hareketlenmeler ise 1940’lardan itibaren başladı...

Haberin Devamı

Uzunca bir sükûnetin ardından ilk ‘müdahaleci’ örgütlenmeler 1940’lı yıllarda başladı. 1943’te bazı ‘genç’ subaylar İnönü’yü devirmek için bir örgütlenmeye gitmiş, General Muzaffer Tuğsavul ile temasa geçmişlerdi. Tuğsavul bu teklifi ‘intihar’ olarak nitelendirip, düşünmeden reddetti. Aynı teklif Genelkurmay Harekât Başkanı Ahmet Ekrem Türker Paşa’ya da yapıldı. İstanbul, Ankara ve Konya’da toplantılar yapılıyor, örgütlenme genişliyordu. Ancak ‘sağduyu’ galip geldi. Zira 2. Dünya Savaşı’nın devam ettiği bir ortamda, böylesi bir müdahale ülkenin hayrına olmazdı. Hükümete ‘bir şans daha’ vermek için planlarından vazgeçtiler.

İsmet Paşa’ya karşı ‘Hücum Ordusu’

‘Hücum Ordusu’

Bir başka grup ise Kurmay Albay Seyfi Kurtbek önderliğinde harekete geçmişti. Sonradan ikiye bölündüler. Demokrat Parti’nin Milli Savunma Bakanı olacak olan Kurtbek ‘Hücum Ordusu’ adıyla ekibini örgütledi. Diğer grup ise Yüzbaşı Cemal Tural liderliğinde yoluna devam etti. Ancak planları hep kâğıt üzerinde kaldı. Bu yapının ikindeki Kurmay Binbaşı Cemal Yıldırım, 1946’da Harp Akademileri içinde yeni bir ‘komite’ daha kurdu. Sonradan her biri meşhur isimler haline gelecek Kurmay Yüzbaşı Memduh Tağmaç, Kurmay Albay Cevdet Sunay da bu ekip içindeydi. Ordu içinde ‘DP hizbindeki’ paşalardan biri olarak bilinen Korgeneral Fahri Belen ile de temas kurdular. Celal Bayar ile görüşerek 1950 seçimlerinde hile yapılırsa, ‘müdahale’ edeceklerini bildirdiler.

Haberin Devamı

‘Reform’ beklentisi

1950 seçimlerini Demokrat Parti’nin kazanması genç subayları ümitlendirdi. Hem ekonomik refahlarının artırılmasını hem de ‘yaşlı’ subayların emekli edilerek kendi önlerinin açılmasını bekliyorlardı. Bu süreçte İnönü yanlısı paşalar da boş durmuyorlardı. Zaten Menderes ve Bayar ordunun müdahalesinden endişe ediyorlardı. Fevzi Çakmak, Ali İhsan Sabis gibi eski paşaları kendilerine bir ‘sigorta’ olarak aday göstermişlerdi ama bunun yeterli olup olmayacağından emin değildiler.

İsmet Paşa’ya karşı ‘Hücum Ordusu’
Menderes’e karşı ilk cunta

5 Haziran 1950’de Menderes’e gelen bir Albay, İnönü’ye bağlı generallerin 8-9 Haziran gecesi darbe yapacaklarını ihbar etti. Menderes, derhal harekete geçerek Genelkurmay Başkanı Faruk Nafiz Gürman ile birlikte 16 general ve akabinde 150 subayı emekli etti. Demokrat Parti, kendisine yönelik ilk planı, kendisini destekleyen generallerle birlikte kazasız belasız atlattı.

Haberin Devamı

Ancak genç subayların ‘reform’ isteği henüz tam anlamıyla karşılanamamıştı. İlk muhtıra 1 Ocak 1951’de Eskişehir’den ‘Genç Subay Pilotlar Birliği’ imzasıyla geldi. Daha sonra ‘Genç Kurmay Subaylar Adına’ Yılmaz Akın imzasıyla Başbakan Menderes’e bir mektup daha geldi. Genç pilotların bildirisi çok sertti: ‘Abdurrahman Çelebiler orgeneral olmuş’ diyorlardı. İsimlerini verdikleri general ve subayların tamamen tasfiyesini istediler. Uçuş ücretlerinde iyileştirme talebinin ardından ‘tarihi’ bir uyarı geldi. Genç pilotlar aba altından sopa gösteriyordu: ‘Babıâli baskınını yapan birkaç subaydan daha kudretliyiz, memleket kaygusundan gayri düşüncemiz yoktur. Beklediğimiz ıslahatın yapılacağına inanıyoruz.’

Teğmenler tasfiye istiyor

Haberin Devamı

Yılmaz Akın’ın mektubu da ordu ve kolordu komutanları dâhil olmak üzere komuta heyetine karşı sert ifadelerle doluydu. Her birinin yanlış ve zaafları tahkir edici bir dille anlatılıyordu. Genelkurmay Başkanlığı için ‘liyakatli ve karakterli’ bir zatın bulunması özellikle vurgulanmıştı. Menderes’e güvendiklerini ve reformu beklediklerini de yazmışlardı. Ancak bu beklenen reform bir türlü gerçekleşemedi.

Menderes, üst komuta kademesinin sadakatini yeterli görüyordu. Genç subaylar ise 27 Mayıs’a giden yolun taşlarını döşemeye başlamıştı bile...

Okuma listesi

- Askeri Müdahalelerin Orduya Etkisi, Doğan Akyaz

- Ordu Siyaset İlişkileri, Ümit Özdağ

- 2. Dünya Savaşı’nda Türkiye, Murat Metinsoy

- Ordu ve Politika, Fahri Belen

YARIN: 27 MAYIS DARBESİ