Gündem İstanbul’daki zirveden insanlar ne bekliyor?

İstanbul’daki zirveden insanlar ne bekliyor?

22.05.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

İstanbul’daki dev zirvede buluşacak olan devlet ve hükümet başkanlarıyla sivil toplum ve özel sektör temsilcileri, günümüz sorunlarına çözüm arayacak, neler yapılması gerektiğini görüşecek

İstanbul’daki zirveden insanlar ne bekliyor

Hükümet ve devlet başkanları, uluslararası kuruluş, özel sektör ve sivil toplum temsilcileri, gelecek hafta ilk kez düzenlenecek olan Dünya İnsani Zirvesi’nde günümüzün zorlu sorunlarının bir bölümüne çare bulunmasına yönelik taahhütlerini açıklamak üzere İstanbul’da bir araya geliyor. Sonsuz acılara neden olan sonu gelmez çatışmalara, büyük sayıda insanın yerlerinden edilmesine, siyasi ve ekonomik çalkantılara, uluslararası insani hukukun pervasızca ihlal edilmesine, çocukların yürek yakan seviyelere erişen yetersiz beslenmesi ve açlığına, iklim değişikliği ile bağlantılı olarak daha şiddetli ve sık rastlanan doğal afetlere ve milyonlarca insanı kalkınmanın nimetlerinden mahrum bırakan ayrımcılığın artmasına baktığımızda zirveye neden ihtiyaç duyulduğunu çok açık bir şekilde görüyoruz.

Haberin Devamı

İstatistiki veriler çok çarpıcı boyutlara ulaşmış bulunuyor: 130 milyonun üzerinde kişi insani yardıma ve korunmaya muhtaç durumda. Üstelik bu sayı giderek artıyor. 40,8 milyon kişi çatışmalar ve şiddet nedeniyle kendi ülkeleri içinde evlerinden edilmiş durumda, 20,2 milyon kişi ise yabancı ülkelere sığınmış halde. Sadece 2015 yılı içinde, 113 ülkede 19,2 milyon insan doğal afetler nedeniyle evlerinden edildi.

17 milyar dolar eksik

Korunmaya en çok muhtaç gruplara öncelik veren Birleşmiş Milletler ve onun insani yardım alanındaki ortakları, 40 ülkede 91milyon kişiye insani yardım ulaştırılması için 21 milyar ABD Doları kaynağa ihtiyaç duyuyor. Ancak, yıl neredeyse yarılanmış olmasına ragmen hayati öneme sahip kaynağın hâlâ 17 milyar ABD Dolarlık kesimi eksik. Bu durum da, bir çoğu hayattaki herşeyini kaybetmiş insanlara yardım edilmesinin önüne geçiyor.

Haberin Devamı

BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, statükonun sürdürülemeyeceğini anlamış, ilki düzenlenecek Dünya İnsani Zirvesi ile ilgili çağrısını dört yıl önce yapmıştı. Günümüz, böyle bir zirve vizyonu ve zamanlaması için son derece uygun. Liderlerin insani yardım konusundaki ihtiyaçların kontrolden çıkmak üzere olduğunun mutlaka idrakine varması gerekiyor.

Bir araya gelmemiz sayesinde, dünyanın en kırılgan kesimlerinin çektiği acıları hafifletecek, daha da önemlisi onların bu acıları çekmesini önleyecek büyük hedefler pesinde olan bir gündemi uygulamaya koyabilmek için hayatta bir kez karşımıza çıkacak fırsatı yakalamış olacağız. Bu girişimin başarılı olabilmesi için Genel Sekreter “İnsanlığın Gündemi” raporunda değişimi sağlayacak taahhütler ve eylemler için çağrıda bulunuyor.

Milyonlarca insanın hayatını dönüştürmek için Zirve’de görmemiz gereken değişimlerden biri de uluslararası ilgi odağının ihtilafların önlenmesi ve çözülmesi üzerine yoğunlaşması olacak. Öncelikli olarak siyasi liderler insanların sürekli ve büyük ölçekli olarak çektiği acıların hafifletilmesinin tek yolunun çatışmaların önlenmesi ve sonlandırılması olduğunu kabul ederek bu konudaki ortak kararlılıklarını ve sorumluluklarını bütünleştirmeliler. Bunun için de liderlerin istikrar için verdiği desteği önemli oranda arttırmaları ve önleyici diplomasiye hak ettiği önceliği vermeleri gerekecektir.

