Gündem İtiraz Loach’a değil filmine!

İtiraz Loach’a değil filmine!

24.05.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Ken Loach’un sistemin çarpıklığını ele aldığı ‘I, Daniel Blake’ şaşırtıcı bir yarışmanın şaşırtmayan filmiydi. Altın Palmiye’nin Loach’a gitmesi değil yönetmenin bu filmine gitmiş olması içe sinmeyen bir karardı

İtiraz Loach’a değil filmine

69. Cannes Film Festivali’nde George Miller başkanlığındaki jüri kararlarını önceki gün festivalin kapanışında açıklandı. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sinema profesyonelleri ile jürinin fikirleri ayrı düştü.

Politik sinemada hiç şüphesiz doldurulmaz bir yeri olan Ken Loach’un 2006’daki ‘The Wind that Shakes the Barley’den sonra yeni filmi ‘I, Daniel Blake’le ikinci kez Altın Palmiye’ye uzanması kariyeri düşünüldüğünde çok uygun geliyor. Ancak Loach’un sistemin çarpıklığını, sağlık sorunları olan bir marangoz üzerinden gösterdiği filmi ‘I, Daniel Blake’ şaşırtıcı bir yarışmanın şaşırtmayan bir filmiydi. Dolayısıyla Altın Palmiye’nin yönetmen olarak Ken Loach’a gitmesine itirazlar azken, ‘I, Daniel Blake’e gitmesi içe sinmeyen bir karardı.

Dolan’a büyük tepki
Jürinin ikincilik ödülü olan Jüri Büyük Ödülü’nü verdiği Xavier Dolan’ın ‘Juste la fin du monde’u ise Ken Loach’un Altın Palmiyesi’nden daha çok tepki çekti. Hemen hemen her yıl daha iddialı bir kadroyla yeni bir film çeken Kanadalı genç sinemacı Dolan’ın yakın plan yüz planlarından, abartılı oyunculuklar ve kendini fazla ciddiye almaktan mustarip filmi, yarışmanın en zayıflarındandı.

İki ödül birden
Asghar Farhadi’nin ‘The Salesman’ı belli bir düzeyin üzerinde bir film olsa da, yönetmenin kariyerinin doruklarından biri değil. Miller jürisinin pek sık rastlanmayan bir uygulamayla iki ödül verip hem En İyi Erkek Oyuncu hem de En İyi Senaryo ile ödüllendirmesi şaşkınlık yarattı.

Son yılların en iyilerinden biri olarak kabul edilen yarışmanın sonuçları da isabetsiz sonuçlar olarak hatırlanacağa benziyor.

Hakkı yenenler
Gecede hakkı yenenlerin listesi kabarık. Ama öne çıkanlar, Mungiu dışındaki yarışmadaki diğer Romanyalı yönetmen Cristi Puiu’nun bir aileyi konu alan dört başı mamur filmi ‘Sieranevada’nın elinin boş dönmesi beklenmiyordu. Aynı şekilde son yıllardaki Cannes Film Festivalleri’nin etkileyiciliği konusunda en birleştirici filmi Maren Ade’nin yönettiği ‘Toni Erdmann’ın en tepe ödüllere uzanması beklenirken geceden ödülsüz ayrıldı.

Son gün gösterilen Paul Verhoeven’ın ‘Elle’i ise Hollandalı usta sinemacının muhteşem dönüşü olarak görülmüştü. Ancak Miller jürisi öyle görmediğini önceki akşam belli etti.

‘Yönetmen’ler şaşırtmadı

En İyi Yönetmen Ödülü, jürinin en az tartışmalı ödüllerinden biriydi. Cristian Mungiu’nun ‘Bacalaureat’ı yarışmanın gözdeleri arasındaydı. Olivier Assayas’ın ‘Personal Shopper’da aldığı riskin değerli bulunması önemliydi.