Gündem İstiklal’de 12 yıllık özlemin kuyruğu

İstiklal’de 12 yıllık özlemin kuyruğu

14.12.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

12 yıl aradan sonra İstanbul’da imza günü düzenleyen Orhan Pamuk, İstiklal Caddesi’nde izdihama sebep oldu.

İstiklal’de 12 yıllık özlemin kuyruğu

Galatasaray’daki Yapı Kredi Yayınları’nın önünde uzunca bir kuyruk... Saat daha 13.30. 12 yıllık bir aradan sonra İstanbul’da ilk kez düzenlenen Orhan Pamuk’un imza gününün başlamasına henüz bir saat var. Twitter’da “Bu kuyruk nasıl biter ki?” diye twitlerini görüyoruz. Bir ölçüm aleti olsa elimizde, kitabını imzalatmaya gelenlerin oluşturduğu uzunluğu hesaplayacağız. Yayınevinin yetkilisine soruyorum “Sizce bu kuyruk ne kadardır?” diye. “Ben diyeyim 100, siz deyin 150 metre” diyor. Orhan Pamuk’un kitaplarını imzalatanların çıktığı kapının önünde bekliyoruz. Basın mensupları sırayla içeri girebiliyor, çünkü yayınevinin içi de mahşer günü gibi.

Haberin Devamı

‘Sabah 09:00’da geldik’
Bir okur çıkıyor kapıdan. İsmi Fatoş Aydın. İki haftadan bu yana Orhan Pamuk’u görebilmenin ve kitaplarını imzalatabilmenin hayaliyle yaşadığını söylüyor ve ekliyor: “Sabah 09.00’da geldik, oğlum ve kocamla. O saatten bu yana buralardayız. Üç kez girdim sıraya. Üç seferdir başka başka kitaplar imzalatıyorum,” diyor. Kitabını imzalatıp kapıdan çıkanlar sanki bir maç galibiyeti yaşamışçasına mutlu. Kimi arkadaşına, sevgilisine sarılıyor kimi de “İmzalattım inanabiliyor musun?” diye anlatıyor telefonda.

‘Yavaş yavaş okuyacağız’
Birkaç dakika sonra Koreli bir çift çıkıyor kapıdan. Elinde henüz çıkan ‘Kafamda Bir Tuhaflık’. “Türkçe biliyor musunuz da bu kitabi imzalattınız?” diye soruyorum, “Birkaç yıldır Türkiye’de yaşıyoruz, yavaş yavaş okuyacağız bunu da” diyorlar. İçeri girme sırası bize geliyor. Orhan Pamuk okurlarıyla sohbet ederek imzalıyor kitaplarını. Bir okuru sohbetin tadını artırmak için yanında getirdiği bir şişe bozayı Pamuk’a hediye ediyor. Orhan Pamuk, bir ara ayağa kalkıyor ve kuyruğu görmek istiyor. Saatine bakıyor ve “Hızlanmamız lazım,” diyor. Bu sırada yanına beyaz saçlı, uzun boylu bir okuru yaklaşıyor Pamuk’un. Sohbetleri dikkatimizi çekiyor. Kitabını imzalattıktan sonra yanına gidiyoruz Pamuk’un sohbet ettiği okurunun. Yazarın Bayramoğlu’ndaki yazlıktan çocukluk arkadaşı olduğunu öğrendiğimiz Erhan Bey, ismini söylediği anda Orhan Pamuk’un kendisini hatırladığını söylüyor. O da imzalatıyor kitabını. Madem bu kadar bekledik biz de imzalatalım kitabımızı diyerek uzatıyoruz ‘Kafamda Bir Tuhaflık’ı ve o kalabalıktan mağlup çıkanlardan oluyoruz.

Haberin Devamı

‘Okur için yazıyorum’

Orhan Pamuk, saat 17.00’ye kadar kitaplarını imzaladıktan sonra basına kısa bir açıklamada bulundu. Uzun zamandır Türkiye’de imza günü yapmamasının sebebinin ihmaller ve zorluklar olduğunu söyleyen yazar, “Her zaman sorarlar biz yazarlara, ‘Kimin için yazıyorsunuz?’ diye. Çünkü şunun için, bunun için yazıyorsanız her zaman dışarıda kalmış biri vardır. Ben de derim ki, okurlarım için yazıyorum. Ama okur, soyut bir kavramdır. Hiçbir zaman göremezsiniz. Benim gibi üç senede, dört senede kitap yazan bir yazar hep okurlarını düşünür.” Okurları ile bir araya gelmekten mutlu olan Pamuk sözlerine şöyle devam etti:

“Bu benim için çok özel bir şey çünkü bir kitabı imzalarken başka kitaplarımı okumuş olan okurun gözünün içine bir saniye bakabiliyorum. Biliyorsunuz ki o sizi okumuş. Başka kitaplarınızı okumuş. Fotoğraf çekerken, itiş kakış olurken kalabalığın içinde gene de bir an bakışıyorsunuz. Aslında o okurun hayal dünyasında maneviyatında olmak istediği yerde benim yazılarımın yeri olduğunu düşünmek, görmek, bir an bakışmak benim için en büyük mutluluk”. İmza gününe pek çok yabancı okurun ve gazetecinin geldiğini ve kitabın İngilizce baskısının ne zaman çıkacağını sorduğumuzda ise yazar, “Henüz belli değil, sonbaharda olacağını zannediyorum” diye cevapladı.