Haberin Devamı

Ölümcül saldırılar

Liderler ayrıca, hem devletleri hem de silahlı devlet dışı aktörleri bağlayan uluslararası insani hukukun ihlal edilmesini de önlemelidir. Günümüzdeki çatışmalarda uluslararası hukuk ihlalleri cezasız kalıyor. Siviller evlerinde ya da hastane yataklarında öldürülüyor, kuşatma altına alınan şehirlerde açlığa teslim ediliyor, bu kişilere yardım etmek isteyen insani yardım çalışanları da yasalara aykırı olarak hedef alınıyor ve genellikle de ölümcül saldırılara maruz kalıyor.

Zirve, ayrıca liderlerin 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi kapsamında, başta en geride kalanlar olmak üzere kimsenin dışarıda bırakılmayacağına dair taahhütlerine de mutlaka hayat vermeli. Krizlerden etkilenen insanların seslerine kulak vermeliyiz: onlar sadece hayatta kalmayı ve korunma sağlanmasını istemiyor, onlar ayrıca bir umutları ve refaha erişmek üzere bir şanları olsun istiyor. Sorunların ana nedenine çare bulacak ve ihtiyaçları azaltacak daha iyi yollar belirlememiz ve bireyleri ve toplumları güçlü kılmamız gerekir.

Haberin Devamı

Hükümetler, sivil toplum, kalkınma ve insani yardım alanında faaliyette bulunan aktörlerle birlikte kapsayıcı ortaklıklar oluşturmayı taahhüt etmeliyiz.

Girişim başlayacak

Sonuçta, çekilen acıları azaltmanın yanı sıra kırılganlıkların azaltılması ve risklere karşı önlem alınmasını sağlayacak şekilde daha akıllıca kaynak bulunmaması halinde, bu ve diğer bir çok değişiklik gerçekleşemeyecektir. Zirve’de insani yardım çalışmalarının canlılığını ve çok çeşitliliğini gösterir ölçekte ve kapsamda büyük hedefler öngören bir dizi uygulanabilir girişim de başlatılacak.

Liderlerden evlerinden edilen insanların sayısını 2030 yılına kadar 40 milyondan 20 milyona indirecekleri yönünde taahhütte bulunmalarını isteyeceğiz. Liderlerden 20 ülkede 2020 yılına kadar minimum seviyede afetlere karşı hazırlıklı olunmasını amaçlayan yeni “Küresel Hazırlılık Ortaklığı”nı desteklemelerini isteyeceğiz.

Haberin Devamı

Özel sektörün afet risklerinin azaltılması, acil durumlara hazırlık, yerel ve bölgesel seviyede afetlere müdahale ve yeniden yapılanma alanlarındaki faaliyetlerini dönüştürecek “İş Dünyasını Bağlıyoruz” (Connecting Business) girişimini başlatacağız. Ayrıca küresel sağlık acil durumları ve kentsel krizlere müdahale için de heyacan verecek ortaklıklar oluşturulacak.

Son 10-20 yılda insani yardım alanında çalışmalar tüm yönleriyle gelişti: Artık daha güçlü analizler yapılıyor; daha iyi işbirliği gerçekleştiriliyor; yerel ve ulusal kapasite artmış bulunuyor; daha üst operasyon standartları uygulanıyor. Ancak, daha fazla hayat kurtarmak ve korumak için kendimizi geliştirmek, daha etkili ve verimli olmak için çabalarımızı sürdürmeliyiz.

Bu kararlı girişimin bir parçası olarak insani yardımlarla ilgili geniş bir yelpazeyi oluşturan liderlerden, donörler ve kurumların arasındaki “Büyük Anlaşma”ya (Grand Bargain) imza atarak verimlilik sayesinde elde edilecek bir milyar ABD Dolarına ulaşan tasarrufları önümüzdeki beş yıl içinde insani çalışmaların ön cephesine yönlendirmeye çağıracağız. Bu anlaşmaya imza atarak yardım kuruluşları harcanan paranın verimliliğini ve hesap verebilirliğini daha da iyi hale getirmeyi kabul etmiş olacaklar.

Tarihi bir fırsat

Bizim tarafımızdan ise, benim dairem finansman süreçlerini çok daha sadeleştirecek, yerel ve ulusal seviyede ön cephede faaliyette bulunan kuruluşlara mali kaynak bulmaya öncelik verecek ve yeni çalışma yönteminin savunucusu olacak. Böyle değişikliklerin her zaman rahatlıkla gerçekleşmediğini biliyoruz. Anlaşmazlıklar ve uzlaşmaları ortaya çıkarabilecektir. Zirve tarihi ve çığır açan bir fırsat sunuyor ve liderler olarak bizlerin de ahlaki sorumluluğu bu yönde adım atmak.

Gelin bu konuda bize katılın!