Binghamton Üniversitesi, New York eyaletine ait (bizdeki devlet üniversitesi muadili) bir araştırma üniversitesi; Prof. James Petras ise üniversitenin ABD yönetimi, İsrail’in küresel etkisi, kapitalizm ve emperyalizm konularında 30’dan fazla kitap yazmış bir üyesi. Son kitaplardan birkaçının başlığını verirsem, Prof. Petras’ın araştırma alanı daha iyi belirebilir:
Arap İsyanı ve Emperyalist Karşı Saldırı (2011); Gazze’de Savaş Suçları ve Amerika’daki Siyonist 5’inci Kol (2010); Siyonizm, Militarizm ve Amerika’nın Gücündeki Düşüş (2007); ABD İmparatorluğu’nda Yönetenler ve Yönetilenler: Bankerler, Siyonistler ve Militanlar (2006).
Prof. Petras neo-kapitalizm adını verdiği yeni Amerikan imparatorluğunun, kendisini çöküşten kurtarmak için “globalizm” politikasını ortaya attığını yazdığı 2001 yılından beri, ABD’nin en çok okunan bilim insanlarından biri. Bununla birlikte, yazılarının New York Times ve Washington Post’ta yayımlandığını sanmayın. Ana akım medya kendisinden o kadar uzak duruyor ki Prof. Petras sonunda kendi web sitesini açmak zorunda kaldı (https://petras.lahaine.org).
Son yazısını Amerika’da işçilerin ve orta sınıf beyaz yakalı çalışanların içinde bulundukları uyuşturucu madde afetine ayıran Prof. Petras, kapitalizmin bunu bir siyaset olarak uyguladığını belirtiyor ve adına da “Yerli B*k Çukurları Yaratma Siyaseti” diyor. Bu çirkin “sh*thole” kelimesini, hatırlarsanız, Başkan Trump Haiti, El Salvador ve bazı Afrika ülkeleri için kullanmıştı. Dünya üzerinde bir ülkeyi ve o ülkenin halkını böyle tezyif etmek, ırkçılık temelinde terbiyesizlik, seviyesizliktir. Ancak kendisinin ne kadar “sıkı erkek” olduğunu anlatmak için mikrofonun açık olduğunu unutup kadınları ilk gördüğünde beğenirse doğruca cinsiyet organlarına dokunduğunu söyleyebilen ve bunu “Erkekler kendi aralarında böyle konuşur” diye savunan bir kişi, başkan olduğunda da beğenmediği ülkeyi böyle tanımlayabilir. Konu bu değil ama lafın kaynağını açıklamak için olayı hatırlayınca, insan kendisini tutamıyor.
Prof. Petras, kapitalizmin ve onun uluslararası tezahürü olan yeni-emperyalizmin, ABD’yi ve diğer ülkeleri daha iyi yönetilebilir kılmak için, dünyanın başına Opioid (afyonlu ilaç) denen belayı musallat ettiğini anlattığı son yazısında, belirli ilaçların adını veriyor ve bunların ABD’ye dünyaya hangi firmalar eliyle yayıldığını anlatıyor. Vücudun ağrılarla mücadele için kendi imal ettiği ağrı kesici salgıları taklit eden bu ilaçlar reçeteyle satılıyor; ancak açgözlü ilaç kapitalistlerin ürettikleri milyonlarca ton ilacı belirli örgütler Amerika’da adeta bedava işçiler, Güney Amerikalılar ve siyahlar olmak üzere, hemen herkese ulaştırıyor. Petras, Trump işbaşına geleli bu trafiğin katlanarak arttığını bildiriyor.
İlaçların resmî adını yazarak konuyu başka mecraya çekeceklere imkân vermemek lazım. Ama bugün İstanbul dâhil hemen her kentte “Apaçi” ve “Çinli Kız” bulmak mümkün.
Ortada gerçek bir “b*k çukuru” var ve oraya düşmemek elimizde.
